Haberler

Krematoryum Mimarisi

Tarih: 6 Ağustos 2010 Kaynak: Wikipedia, Archdaily, Jewish Virtual Library, e-architect Derleyen: Dilek Öztürk
"Her canlı bir gün ölümü tadacaktır."

Öldükten sonra, insan bedeni fiziksel bir kütle olarak hala var olmaya devam ediyor. Beden bu noktadan sonra farklı işlemlere tabi kalabiliyor. Toprağın altına gömülüyor, yakılıp külleri bir kavanoz içine giriyor ya da külleri yine yeryüzüne serpiliyor. Beden, bu süreçte yerini, kent içindeki büyük mezarlıklar ve krematoryumlarda alıyor. Gittikçe artan dünya nüfusuna karşılık, bazen metropollerin merkezlerindeki mezarlıklar bile yetersiz kalıyor. Ölülerin şehre sığmaması durumu ne kadar ironik değil mi? Krematoryumların bulunduğu ülkelerde ise, sadece küllerin saklandığı daha az yer kaplayan mezarlıklar bulunuyor.

Krematoryum, ölen kişinin yüksek sıcaklıklardaki yakıldığı yer. Kremasyon (ölü yakma işlemi) en azndan 20.000 yıl önceye dayanıyor. Neolitik dönemde hem Avrupa hem de Orta Doğu da ölülerin yakıldığına dair güçlü kanıtlar bulunuyor. Bronz çağından sonra, insanlar yakılarak, Tanrı'lara ve daha yüce güçlere kurban edildi.İnanç ve kültürlerin paralelinde gelişen beden yakma törenleri, toplum yaşantısına da pek çok şey kattı şüphesiz...


Tayland'da bir cenaze töreni


Nepal'de toplu yakım işlemi

Orta Çağ'da rasyonalist ve klasisistler, ölümden sonra yakılma işleminin, ölümden sonraki hayata karşı bir duruş olduğunu savundular. Uzak Doğu'da ise beden, aynı zamanda ruh anlamına da geldiği için, ölü yakma törenleri açık havada yapılıyor ve büyük bir ayin düzenleniyor. Cenaze yeri sanki bir panayır alanına dönüşüyor. İslam kültüründe ve bazı doğu Ortodoks toplulmarında ise ölülerin yakılması yasaklanmış durumda. Bütün toplumlar tarafından önce yadırganmış ve sonra kabul edilmeye başlanmış bu işlem, beraberinde kente, hayata da yeni bir düzen getiriyor. İnançlar ve hür irade dahilinde kişinin kendi bedeni için aldığı karar, öldükten sonra yakılma ve kül olma kararı, bir çok prosedür, ünite, izin ve mekan gerektiriyor.

Ölü bedenin yakılması, sadece inançlar ve öldükten sonra kül olma isteğine dayanmıyor. Dünya, bunun dışındaki durumlarda da bedenlerin yakıldığını gördü. Ölü yakma kültürü dışında toplum açısından yüksek risk taşıyan ölüler de bu tip yerlerde yakılarak çevreye zarar vermeleri önleniyor. Bunun dışında Polonya'daki Majdanek İmha Kampı'nda Nazilerin gerçekleştirdiği "kitle ölüm" vakaları da var. Naziler daha randımanlı kitle cinayetleri için ölüm merkezleri kurdu. Temel olarak tutuklama ve çalışma merkezleri vazifesi gören toplama kamplarından farklı olarak, ölüm merkezleri adeta yalnızca "ölüm fabrikaları"ydı. Kamplara getirilen sürgünlerin hemen hepsi doğruca gaz odalarında (Sonderkommandos olarak bilinen özel çalışma timleri için seçilen çok az kişi hariç) ölüme gönderildiler. En büyük ölüm merkezi 1943 ilkbaharına kadar faal dört gaz odası (Zyklon B zehirli gazı kullanılan) bulunan Auschwitz-Birkenau'ydu. Sürgünlerin en yoğun olduğu zamanlarda, Polonya'da Auschwitz-Birkenau'da her gün 6.000'e kadar Yahudi gaza maruz bırakıldı.


Majdanek Krematoryumu


Auschwitz-Birkenau

Şu anda "laik" Türkiye Cumhuriyeti'nde "İslam"a aykırı olduğu için herhangi bir krematoryum binası bulunmuyor. Osmanlı'nın son zamanlarında İstanbul'da Anadolu Kavağı sınırları içinde "Tahaffuzhane" olarak adlandırılan ölülerin yakıldığı bir bina vardı. Cumhuriyet döneminde bu alan askeri bölge ilan edildi ve daha sonra harabe oldu. Bunun dışında , Atatürk'ün Zincirlikuyu Mezarlığı'nda yaptırdığı krematoryum, daha sonra geleneklerimize aykırı olduğu görüşüyle yıkıldı ve yerine, her boş alanı doldurmak için yaptığımız gibi, otopark yapıldı.

Peki bir krematoryumu tasarlamak için nelere dikkat etmek lazım? Yani bu mimari yapı, diğer yerleşim birimleri ve konut alanlarından farklı olarak, içinde insanların yakıldığı ve daha sonra küllerinin toplandığı bir yer. Ölümün, ölünün yakılmasının bir ritüel olduğu bir mekan.

10 Adımda En İyi Krematoryum Tasarımı
1- Öncelikle krematoryum binasının bulunacağı bölgenin seçimi çok önemli. Toplu taşıma araçlarının ulaşabileceği, her türlü servis ve altyapının olduğu bir yerde konuşlanmalı.
2- Krematoryum faaliyette iken, çevresine herhangi bir zarar vermeyecek şekilde düşünülerek araziye yerleşmeli.
3-Bina, etrafında rahat hareket edilebilecek boşluklar sağlamalı. Araçların giriş alanları, park yerleri, kompleks içinde yol alabilecekleri parkur Ayrıca, yakım işleminden sonra birikecek küller için de gerekecek alan düşünülerek, iç mekan kurgusu geniş tutulmalı. Bina ve çevresi toplamda 5-10 hektar arasında olabilir.
4- Özen, krematoryumun planlama ve tasarım aşamasında çok önemli. Burası ölü yakınlarının geleceği bir alan olduğundan, manzara, bahçe, park ve yürüyüş alanları profesyonel bir peyzaj mimarı ile tasarlanmalı. Ayrıca bina ve ana bahçenin dışında, küçük bir de bahçe yapılması, insanların burada yalnız kalıp teselli olmasını sağlayabilir.
5- Krematoryuma giriş ve çıkışlar iyi ayarlanmalı. Giriş ve çıkış mümkünse farklı otoban ya da ana caddelere çıkmalı. Bunun için de yerel yönetim ve karayolları müdürlükleriyle birlikte çalışılabilir. Eğer giriş-çıkışlar aynı yönden ise, arada en azından 5 metreilik bir alan bırakılmalı.
6- Çabuk büyüyen ve uzun süre ayakta kalan ağaçlar dikmek önemli. Bu ağaçlar, dış çevre için de öenmli bir kamuflaj görevi görüyor.
7-Krematoryum binası çevresindeki en yakın yerleşim bölgesine en az 182 metre uzaklıkta olmalı.
8-Krematoryum kompleksi içinde küllerin aileye taslim edileceği ve aynı zamanda bir cenaze töreninin yapılabileceği küçük bir şapel, kilise ya da ev yapılmalı.
9-Her zaman en az iki acil çıkış kapısı bulundurun.
10-Krematoryumda çalışanlar için bir oda, labarotuar, püskürtme odası, küllerin toplandığı oda, temizlik odası, kontrol odası ve ziyaretçi kabul odası olmalı.


Dünya'da Krematoryum Binaları
Bazı kültürer tarafından tamamen dışlanan kremasyon, birçok toplumda da kabul görüyor ve krematoryumlar inşa ediliyor. Çok eski zamanladan kalan krematoryum binalarının yanında son zamanlarda modern mimari, bu binalarda da etkisini arttırmaya başladı. Ölümden sonraki süreçte, bedenin gittiği yer, krematoryum binası, çok baskın kimliklere sokulmadan, yalın ve sade çizgilerle şehirlerde kendini gösteriyor.

Golders Green Krematoryumu



Golders Green Krematoryumu Londra'da açılan ilk krematoryum. Ayrıca Britanya'daki en eski krematoryumlardan. Kremasyon Britanya'da 1885 yılına kadar yasal değildi. Daha sonra deneysel bir merkez inşa edildi ve sonuçlarından gayet memnun kalındı.

Golders Green Krematoryumunun mimarı Sir Ernest George ve ortağı Alfred Yeates. Bahçe tasarımı da Wiliiam Robinson'a ait. Kremasyon binası 1939'da tamamlandı. Bu zamandan beri de bazı binalar eklendi. Bu binada toplam 300.000 yakma işlemi gerçekleşti. Bu rakam neredeyse tüm İngiliz krematoryumlarından çok daha fazla.

Bu krematoryum "laik" olarak adlandırılıyor. Yani, her türlü dinden, ırktan, inançlı, inançsız herkese açık bir mekan. İçeride herkese hitap edecek mekanlar bulunuyor. Hatta yılbaşında bahçesinde bir yılbaşı ağacı bile süsleniyor.

Binanın stili İtalyan. İçinde bir kule bulunuyor. 5 hektarlık bir alana yayılıyor ve bahçe düzenlemesi ziyaretçilerin beklemesi ve huzurlu vakit geçirmesine uygun olarak yapılmış durumda.

Kompleksin içinde mezarlık, iki gölet ve köprü bulunuyor. Ayrıca çocuklara ayrılmış özel bir bölüm de var. Britanya Komunist Partisi için ve hatırı sayılır askerlerin de anılarına köşeler de var.

Baumschulenweg Krematoryumu



Axel Scultes tarafından Berlin'deki Baumschulenweg Mezarlığı için gerçekleştirilen Baumschulenweg Krematoryumu 1998 yılında tamamlandı.

Yeni krematoryum binası yaşam ve hayata dair otantik, büyülü bir deneyim sağlıyor ve bunu yaparken de antik dönem mimarlığıyla modern mimarlığın kesişim noktalarında dolanıyor. Hem sade bir geometri kullanımı hem de geçmişe dair geleneksel izler bunu oluştururken katkıda bulunuyor.

Mezarlıkta bir yıl içinde 12.000 adet ölü yakma töreni gerçekleşince bu işleve dair ve cenazeye katılanlar için çeşitli düzenlemeler yapma ihtiyacı doğdu. Bunun üzerine açılan yarışmayı kazanan Axel Schultes ve Charlotte Frank yarışmayı kazandıklarında aslında oldukça ürktüklerini söylüyor. Çünkü bu tür bir tasarım aşırıya kaçmadan gösterilmesi gereken incelikli bir hassaslık, şatafata kaçmadan yakalanması gereken bir şıklık, panik yaratmayan bir korku gerektiriyor. İşte bu yüzden belli bir düzen içerisinde yerleştirilmemiş, gökyüzüne yükselerek cennetin ışığını alıp mağara benzeri bir mekana indiren ağaçlardan oluşan bir koru tasarlamaya karar verdiler.

Bu mekanda gerçekleşen iki önemli fonksiyon olan ölü yakma ve cenaze törenleri bu monolitik betonarme strüktürün farklı katlarında yer alıyor. Binaya erişim ön avluya yerleştirilmiş yollarla sağlanıyor. Bu avlular ana giriş holüne açılıyor. Binaya giren 3 giriş ise bir başsağlığı mekanı gibi düşünülen mekanla birleşiyor. 1.000 kişilik giriş holü ışık sütunu adı verilen 29 dairesel kolonla çevreleniyor. Sadece tepelerinden desteklerle tuturulan ve yarı saydam bir örtüyle örtülen kolonlar sayesinde sert betonarme çatı adeta uzaya doğrı yükseliyormuş gibi görünüyor. Duvarlardaki yükselen kalıplar strüktürün düzenli bir hal almasını sağlıyor.

Portchester Krematoryumu



Fareham ve Portsmouth arasında Portsdown yamacının aşağısındaki Portchester Krematoryumu 1958 yılında açıldı. Krematoryum, Portsmouth, Fareham Bölgeleri, Havant ve Gosport'dan gelen üyelerle oluşan Meclis Üyeleri Ortak Kurulu tarafından idare ediliyor. Her yıl 400'den 4000'e kadar ölü yakılıyor ve burası, İngiltere'nin en meşgul resmi kiliselerinden biri. İkinci kilise ise 1969 Eylül ayında açıldı.

Ortak Kurul'da İngiliz Ölü Yakma Yetkilileri Federasyonu üyeleri bulunuyor ve kendi uygulama kuralları devam ediyor.

Son yıllarda manastır ve bekleme salonları bulunduran yerel inşaat işlerinden biri binayı yüksek standartlara ulaştırmayı garantiliyor.

Heimolen Krematoryumu


Sint-Niklaas'ta Claus en Kaan Mimarlık tarafından inşa edilen krematoryum Belçika'da bulunuyor.

Heimolen mezarlığı Antwerp ve Gent'i birbirine bağlayan otoyol yanında, yerleşim etrafında bulunuyor. Yerleşim uzun ağaçlık bölgeyle ve eğimli boş arazilerle çevrili. Ekolojik nedenler sebebiyle cenazeyle ilgili ve cremation görevleri farklı yapılarda ve mekanlarda gerçekleşiyor.

Karşılama binası mezarlığın güney batısında, küçük crematoriumun kuzey doğusunda bulunuyor. Küçük bir göl onları birbirinden ayırıyor. Karşılama binası 100m x 40m ebatlarında bir düz çatı ile kaplanarak ölü yakınlarını ve cenaze kortejlerini karşılamak için bir gölgelik oluşturuyor.

Rennes Metropol Krematoryumu




Fransa'da bulunan krematoryum, araziye bir çember şeklinde oturuyor. Çember şekli hem azarideki peyzaj çalışmaları için önemli hem de bu krematoryum için bir sembol. Bu durum, tabii ki farklı inanışlar için de bir şeyleri çağrıştırabilir. Bu strüktür, ayrıca, anıtsal mimariye de bir atıfta bulunuyor. Bir krematoryumdan beklenenin aksine, bina ve çevresi o kadar aktif ki, gelenleri rahatlatıcı, huzur verici bir ilk izlenimi yok.

Stokholm Woodland Krematoryumu


Krematoryumlari aslında mimarinin ve peyzajın başlangıç ve bitiş noktası gibi... Stokholm'de bulunan krematoryum, taşıdığı fiziksel özellikler nedeniyle, insanları duygusal açıdan etkiliyor.

Krematoryumu, İsveçli mimarlar Erik Gunnar Asplund ve Sigurd Lewerentz tasarladı. Mimarların sanata ve sosyal demokratlığa olan merakları da tasarımlarına yansıdı. Bina ve çevresinde, ayrıca İsveç'e özgü şeyler de görmek mümkün. Bitki örtüsü, gölgeler oluşturan küçük ormanı, binada kullanılan ahşap malzeme... Modern krematoryum tasarımı açısından, Woodland, öenmli bir ilham kaynağı.

 

 

 

 

Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.