Haberler

Yarışmaya Katılım Az, Kolokyuma İlgi Yoğun

Tarih: 7 Ekim 2010 Yazan: Selin Biçer


İzmir Bornova Belediyesi Yeşilova Höyüğü Ziyaretçi Merkezi Mimari Proje Yarışması'nın Ödül Töreni ve Kolokyumu 6 Ekim 2010 günü Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sergi Salonu'nda gerçekleşti. Yarışma sonuçları 24 Eylül 2010'da ilan edilmişti. Sadece 66 projenin teslim edildi. Jüri bunun nedenini yakın zaman içinde kapsamı daha büyük 2 yarışma projesiyle çakışması olduğunu belirtti. Alışılanın aksine Kolokyum'a katılım yoğundu, katılımcılar oldukça meraklı ve heyecanlıydı.

Konuşmalar
İlk olarak Bornova Belediye Başkanı Kemal Okyay konuşma yapmak üzere kürsüye davet edildi. Yeşilova Höyüğü'nün kültürel önemi ve tarihinden kısaca bahseden Okyay, mimari proje yarışmalarının artması gerektiğini belirtti. Belediye Başkanı yarışmaya katılan tüm ekiplere teşekkür etti.

Sivil toplumun buraya sahip çıkması, kent kimliğinin yaratılması, tarihe olan saygının artırılması, İzmir'in kültür varlığına katkıda bulunmak ve kent bilincinin geliştirilerek burada yapılan çalışmalara yerel halkın sahip çıkması için mimari proje yarışması düzenlediklerini anlattı.

Daha sonra kazı çalışmalarına başkanlık eden Yrd.Doç.Dr. Zafer Derin kürsüye çıktı, Höyük'te yapılan çalışmalar ve "Zaman Tüneli" projesi hakkında bir sunum yaptı.

Ödül Töreni
Yarışma jürisine başkanlık etmesi için Mimarlar Odası İzmir Şubesi Başkanı Hasan Topal davet edildi. Topal yaptığı konuşmada Kolokyum'un yapıldığı tarihin Mimarlık Haftası'na tesadüf etmesinden duyduğu memnuniyetten bahsetti. Mimari proje yarışmalarının öneminden söz etti. Ödül kazanan ve kazanmayan tüm katılımcılara, jüri üyeleri ve emeği geçen herkese teşekkür etti.


Tamer Başbuğ mansiyon ödülünü alırken


Murat Aksu ve Umut İyigün'ün ekibi mansiyon ödülünü alırken

Ödül törenine geçildi, eş değer mansiyon kazananlar ödüllerini jüri üyelerinin ellerinden aldılar. İbrahim Eyüp'ün başı olduğu ekip ile Gülenay Erdem ve Tuğba Okçuoğlu'nun ekibi törene katılmadı.


Özgür Bingöl Üçüncülük Ödülü'nü alırken

Daha sonra ilk üç dereceye giren proje müelliflerine ödülleri verildi. Birincilik Ödülü sahibi ekibin temsilcisi olan Evren Başbuğ, yarışmada mansiyon kazanan babası Tamer Başbuğ ile birlikte ödülünü aldı.


Hasan Topal, Sermet Pınar, Yrd.Doç.Dr. Emel Kayın, Yrd.Doç.Dr. Erdem Erten, Sinan Omacan, Yrd.Doç.Dr. Zehra Ersoy


Jüri üyeleri ile raportörlere teşekkür belgeleri verildikten sonra ödül töreni sona erdi ve Kolokyum'a geçildi. İlk sözü Jüri Başkanı Sinan Omacan aldı, yarışma projesinin alanını ve programın içeriğini açıkladı. Projenin kapsamının öneminden bahsetti.

Kolokyumda ilk soru Deniz Güner'den geldi. Jürinin değerlendirme sürecindeki değerlendirme kriterlerini sordu.

Sorulan bu sorunun cevabının Jüri Raporu'nda yer aldığını vurgulayan Omacan'a göre:

- Alanın kent içindeki duruşu, kazının gerçekleştiği alan ve yapılaşmanın olacağı alan arasındaki ilişkiler,

- Alt programdaki yapıların birbirleriyle olan ilişkileri ve

- Malzeme, konstrüksiyon gibi ana kararların 1/100 ölçekli çizimlerde nasıl anlatıldığı jürinin projeleri incelerken aradığı ana kriterler olmuş. Bu cevaba eklemede bulunan Erdem Erten, proje alanının Neolitik Höyük olması nedeniyle kente nasıl ekleneceğinin tartışma konusu olduğunu belirtti.

Daha sonra seyirciler arasından söz alan Toygar Özden jüriye teşekkür ettikten sonra sorularına geçti. Jürinin hazırlamış olduğu şartnamede bazı sıkıntılar olduğunu söyleyen Özden yarışma teslimlerinin 1/100 ölçekte olmasının pafta okunurluğunun yitirilmesi ve yarışmacılara daha fazla masraf yapmasına neden olduğunu belirtti. Ayrıca yarışmanın teslim tarihinin hemen tatil sonrasına denk gelmesinin yarışmacıların çoğunun deneme çıktısı alamamasına yol açtığını ifade etti. Bir başka kritik ise yarışma süreci içinde soru - cevap kısmının çok erken kapanmasıyla ilgili olduğu yönündeydi.



Sinan Omacan jürinin yarışma şartnamesini hazırlarken yönetmeliklerden faydalandığını ve mimari yarışmalar için önerilen ölçeğin 1/100 olduğunun altını çizdi. Çevresinde çok yoğun veriler olan proje alanı için 1/200 ölçeğin yetersşz kalabileceğini açıkladı. Buna ek olarak jürinin yarışmacıları projeyle ilgili her türlü detayı düşünmeye zorlamayı amaçladıklarını, böylece bu projenin şema mimarlığından kurtulduğunu anlattı.

Erten ise sorunun aksine toplam yapı alanı yaklaşık 3.800 m2 olduğunu ve projelerde her şeyin okunabilmesi için bu ölçekte çizimleri istediklerini belirtti. Jüri kendi arasında maket ölçeği için de tartışmış.



Jüri üyelerinden Yrd.Doç.Dr. Emel Kayın ise küçük bir alan içinde çok şey yaşandığını ifade etti. Bu alanlar arası geçişlerin nasıl yapıldığını görmek için ölçeğin önemini vurguladı. Yarışmada önemli olanın buraya yapılacak yapının kendi mimari dilini ortaya koyarak işlevini yerine getirmesi olduğunu anlattı.

Seyircilerden Adnan Kaptan peyzaj mimarı olduğunu söyledi ve alanda bulunan Arap Deresi baz alınarak projelerde su öğesinin daha belirleyici bir etken olması gerektiğini belirtti. Böyle bir durumun şartnamede yer alıp almadığını sordu.



Erdem Erten Neolitik Höyük'ün projenin en önemli teması olduğunu açıkladı. Kazı alanıyla yapılar arasındaki ilişki ve geçişlerin öneminden söz etti. Projenin su baskını tehlikesiyle karşı karşıya olduğu belirtti. Şartnamede su temasıyla ilgili bir ifade bulunmadığını, tasarımcıların kendi özgür iradelerine bağlı bırakıldığını ve teslim edilen projeler arasından birkaç tanesinin vaziyet planında bunun işlendiğini söyledi.

Kazılar hala sürdüğünü ve çalışma alanına müdahale edilmemesi gerektiğine inandığını ifade eden jüri üyeleri yarışma projelerinde çağdaş, ancak tarihi mekanla uyumlu yapılar aramış.



Sermet Pınar İSKİ tarafından ıslah edilmiş bu dere yatağı üzerinde değişiklik yapılamayacağını nedenleriyle anlattı.

Yarışmaya katıldığını belirten Yurdanur Şenoğlu, Türkiye'de mimari potansiyelin yüksek olduğunu ve mimari yarışmaları destekleyen kuruluşlara öncülük ettikleri için teşekkür etti. Yarışma sergisini incelediğini ve derece alan projelerin konseptlerinin birbirine çok benzediğini vurguladı.



Erdem Erten jürinin derecelendirme sırasında özellikle kavramsal çeşitliliğe önem verdiklerini söyledi. Ödül alan projelerin her birinin birbirinden çok farklı olduğunu sözlerine ekledi.

Bornova Belediyesi'nin bütçesi nedeniyle yarışmada satınalma ödülü verilemediğini dile getiren Erten, yarışma alanı için aykırı çözümler getiren bazı projeleri derecelendiremedikleri için dert yandı.



Seyirciler arasından bir başka soru geldi. Bu soru yarışmaya katılan ekipler içinde neden farklı disiplenlere yer verilmediği hakkında oldu. Şu an devam eden kazı sona erdiğinde bölgeyle ilgili yeniden bir tasarım yapılıp yapılmayacağını da ekledi.

Jüri peyzajın yerine göre farklılar gösterdiğini, ören yeri peyzajının başka bağlamlardan gelmesi gerektiğini anlattı.

Şartnamede kazı bittiği zamanı da içine alan tüm süreç için tasarım yapılması gerektiği de belirtilmiş.

Şartname hazırlanırken Mimarlar Odası'nın genel yönetmeliklerine uyulduğu belirtildi.



Ekipler içinde farklı disiplenlere yer verilmesinin katılımcılara bağlı bir durum olduğu ifade edildi. Yarışma sürecinde Peyzaj Mimarları Odası'ndan itiraz geldiği, ancak yarışmanın adının "mimari yarışma" olarak ilan edilmiş olduğunu ve değişmediği uzun uzun anlatıldı.

Yarışmaya katılanlardan bir başkası, Banu Aydın projeyle ilgili yaptığı yorumda tarihi buluntuların toprak altında olduğu için algılanmadığını ve bu alana bir simge yapı tasarlanmasının gerekliliğinden bahsetti. Birincilik Ödülü alan projedeki yapıların fazlasıyla Alsancak'ta bulunan sanayi yapılarına benzettiğini açıkladı.

Bu yorum üzerine jüri birinci olan projenin konstrüktif açılardan endüstri yapılarını anımsattığını, ancak mekansal boyutta aynı etkiyi yaratmadığını anlattı. Projenin kazı alanı ile kent arasında yarı şeffaf bir duvar gibi davrandığından bahsedildi.

İnci Köse jürinin tavrının kazı alanıyla bütünleşen, hatta onu içine alan bir yapılaşmadan yana olmadığını ve bunun yarışma sürecinin en başında şartnamede belirtilmesi gerektiğini savundu.



Jüri üyeleri ise yarışmada en çok vurgulanan konunun bu olduğundan dem vurdu. Ayrıca bu bağlamda birinci projenin hikayesini de çok iyi bulduklarını belirtti.

Son soru projelerin tarihle ne kadar alakadar olduğuna yönelikti. Tarihin tasarımlara nasıl yansıtıldığı soruldu.

Jüri yarışmanın ana sorusunun zaten bu olduğunu, tüm şartnamenin bu konu üzerine yazıldığını anlattı. Bu ana soruya verilen cevaplar arasında neolitik buluntular ve kent arasındaki ilişkileri en iyi anlatan yapıların arandığını, ancak tasarımlarda herhangi bir görsel benzerlik beklenmediği açıkça ifade edildi.



Kolokyum Birincilik Ödülü alan ekibin temsilcisi olan Evren Başbuğ'un teşekkür konuşmasıyla son buldu.

Yeşilova Höyüğü Hakkında
2003 yılında keşfedilen Yeşilova Höyüğü İzmir'in bilinen en eski yerleşim alanı. Kazılara İzmir Arkeoloji Müzesi'yle 2005 yılında başlandı, 2007 yılında bir yıl ara verildikten sonra 2008 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Ege Üniversitesi adına Yrd. Doç. Dr. Zafer Derin başkanlığında kazılara devam edildi. Yeşilova Höyüğü 400 m. kuzeyindeki Yassıtepe Höyüğü ve İpekli Kuyu Höyükleri ile birlikte İzmir'in Prehistorik Yerleşim Alanı içinde bulunuyor.
YorumlarYorum Sayısı: Henüz hiç yorum yapılmamışBütün yorumları forumda okuyun!
Bütün yorumları forumda okuyun!
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.