"Marmara Denizi'nde asla denize girmem" dedi. Kıyamet koptu. TURMEPA Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Tezcan Yaramancı'dan bahsediyorum... Yaramancı ile sohbetimizi geçtiğimiz hafta bu köşeye taşımıştım ve "Madem deniz bu kadar pis, o bayraklar nasıl veriliyor?" diye sormuştum. Yaramancı'nın müstehzi gülümsemesiyle, "O bayrakların nasıl verildiğini biz çok iyi biliyoruz!" demesi ortalığı karıştırmış olacak ki, açıklama üzerine açıklama aldım.
Önce TURÇEV Başkanı Rıza Epikmen'in söyledikleri....
"Yazınıza istinaden mavi bayrak ile ilgili kısa bir açıklama yapma gereği duydum. Mavi bayrak projesi ülkemizde vakfımız tarafından yürütülmektedir. Plaj, marina ve yatlar olmak üzere üç kategoride 27 farklı kriterin değerlendirilmesi sonucu ulusal jürimiz tarafından bir yıllık süreyle verilir. Bütün işlemler her yıl baştan tekrar edilir ve yıl içinde birçok kez denetlenir. Ayrıca Sağlık Bakanlığı 15 günde bir su analizlerini yapar ve değerlerde en ufak limit aşımında, bayrak geçici veya süresiz olarak indirilir. Bu yıl ülkemizde 286 plaj, 14 marina ve 6 yat, mavi bayrak almaya hak kazanmıştır ancak İstanbul'da su analiz zorunluluğu olmayan iki marinamız dışında hiçbir mavi bayrağımız yoktur. Sadece mavi renkten taklit bayraklar ile insanlarımız kandırılmaya çalışılmaktadır. Bununla ilgili vakfımız gerekli hukuki girişimi yapmaktadır."
"Eyvahlar olsun" diyorsunuz değil mi? "İstanbul'da deniz temiz, gönül rahatlığıyla girin" diyenlere buradan duyururum. Konuyla ilgili yazılarım devam edecek ama elimde, Çevre ve Orman Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü imzası taşıyan bir açıklama daha var. Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü nedense Yara-mancı'yı es geçmiş, pek kale almamış, iddiaların hepsi bana aitmiş gibi yanıtlar vermiş. Olsun. Yanıt yanıttır.
Önce Yaramancı'nın sözleri, ardından açıklaması. (Vay köşede karşıt görüş buna derler!)
1- Karadeniz, ölü deniz oldu!
Ülkemizin de taraf olduğu Karadeniz'in Kirliliğe Karşı Korunması Sözleşmesi (Bükreş Sözleşmesi) kapsamında Karadeniz'e kıyısı olan diğer ülkelerle birlikte Karadeniz'in deniz ekosisteminin iyileştirilmesi için çalışmalar sürdürülmektedir.
Karadeniz kıyısı boyunca mevcut kirlilik durumundaki değişimlerin kirlilik kaynakları da göz önüne alınarak ortaya konulması ve gelecekte yapılacak çalışmalar için önceliklerin belirlenmesi amacıyla bakanlığımız tarafından 2004 yılından beri her yıl devam eden "Karadeniz'de Kirlilik İzleme Projesi" yürütülmektedir.
2- Marmara Denizi, Karadeniz'den gelen sularla birlikte daha da kirlendi.
Marmara Denizi, İstanbul Boğazı Karadeniz girişinden Çanakkale Boğazı Ege Denizi çıkışına kadar, sığ istasyonlar hariç, iki tabakalı bir yapıya sahiptir. Karadeniz'den boğazın üst tabakasına giren su, genelde, Marmara'ya daha da hızlanmış olarak çıkmaktadır. Ege'ye çıkan ve Marmara üst tabaka suyunu taşıyan Çanakkale üst akıntısı da oldukça belirgindir. Ancak Karadeniz'in Marmara Denizi'ne taşıdığı kirlilik hakkında kesin veriler bulunmamaktadır.
3- İstanbul Boğazı'ndaki petrol kirliliğinin Karadeniz kökenli olduğu biliniyor.
İstanbul Üniversitesi Deniz Bilimleri ve İşletmeciliği Enstitüsü tarafından, bakanlığımız adına Marmara Denizi'ndeki kirliliğin izlenmesi amacıyla yapılan kirlilik izleme projesinin sonucuna göre; örnekleme dönemleri boyunca tespit edilen değerler, İstanbul Boğazı örnekleme istasyonlarında ortalama TPH (Toplam Petrol Hidrokarbon) değerleri kabul edilen sınır değerlerin altındadır. Not: Bitmedi, yarın devam edeceğiz...