Haberler

Mimarlığa Giriş

Tarih: 21 Ekim 2010 Kaynak: Dwell Derleyen: Pınar Koyuncu


Fransa'daki, çubuk şekillerinin etrafına bir parça kömürle bir çizgi çizen ve bir çeşit insan yapımı barınak öneren muzip mağara adamının dışında, genel olarak Daedalus isminde bir beyefendi çamurdan bir şey ortaya çıkaran ilk mimar olarak kabul edilir. Bu Yunanistan'da, mimarlık tarihinin uzandığı Erken Dönem'de, herkesin (tanrıların bile) urba ve parmak arası terlik giydiği bir dönemdi. Daedalus en çok Minotaur (yarı insan yarı boğa canavar) olarak adlandırılan, boğa kafalı huysuz bir adamın fantastik evinin efsanevi tasarımcısı olması ile biliniyor. Ama aynı zamanda uçması ve küstah oğlu Ikarus için fazladan bir kanat takımı yapması ile de tanınıyor. Ama hayatının bu kısmı güzel bir şekilde sona ermemişti.

Daedalus'tan sonra, çok uzun bir zaman geçti ve birkaç mimar daha birkaç huysuz adam için çeşitli yerlerde yapılar tasarladılar. Sonra Mısır'da işler kızışmaya başladı. Mimarlık tarihçileri bizleri, kayda geçen yüzüncü mimarın Imhotep diye bir adam olduğu konusunda bilgilendiriyor. MÖ 27. yüzyılda mesleğini yaptı; bizim şimdi doğal karşıladığımız ama zamanında çok makbule geçen kolon icatları ile meşhurdu. Imhotep'ten önce firavunlar, eğer yetenekli filler tarafından tasarlanmış ve inşa edilmişlerse Pizza Hut'a benzeyen "soylu fakat hantal" görünümlü mastabalara gömülüyordu. İnşa edilmiş işlerinin yanı sıra Imhotep bizim bildiğimiz şekilde görünen, yani arazide inatla şık giysileriyle gezinen, kolunun altında bir papirüsle birşeyleri işaret eden ve bağıran ilk mimar olmasıyla da biliniyor.

Mısırlılardan sonra, insanlar verimli ve üretken olma konusunu daha da ciddiye almaya başladılar ve kalabalık neslimizi barındırmak için çok daha fazla binaya ve mimara ihtiyaç duymaya başladık. Mimarlık tarihinde bu çağı Orta Dönem olarak adlandıralım. Orta Dönem boyunca, mimarlar kendilerini Usta Müteahhitler olarak tanıttılar. Bu, binaların bildiğimiz şekliyle görünmeye başladığı dönemdi. Bu da, kayıtlardaki bininci mimar olan, Roma'daki Pantheon'u tasarlayan Şamlı Apollodorus ile başladı ve on bininci mimar olan, en çok da Lincoln Logs oyuncaklarını icat eden adamın babası olmakla bilinen Frank Lloyd Wright'ın kariyeri gibi sona erdi.

Yüz bininci mimar, 1970'li yılların televizyon şovu The Brady Bunch'un başlıca katılımcılarından olması ile hatırlanan Mike Brady idi. Pudra ponponu şekilli fabrikaları ve yapay çimden oluşan peyzaj tasarımları ile Brady, Robert Venturi'yi birkaç hafta ile geçerek ilk postmodernist mimar olması ile meşhur. Mimarlık tarihinin Orta Dönemi, Brady Bunch'ın 1974'te yayından kalkması ile sona erdi. Sonra Richard Nixon istifa etti, zaman geçti ve şimdi kendimizi Geç Orta Dönem'e kök salmış olarak buluyoruz.

Bir milyonuncu mimar kim olacak? Kesinlikle Gehry değil (O, dokuz yüz seksen üç bin dört yüz elli ikinci), Zaha da değil (dokuz yüz seksen dört bin dokuz yüz on yedinci), ben de değilim (dokuz yüz seksen altı bin iki yüz on dokuzuncu). İnsanlığın büyük kahini, bu mimarın önümüzdeki yıllarda bir ara ortaya çıkacağını tahmin ediyor. Herhalde biz konuşurken o da şu anda matematik, sanat, müzik, psikoloji ve bir bina tasarlayacağınız zaman bir araya gelmesi gereken diğer bütün şeyleri öğrenmek için ilkokula gidiyor olmalı. Ama Daedalus, Imhotep, Brady ve diğerlerinin tersine, silikon esaslı yüzeylerin ve Twitter'dan sonra gelen şey her ne olacaksa onun faydalarının keyfini süreceği kesin. Büyük ihtimalle Daedalus gibi kanatları çıkan, biyonikleşmeye başlayan ilk mimar olacak. Veya bizi barındıracak, bize ilham verecek, değerlerimizi gelecek nesillere iletecek olan yeni nesil akıllı binaların yapımına öncülük edecek. Ancak, gelecekte mimarlık ne şekle bürünürse bürünsün, mimar ile müşteri arası ilişkilerdeki ince çizgi gerginliğini koruyacak gibi görünüyor.


Doğru Bir Yaklaşım: Dürüst ve Güvenilir Olmak



Maalesef bir mimarla en iyi nasıl çalışılabileceği konusunda bir yöntem yok. Smith ailesinin örneğine bir göz atmak bu konuda faydalı olacaktır.

Sheba iyi bir mimar, eminim Smithler de bu konuda bana katılacaklar. Bayan Smith beşizlere hamile olduğunu fark edince, çok küçük olan, 1920'lerden kalma tek katlı evlerini büyütmek için Sheba ile anlaştılar.

Smithler, mimar araştırarak, onlarla görüşerek ve bazı projelerini ziyaret ederek işe başladılar. Sheba'nın tasarımlarının basitliğini ve net çizgilerini beğendiler. Kendisinden bir öneri istediler ve önerisini gözden geçirip bazı sorular sorduktan sonra, anlaşma imzaladılar.

Sheba acele etmeden, Smithlere gerçekten kulak verdi. Birkaç toplantıdan sonra onlara pek çok soru sordu ve bazı örnekler gösterdi, son olarak da bir program geliştirmek için onların verilerini değerlendirdi. Varsayımlarını onlarla değerlendirdikten sonra, Smith ailesine ihtiyaçlarını bütçeleri ile karşılaştırmaları için yardım etti. Bay Smith'in tütün odasından vazgeçtikten ve bir sürü minicik çocuk odasını büyük tek bir odaya dönüştürdükten sonra, düzlüğe çıktılar.

Program ve bütçenin yerine oturmasıyla, Sheba tasarıma başladı. Birkaç hafta sonra Smith ailesine birkaç şematik tasarım gösterdi, daha sonra da onların geri dönüşlerine dayanan tek bir şema geliştirdi. Onlara farklı malzemeler gösterdi ve tasarımın maketini yaptı, böylece ek yapının evlerine nasıl uyacağını daha iyi anlayabileceklerdi. Sonunda, seçtiği müteahhit Kenny ile çalıştı.

Smithler son tasarımı imzaladıktan sonra, Sheba çok hızlı çalıştı ve inşaat dokümanlarını hazırladı. Tamamladığı zaman, Kenny yüksek bir fiyat verdi ve hemen sonrasında inşaat başladı. Sheba ilk önerisindeki, Smithler ve Kenny ile inşaatta düzenli olarak buluşmayı da içeren inşaat yönetimi servislerini yürütmeye başladı.

Buluşmalar gerçekten faydalıydı. Sheba, Smith çiftine kaos ortamı gibi görünen inşaat alanının, yapı tamamlandığı zaman nasıl görüneceğini anlattı. Kenny'nin iş planını anlamalarına yardım etti ve günlük süreci, inşaat belgelerinde gördükleri gerekliliklerle karşılaştırma konusunda onlarla beraber çalıştı. Kenny'nin tamamlanmış projede son gözden geçirmesini yaptığı sabah, Bayan Smith o kadar heyecanlandı ki doğum sancısı başladı.


Yanlış Bir Yaklaşım: İletişim Eksikliği



Jones ailesi ise yeni evlerinin tasarımı için sükseli bir "star mimar"a gitti. Sonrasında işler sarpa sarmaya başladı.

On yıllarca derli toplu ama küçük bir dairede hesabını bilerek yaşadıktan sonra, Jonesler dişe dokunur miktarda para biriktirdiler. Oluşan birikim ile, hayatlarının hayaline ulaşma sürecini başlattılar: emekli olmak ve altın yıllarını özellikle kendileri için tasarlanmış ve yapılmış olan küçük, modern bir evde geçirmek.

Yolculukları LeBollard diye adlandırılan ünlü mimarla başladı. Bu mimarı son zamanlarda çıkmış bir modern mimarlık dergisinde görmüşlerdi. Kendisiyle ofisinde buluştular ve mimar onları tuhaf aksanı, siyah pelerini ve ince, bacağı saran çizmeleri ile şaşırttı. Görüşmenin sonunda, esnedi ve şöyle dedi: "Şimdi LeBollard sizin evinizi tasarlıyor," onlar da karşı çıkmadılar. Bir öneri istedikleri zaman, sakince şöyle cevapladı: "Öneri benim".

Çiftin düzenli bir şekilde biriktirdiği bir ev örnekleri koleksiyonu vardı ve bunları LeBollard'ın ofisindeki ikinci görüşmeye gururla götürdüler. Pek umursamadı. İki dakika baktıktan sonra, dramatik bir şekilde toplantı odasından dışarı koştu ve stüdyosunu çiftin otantik Fransızca küfürler olduğunu anladığı sözlerle doldurdu. 20 dakika sonra LeBollard masaya geri döndü ve toplantıya devam ettiler. Jonesler, mimara programlarının temel ihtiyaçlarını yazdıkları bir belge verdiler, fakat LeBollard onların bu katkısını da açıkça küçümsedi. Burnundan soludu ve kaşlarını çattı. "Bu Jones menüsü," dedi, "Ama ben Jones Lokantası değilim."

Bir ay sonra şematik tasarımı görmek için geldiler. Toplantı odasında, masanın üzerine düzgünce yerleştirilmiş iki nesne vardı: akrilikten yapılmış büyük bir maket ve şaşırtıcı tutarda bir fatura. Masada mükemmel giyinmiş bir kadın oturuyordu. "LeBollard Paris'te," dedi, "Şimdi LeBollard benim." Hızlıca evi anlattı. Ev istediklerinden daha büyüktü ve arı yetiştirilen bir yer ve "Jones'lar için betondan ve plastik tavuk gagasından oniki parmak bağırsağı boşluğu" içeriyordu. Evlerinin ne kadara mal olacağını sordukları zaman şöyle cevap verdi: "Ben mimarım, bütçe plancısı değilim." Çift, görüşmeyi nazikçe sonlandırdı, faturayı ödedi ve sessizce evlerinin yolunu tuttular.

Jones çifti sonuç olarak Sheba adında şirin ve genç bir mimarla anlaştılar. Sheba onlara her zaman hayalini kurdukları gibi küçük, modern bir ev tasarladı. Sütten ağızları yanmış olduğu için, tasarım ve inşaat belgelerinden müteahhit teklifi ve yapım yönetimine kadar, her hizmetin kapsanacağından emin oldular. Sonunda mükemmel bir evleri oldu ama LeBollard'a savurdukları muazzam tutar yüzünden sonraki on yıl boyunca torunlarına beş para etmez Noel hediyeleri almak zorunda kaldılar.


Müthiş Bir Fikir: Şema



Peki, bir mimari yapının güzel ya da çirkin olduğuna kim, neye göre karar verir? Mimar mı, müşteri mi, binanın kullanıcıları mı, yoksa binanın kendisi mi? Yapının düzgün işleyip işlememesi kimin elindedir?

Bir binada, tasarımının göz korkutucu olduğunu düşündürecek çok fazla şey bir araya gelmiştir: biçim, işlev, tarihi referans, malzemeler, işçilik... İlham veren binaların ruhsuz olanlardan farkını çözmek isterseniz, bağırsağınızın ilk vereceği tepkinin üstesinden gelmeniz gerekeceğini unutmayın.

Biçim
Bağlam: Bazı binalar bir AM radyo yayıncısı gibi bağırır ve bazı binalar fısıldamaya bile korkar. İyi binalar ne zaman şarkı söyleyip ne zaman susacaklarını bilirler.
Oran: Mimari kompozisyonda bazı genel kurallar vardır ve bunların çoğu yapı arazisi bağlamı ile alakalıdır. Doğru olduğunu hissettiğiniz bir iç veya dış mekandayken, hacmin oranlarını not edin. Bir süre sonra, sezgilerinizi destekleyecek, tekrar eden örnekler göreceksiniz.
Stil: Stili anlamak için hem tüm biçime hem de detaylara yakın alaka göstermelisiniz. Bina "Merhaba! Ben eski zamanların geleneksel biçimlerinden esinlendim!" mi diyor, yoksa "Selam! Komik bir şapka takıyorum ve yolumu kaybettim!" mi diyor?

Maliyet
Malzemeler: Ucuz malzemeler genelde... Ucuzdur. Bu şu anlama gelir: bu malzemeler... Ucuzdur. Bazı malzemeler ilk gün mükemmel görünebilir, ama on yıl içinde değiştirilmeleri gerekecekse pek de... Ucuz değildirler.
İşçilik: Bir binanın sırları detaylarında gizlidir. Malzemeler birbiriyle sevgi dolu eller tarafından mı birleştirilmiş, yoksa yapıştırıcıyla yapıştırılıp üzerleri mi kapatılmış? Malzemelerin yapıda bir araya geliş şekli maliyet üzerinde doğrudan etkilidir.
Ustalık: Müşteri bütçeyi ayarlar, mimar değil. Tasarımında pahalı olmayan, sağlam malzemeleri ustalıkla kullandığı zaman mimarınıza güvenin.

İşlev
Esneklik: Bina ile tecrübenizi şimdiki anın ötesine götürmeye çalışın. Örneğin mevsim değiştiği zaman nasıl bir performans göstereceğini hayal edin. İyi bir bina değişen çevre koşullarına sürekli uyum sağlayabilecek esneklikte olmalıdır.
Sürdürülebilirlik: Sürdürülebilir mimari konusunda bilginizi artırın ve sürekli gözlem yapın. Başlangıç olarak, gün ışığının ve yağmur suyunun nasıl idare edildiğine ve enerji kullanımını azaltmak için ne gibi önlemler alınabileceğine dikkat edin.
Verimlilik: Bir bina iyi işlemediğinde bunun farkına varırız. Verimli binalar bazen fazla tantana yapmadan yaşamlarına devam ederler, çünkü kesinlikle çok iyi çalışıyorlardır. Bu sessiz, çalışkan cevherleri fark etmeye çalışın ve onları alkışlayın.

Tecrübe

Gün ışığı: Gün ışığını ahşap veya taş gibi bir yapı malzemesi olarak düşünün. Bu malzemenin de özellikleri anlaşılmalı ve işlevsel ve deneysel amaçlarına ulaşması için dikkatle kullanılmalıdır. Aksi takdirde, yanlış ellerde gün ışığı düşük dereceli bir ölüm ışınına dönüşebilir ve sizi sosis gibi kızartabilir.
Akustik: Akustiğin rol oynadığı mekanlar tasarl-ne? Diyordum ki, akustik dikkatli bir şekilde-akü ne? AKUSTİK! Ne? AKUSTİK MİMARLIKTA ÖNEMLİDİR. Oh.
Renk: Binalar, onlara izin verirseniz hikayeler anlatır, renkler de sesi ayarlar. Renk algısı oldukça bireyseldir ve yıllar içinde geliştirdiğiniz kişisel çağrışımlara bağlıdır. O muz sarısı bekleme salonununda kendinizi komik mi hissediyorsunuz? Neden?


Peki ya Gelecek?



On, yüz, bin yıl sonrası? Evet, mimarlığın o zaman nasıl olacağını tahmin edebiliyoruz.

Liz Ogbu
(San Fransisko'da toplum temelli mimarlığa odaklanan "Public Architecture" üyesi olarak tasarım yöneticiliği yapıyor.)
"On yıl içinde bir hizmet endüstrisi olarak mimarlığın doğası yön değiştirmiş olacak. Batının gelişmiş ülkelerinde ortaya çıkan çok disiplinli iş birliği konusu gittikçe daha fazla telaffuz edilecek. Mimarlar ekonomistler, antropologlar, grafik tasarımcılar ve diğer meslek grupları ile ekip çalışması yaptıkları zaman müşterilerinin ihtiyaçlarına daha iyi hizmet edebileceklerini fark edecekler. Mimari projeler bağımsız bina olarak görülmek yerine, daha çok karmaşık sorunları çözen geniş kapsamlı araçlar olarak görülecek. Günümüzde halkın büyük kısmı itinalı tasarımlara erişemiyor. Bu durum değişecek. On yıl içinde daha çok mimar, iskan ettikleri toplumlara aktif olarak dahil olmanın gücünü öğrenmiş olacak."

Bob Berkebile (Kansas City, Missouri'deki BNIM Mimarlık'ın kurucusu ve AIA Çevre Komitesi'nin, ABD Yeşil Bina Konseyi'nin ve LEED puanlama sisteminin yaratılmasına katkıda bulundu.)
"2110'da mimarlığın, önümüzdeki on yılda mimarların karbonu azaltmadaki başarısı ile çok ilgisi olacak. Eğer mimarlar başarılı olursa, kalan 90 yıl için ilham verici, dönüşebilir çalışmalar yapılması mümkün. Öte yandan, eğer karbon artmaya devam ederse, tam anlamıyla hayatta kalmak için tasarım yapıyor olacağız. Her iki sonucu da (başarıyı da başarısızlığı da) göz önüne alarak hareket etmeliyiz. Mimarlar bu çabaya öncülük etmeli ve bu öncülük, toplumun hayat kalitesini tanımlama şeklini değiştirmek anlamına geliyor. Bunu başarmak için, mimarlar çevresel canlılığı ve insan potansiyelini artıran "daha az kötü" tasarımlara yönelme ihtiyacı hissedecek. İyi ya da kötü yönde de olsa, 2110'da binalar tamamen farklı olacak. İyi yönde olursa bu, önümüzdeki on yılda mimarların neyin geliyor olduğunu gördüğü ve buna uygun şekilde hareket ettiği anlamına gelecek."

Jennifer Wolch (Kentsel analiz ve planlama alanında ileri gelen bir bilim insanı ve Kaliforniya Üniversitesi Berkeley Çevresel Tasarım Fakültesi'nde dekan olarak görev yapıyor.)
"1000 yılda küresel toplum iklim değişikliğini ele alma konusunda başarısız olabilir. Gezegen, gittikçe artan şiddetli olaylarla (kasırgalar, hortumlar, kıtlık, salgın hasatalıklar), mimarların iklim savaşı, felaket ve çöken besin zinciri mağdurları için ellerinden geldiğince hızlı bir şekilde geçici tesisler kurması gereken bir yer haline gelebilir. Parası ve gücü olanlar da yanlarına en sevdikleri "star mimar"larını da alarak çoktan başka bir dünyaya göçmüş olacaklardır tabi."

Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.