Haberler

The Cool Hunter'ın Seçtiği En Yaratıcı Ofisler

Tarih: 12 Ağustos 2010 Kaynak: Coolhunter Yazan: Tuija Seipell Çeviren: Selin Biçer
2004 yılında kurulan The Cool Hunter, dünya çapında en çok okunan tasarım ve kültür sitelerinden biri. Son iki yıl içinde The Cool Hunter tarafından yayınlanan yaratıcı, ilham verici, yenilikçi, düşünceli, karizmatik ve özgün tasarım ofislerinin projelerinden seçmeler...

Dtac Genel Merkezi, Bangkok



Binlerce çalışanı olan büyük şirketler genellikle çekici, heyecanlı ve konforlu işyeri oluşturmak için sadece yüzeysel bir onay veriyor. Bir sürü bilardo masası ve meşrubat makinesini ofislere yerleştirmek sözde daha eğlenceli çalışma ortamları yaratıyor. 3.200 şanslı çalışana sahip Tayland'ın önde gelen telekomünikasyon firmalarından dtac markası altındaki Total Access Communication PCL ise bundan çok fazlasını yapmış durumda.



2009 yılı Haziran ayında dtac, altı ayrı binadan topladığı muazzam ekibini Bangkok'un Chamchuri Meydanı'nda bulunan yeni tasarlanmış dtac Merkezi ofis kulesine yerleştirdi. İlk defa aynı çatı altında birleşen dtac ekibi 20 katlı, 62.000 metrekarelik alana yayılarak Tayland tarihinin şimdiye kadar kiralanmış en büyük ofisine taşınmış oldu.



dtac Merkezi, şirketin tercihlerin işvereni olma, işbirliği ve iletişim geliştirme, ortak hedefleri güçlendirmek, yaratıcılığı arttırma ve hızla değişen koşullara karşı markanın daha kolay tepki vermesi gibi isteklerini yansıtıyor. Çalışanları ve müşterileri için, yeni mekan şirketin marka yaklaşımı olan "oyna ve öğren" temasına iletişimi sağlamayı amaçlıyor.



Avustralyalı Hassell mimarlık ofisi, dtac vizyonu ile uyumlu halde bir tasarım yaparak yarışmayı kazandı. Hassell doğal ahşap, doğal ışık ve amaca uygun mekanlarla açık ve esnek bir ortam oluşturdu. Masif bir dairesel kütüphane amfitiyatrosu ve iç mekanda oynanan futbol, masa tenisi, koşu bantı, konser ve performans alanları ile bütün bir eğlence katı projenin önemli detayları arasında.



Uppercut Ofisleri, Montreal




Genç bir iletişim ajansı olan Upperkut Kanada, Montreal'in bir mahallesi olan Plateau Mont-Royal'da kullanıma hazır olan Saint-Jean-Baptiste Kilisesi'nin bodrum katını kendisine mekan olarak seçmiş. Tavanlar ve binanın diğer akustik bileşenlerini değiştirmeden ve ajansın eğlenceli, dinamik karakterinden ödün vermeden bu mekan nasıl tasarlanır?



Montreal merkezli tasarımcı Jean de Lessard, Uppercut'ın websitesini kopyalayarak ağır renk ve büyük ölçekli grafiklere güvenerek sorunu çözdü. 380 metrekarelik mekan dört alana bölündü: başkanın ofisi, proje yöneticileri alanı, stüdyo ve çok amaçlı oda. Sonuçta hem Upperkut hem de kilisenin bodrum yaşamının heyecanını yineleyen, biraz dağınık bir his verse de renkli, fonksiyonel bir mekan ortaya çıktı.

Macquarie Bankası, Sydney




Sydney'de King Street Warf'ta bulunan One Shelley Street üzeirinde Macquarie bankasının yeni liman ofis binası sadece mimarisi ve tasarımıyla değil aynı zamanda çevresel sürdürülebilirliği ve işyeri işlevselliği için ödül ve övgüleri topluyor.



Sydney merkezli Fitzpatrick & Partners binanın tasarımından, Batı Hollywoodlu Clive Wilkinson Architects ise iç mekan tasarımından sorumluyken Woods Bagot ise projenin yerel yardımcı tasarım ekibi.



10 katlı ofis alanının belirgin görsel çekiciliği dışında, asıl etkileyici olan yönü teşvik eden ve yeni bir tip çalışma şeklini kolaylaştıran bir değişim yaratarak Clive Wilkinson'ın tasarımını önemli bir bileşen olarak kullanma fikri üzerine gitmesi. Macquarie, Hollandalı danışman Veldhoen & Co tarafından geliştirilen "Faaliyet Tabanlı Çalışma" adını verdiği yeni bir işbirliği içinde çalışma tipini kabullenmek istiyor ve yeni ofis bunu yapmak için epey elverişli gözüküyor.



Macquarie'ın 3.000 çalışanı 10 katlı atrium içinde, açıklığa ve şeffaflığa katkıda bulunan ve işbirliğini kutlama hissi yaratan 26 toplantı bölmesiyle son derece esnek ve açık alanda çalışıyor.



İç merdivenler % 50 oranında asansörler kullanımı azalttı, çalışanların yarısından daha fazlası her gün çalışma alanlarını değiştiriyor ve % 77'si bu özgürlüğü sevdiğini söylüyor.



Clive Wilkinson Architects yaratıcı işyerleri ile tanınıyor. Müşterileri arasında Finlandiya'daki Nokia, Silikon Vadisi'ndeki teknoloji firmaları ve Anne, JWT, TBWA / Chiat / Day gibi reklam ajansları bulunuyor.

Vodafone Genel Merkezi, Portekiz




1984 yılında, İngiltere'de Vodafone minik bir başlangıç yaptı. Bugün, dünya çapında faaliyetleri ile dünyanın önde gelen mobil telekomünikasyon şirketlerinden biri haline geldi. Vodafone'un Portekiz'deki merkezi Porto'da Avenida da Boavista üzerinde bulunuyor.



Modern bina Barbosa Guimarães Arquitectos'tan Jose Antonio Barbosa ve Pedro Guimarães tarafından tasarlandı.



Mimarlar Vodafone'un sloganı "Vodafone'lu Hayat, Devnim Halindeki Hayat" fikrini yansıtmak için statiğe meydan okuyan ve dengesiz gibi görünen bir yapı tasarladılar. Açısal binanın sekiz katından üçü yeraltında bulunuyor.


Yapının kesiti öyle bir düzensiz izi açığa çıkarıyor ki, sanki tüm yapı gökyüzünden büyük bir hızla düşmüş ve şimdi bulunduğu yere çakılmış gibi sadece kısmen ortaya çıkıyor ve hafif dağınık duruyor.



Aslında, dış cephe maket ölçeğinde bir müze haline gelecek olan henüz bitmemiş bir origami projesini hatırlatıyor, içerideki bakış açıları ise Madrid'deki Hotel Silken Puerta América'da görülen mekanlar gibi açılı, dağınık ve hoş olsa da çözümlenmemiş alanlardaki bir çok varyasyonu akla getiriyor.



PostPanic, Amsterdam




Hollanda, Holtum merkezli Maurice Mentjens Design, yaratıcı çalışmalarıyla keyif verip dikkat çekmeye devam ediyor. Daha önce The Cool Hunter'da yayınlanan birkaç seçkin mağaza projesi dışında ekibin PostPanic için tasarladığı stüdyo/ofis/prodüksiyon tesisi hayranlık uyandırıyor.



PostPanic yaratıcı bir tasarım, ama aynı zamanda animasyon yapan bir prodüksiyon şirketi, üretiyor ve kendi kendilerine yarattıklarını yönlendiriyor. PostPanic genelde uluslararası reklamcılık, satış, yayın ve müzik endüstrisi için ticari projeler üretiyor. Müşterileri arasında Nike, MTV ve Coca-Cola yer alıyor.



PostPanic Amsterdam'ın yeni bir yüksek yoğunluklu bölgesi olan Westerdoksdijk'te yeni büyük bir tesise taşınmak istediğinde, çeşitli üretim ve tasarım ekiplerinin uyum sağladığı ve iş yüküne bağlı olarak sayıları 14 ile 40 arasında değişebilen bir kadroya yeten esneklikteki iç mekanları tasarlaması için Mentjens'i görevlendirdi.



Mentjens büyük beton kolonlar arasındaki arayı mekanın diğer boyutlarının tanımlanması için olarak kullandı. Prodüksiyon odası, toplantı odası ve çalışanların odası iki kolon arasındaki mesafe kadar geniş ve asma kat seviyesindeki stüdyo iki kat genişlikte tasarlandı.



Mekanın genel hissi retro uzay çağı istasyonu ya da belki de önemli bir görev üzerinde çalışan bir gizli ajan tesisini çağrıştırıyor. Gök mavisi tavan, kırmızı ve altın renkteki şal desenli duvar gibi eğlenceli uygulamalar ve keyifli renkli dokunuşlar çalışkanlık hissini vurgularken bir anlamda yerçekimini de hafifletiyor. Özellikle çok uzaklara giden bir uzay gemisinin bir sorgulama odasına benzeyen toplantı odası dikkat çekiyor.



Tıp Bilimi Teknoloji Merkezi, Berlin

Tıp Bilimi Teknoloji Merkezi'nin bu şık ve gıcır gıcır yeni binası Berlin'de Potsdamer Platz ve Brandenburg Kapısı arasında yer alıyor. Gnädinger Architects tarafından tasarlanan bina hem mimar hem de işvereni rahatsız etmeyecek şekilde biraz steril ve sentetik görünüyor. Binanın şirket tesisi ve bilim merkezi olmak üzere iki ana işlevi var, ama özellikle yürüme, kavrama ve biyonik hareketler olmak üzere ikisinin de insan hareketliliği ile ilgisi var.



Soğukluk hissi ve çok kapsamlı biçimi onu karizmatik bir kompleks haline getiriyor. Cephe kas liflerinin yapısını andıran bir şekilde tasarlanmış. Eğer Bilim Merkezi'ni ziyaret edip bu konudaki her şeyi öğrenirseniz, yapıya bir daha aynı şekilde tekrar bakamazsınız.



Binanın işverenii Otto Bock Healthcare GmbH tasarım, imalat, protez ve ortopedik ürün satışı konusunda dünyanın en eski ve en büyük şirketlerinden biri. 1919 yılında Otto Bock tarafından savaş gazilerinin ihtiyaçlarını karşılamak için kuruldu Yeni binanın üstteki üç katında şirketin eğitim ve uygulama tesisleri bulunuyor.



Alttaki üç katta Bilim Merkezi ve " Yürümenin Cazibesi ve Kavrama", "Rehber Doğa" ve "İnsanlar için Teknoloji" adlarındaki üç sergi yer alıyor. sergi tasarımı için, Otto Bock sergileri tasarlaması için BMW Müzesi için etkinlikler düzenleyen Berlin merkezli ART + COM'u görevlendirdi.

Ljubljana İl İdare Merkezi

Ljubljanalı yetenekli ekip OFIS Arhitekti'nin çalışmaları, serinletici dürüstlükle ve açıklıkla şık ve zarif. Binaların çoğu anlamsızlıktan uzak barışçı bir dengeye sahip eğrileri, kaba olmayan sert açıları ve zamanın ötesinde samimi malzemeleri barındırıyor.



Ljubljana İl İdare Merkezi için açılan yarışmaya hazırladıkları proje bunun somut bir örneği. OFIS'in önerisi üçüncülük ödülünü kazandı ve bu projede mevcut korunan yapılar arasında yeni binaları dengeleyen ve yine mevcut yeraltı tesislerini koruyan bir tasarım öne çıkarıldı. Projenin toplam alanı 42.288m2.



OFIS'in önerisini fazla yükselmeyen, cam cepheli, modern ve mantıklı bir yuvarlak yapı dizisi oluşturuyor. Girişteki tüm yapılar açıklığın zarif bir anlamını ifade ediyor, davetkar görünüyor ve alışılmışın tersine Doğu Avrupa kentlerinde yaygın geleneksel "devlet yapı"larının aksak halinden çok uzak.



Öneri, işletme maliyetlerini en aza indirgemek ve iç mekan havasını, ışığını ve akustik özelliklerini uygunlaştırma, sağlıklı ve yerel malzemeler kullanma, enerji ve su tüketimini en aza indirilme vb. sürdürülebilir uygulamaları maksimize etmek gibi yüce amaçlara hizmet ediyor.



Proje liderleri Rok Umman ve Spela Videčnik, 1998 yılında OFIS'i kuran 39 yaşındaki iki mimar. İkisi de Ljubljana School of Architecture ve Londra'daki Architectural Association School of Architecture mezunu.
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.