Haberler

Kent Simülasyonları Cebimize Girebilecek

Tarih: 8 Kasım 2010 Yazan: Dilek Öztürk


William Mitchell "City of Bits" kitabında, artık başka bir şehir fikrinden bahseder. Sanal mekanlar, belirli bir kapasiteye sahip alanlar, kendi alanlarımız (facebook, myspace gibi) yeni bir şehircilik ve mimarlık tanımını da beraberinde getirir. Bilgisayarın ya da bir veri ekranının karşısında artık kim olduğumuz değil, (çünkü herkez olabiliriz, bunu kim anlayabilir?) neye ulaştığımız daha önemli...

amber'10 Sanat ve Teknoloji Festivali'nin teması, bu sene her türlü verinin üretilmesi ve kullanılmasının, kent ve kent hayatındaki artan önemini dikkate alarak "verikent" olarak belirlendi. 4-7 Kasım tarihleri arasında İstanbul Modern'de gerçekleşen Amber Konferansları uluslararası katılımın sağlandığı, kentlerin geleceklerinin tartışıldığı önemli bir platform oluşturdu.

Yaşadığımız kentlerdeki bilgi akışı ve değişiminin hesaplanmasının neredeyse imkansız olduğu bu dönemde, bilgiyi somut bir forma sokup her an her yerde görebilme şansımız da giderek artıyor. Kalabalıklaşan ve büyüyen kentin gereklilikleri ve günümüz teknolojilerinin olanakları, kenti veriden oluşan bir gerçeklik haline getirdi. Şehirle ilgili her türlü veri artık cep telefonlarımıza çeşitli uygulamalar halinde yüklenebiliyor.

Sanayi devriminden sonra kentlerde nüfus artışıyla birlikte, her türlü bilgi dolanımı ve çoğaltılması söz konusu oldu. Modern kent artık istatistiklerle temsil edilmeye başlandı. Tüketimin bu denli yoğun olduğu şehirde, sürekli değişen verileri ve akışları kontrol etmek için fotoğraf ve görsel kaydetme yöntemleri gelişti, bilgi kopyalanmaya ve çoğaltılmaya başlandı. Kent artık bu imajlarla ve istatistiklerle temsil edilmeye başlandı. Kent ve temsilleri, birini diğerinden ayırmanın güç olduğu geniş ve karmaşık bir ilişki içine girdiler.

Sanayi kenti, aydınlanma sürecine de girince, artık veriyi okuma ve işleme teknikleri gelişmeye başladı. Böylelikle veri, kentsel sosyal ilişkilerin ve politikaların temel faktörlerinden biri haline geldi. Özellikle son otuz yılda yeni teknolojilerin gelişmesiyle her türlü veriyi toplama ve işleme kapasitesi öngörülemez biçimde arttı.

amber'10 "Verikent" başlığıyla, modern kenti diğer tanımlarının yanı sıra bir veri kümesi olarak tanımlamayı öneriyor ve sanatçıları Verikent'in yaşam formlarını, üretim-tüketim biçimlerini ve politikalarını sanat ve teknolojinin ekseninden yorumlamaya çağırıyor.

İstanbul Modern Sinema, amberKonferans kapsamında kürasyonu Müge Turan tarafından yapılan dört film sundu.

Siber Savaşlar (Cyber Wars), 2004



Bir Asya kenti olan Sintawan'da herkesin kimliği Cyberlink veritabanında kaydediliyor. Bina giriş çıkışlarının insanların elinde bulunan çiplerle yapıldığı, yeraltı ulaşımının, sanki bir internet sitesinin çökmesi gibi çökebileceği, sınırların olmadığı bir ülke ve şehirde artık herşey aslında bir oyundan ibaret. Siber dünyada 5 kişinin oynadığı bu oyun, şehri geliştirip, şekillendiriyor ve istedikleri zaman da yok edebiliyor.

Cyberlink'ten kaçmanın tek yolu sahte kimlik kullanmak. Başkalarının kimliklerini kullanan genç bir kelle avcısı bu sefer kendini, Cyberlink'in sinsi ve ölümcül bir amaçla kullanılmasından şüphelenen bir polis dedektifinin kimliğinde bulur.

Gen Kuşağı (Gene Generation), 2007



Yok olmanın eşiğindeki Olympia şehrinin fütüristik dünyasında, DNA katillerine savaş açan yeni nesil suikastçı Michelle, hayatında daha büyük sorunlar olduğunu fark eder: Ailesi! Film, insanların cansız ve mutasyona uğramış olarak terk edildiği, DNA'larının yeni kimlikler oluşturmak için satıldığı gelecekte geçen bir hikayeyi anlatıyor.

Koşan Adam (Running Man), 1987



Film, 2019 yılında, totaliter bir toplum olan Amerika'da televizyon programlarının insanları yönettiği bir çağda geçiyor. Suçlular "Running Man" adlı bir televizyon şovunda canlı yayında vahşice yarışıyorlar. Programda, suçlular üzerine yüksek bahisler oynanıyor. Haksız yere suçlanan Ben Richards (Arnold Schwarzenegger) yarışmanın yeni kurbanı olarak karşımıza çıkıyor.



Yakın bir gelecekte, insanlar tırmanan terör olaylarına karşı korunmak için hayatlarının her alanında Eyeborgs denilen mobil robot kameralarla izleniyorlar. Ancak buna rağmen tuhaf cinayetler gerçekleşiyor. Bu cinayetleri araştırmakla görevli olan federal ajan Gunner Reynolds kameraların olayları olduğundan çok daha farklı kaydettiğini keşfeder. Bu noktada Eyeborgs, sadece bir gözetmen mi yoksa başka bir şeye mi hizmet ediyor sorusu ortaya çıkıyor.

Geocity Mobile

Konferansın son gününde Avusturya'nın Linz kentindeki Ars Electronica Future Lab'in kurucu ortağı Horst Hörtner bir konuşma gerçekleştirdi. Hörtner, Future Lab olarak farklı disiplinlerden oluşan ekipleriyle birlikte, Linz kenti için "Geocity Mobile" adında ürettikleri projeyi anlattı.

Geocity Mobile, projesi, şehri mekansal ve bir süreç olarak algılamak açısından önemli. Proje, şehrin geçmişi ve bugünkü mevcut durumuyla ilgili, birçok farklı konularla ilgli veri içeren sanal bir dünya...

Proje için Linz belediye binasında, kentin 1/2000 ölçeğindeki maketi sergileniyor. Projenin en önemli amacı da şehirde yaşayan insanları karar verme sürecine dahil etmek. Proje, Linz'i değiştirmek, Sim Linz, Sim Linz Mobile olmak üzere 3 bölüme ayrılıyor.

Linz'i Değiştirmek
Projenin bu safhasında, belediye binasında sergilenen şehir maketinin yanısıra, bir de kiosk konuldu. Ziyaretçi, önündeki bu kiosk ile birlikte, 2 adet projeksiyon ekranından üç boyutlu bir fare kullanarak, tüm şehrin 3 boyutlu halini görebilecek. Kiosk, toplam 2.000 adet yerleşim yerini, bu yerleşmelerin her birinden en az 3 fotoğraf ve toplam 10.000 adet istatistik barındırıyor.

İnsanların elde etmek istedikleri bilgileri seçebilecekleri bir platfrom yaratan Ars Electronica Future Lab ekibi, geçmişten günümüze çalışma oranları, nüfus, trafik durumu, sosyal-ekonomik göstergeler gibi, şehrin gelişimiyle alakalı verileri bünyesinde barındırıyor. Daha da önemlisi burada yaşayanı, bu veri sistemine sokuyor, şehrin gelişme sürecine onu da dahil ediyor.

1984 yılından itibaren, değişik konularda haritaların görülebileceği sistemde, fotoğraflarla da birlikte kentin gelişimiyle ilgili bir kıyaslama yapılabiliyor.

Sim Linz

Proje, bu bölümünde, nüfus, nüfus yoğunluğu, bölge-mahalle istatistikleri, şehrin verdiği hizmet alanları gibi veriler sunuyor.

Bu defa 3 adet projeksiyon tablolar ve haritalar gösteriyor. Kentle ilgili birçok verinin işlendiği bir kitap ziyaretçilere sunuluyor. Bu kitap, normal tekniklerle geliştirilmiş bir kitap değil. Kitabın yanında verilen özel bir kalemle, kitabın üzerinde veri seçimi yapabiliyor ve bunu da projeksiyonda görebiliyorsunuz. Yani, kalem sizin gözünüz ve ayırt ediciniz oluyor ve farklı verileri birleştirip, tam karşınızda, projeksiyonda sunuyor.

Şu anda belediye binasındaki bu simülasyona gün geçtikçe daha çok kişinin katıldığını vurgulayan Hörtner, farklı kullanıcı gruplarının farklı veriler ve hizmetler beklediğini söyledi.

Konferans sırasında kitabın simülasyonunu da gösteren Hörtner, kitaptan erişmek istediği kriterleri seçip ekrana sonucu yansıttı ve böylece bilgiyi ne kadar çabuk ve kolay elde ettiğini göstermiş oldu. Kalemle istediğin şeyi işaretle ve sonuç tam karşına gelsin!

Bu kitap ve kalem kullanımı aslında veriyi seçebilme ve işleme yöntemlerini anlatıyor.

Bu kalem, kitap dışında ayrıca posterler ve haritalarda da kullanılabiliyor. Kuşbakışı fotoğrafların çekilmesiyle hazırlanmış bir haritanın üzerinde bu kalemle gezdiğinizde, görüntü yine projeksiyon ekranına yansıyor. Görüntüyü üç boyutlu görebiliyorsunuz ve büyültüp küçültebiliyorsunuz. Şehir içinde bu kalemle birlikte gezme deneyimini yaşıyorsunuz. Yani, bu kalem size kent hayatıyla ilgili harika bir sümülasyon yaşatıyor. Evinizin yakınındaki meydana gidebilir, sonra istediğiniz sokağa girip çıkabilirsiniz...

Bu, çok başarılı bir enstelasyon. Şehrin tüm sürecini işleyen bir proje. Belediye binasında sergilenen bu enstelasyon, en başta bir oyun gibi gelse de, sonra bu bilgilendirici ve eğitici oldu. İnsanlar nerede yaşadıklarını, nereye yakın nereye uzak olduklarını öğrenmeye ve heyecanlanmaya başladılar.

Hörtner, projenin bir sonraki aşamasının, bu simülasyonu cep telefonlarına indirilebilecek bir uygulama haline getirmek olduğunu söyledi. Şehirle ilgili farkındalığın daha çok kişiye ulaşarak ve kullanımı kolaylaştırarak arttırılabileceğinin altını çizdi.

İstanbul Şehir Rehberi Tasarımı
Hörtner'dan sonra Emrah Kavlak, Sabancı Üniversitesi'nde hazırladığı yüksek lisans projesinin sunumu yaptı. Kavlak, bir şehir rehberi tasarımı yapmış. Şehri bir ürün olarak gördüğünü söyleyen Kavlak, oluşturduğu İstanbul Şehir Rehberi'nde, kullanıcı odaklı bir tasarım gerçekleştirmiş. Sorunun, amacın ne olduğunu belirleyip, kullanıcıya yardımcı olmaktan yola çıkan bu proje, şehirdeki günlük hayatımızda danışacağımız ve hatta cebimizde taşıyabileceğimiz bir rehber olma özelliği taşıyor.

Rehberi hazırlamak için, İstanbul'la ilgili Büyükşehir Belediyesi'nden istatistikler ve çeşitli veriler alan Kavlak, daha sonra çeşitli kullanıcı gruplarıyla anketler yaptığını ve bu anketler üzerine, kişilerin ihtiyaçları doğrultusunda yardımcı haritalar oluşturduğundan bahsetti.

Yol bulma senaryoları hazırlayan Kavak, bunun dışında İstanbulla ilgili, ev kiraları, özel okullar, toplu taşıma ve kamusal mekanlarla ilgili veriler düzenlemiş.

Arayüz Olarak Şehir
Avusturyalı konuşmacı Georg Russeger ise, şehri bir arayüz olarak inceledi. Kentin aslında global bir ülke haline geldiğini, güç ilişkilerinin ve dengelerinin buna göre değiştiğini belirtti. Artık kentle ilgili her konu bir bağlantılar kümesine gidiyor. Ulaşım, mahalle, yönetim gibi kavramlar açık ve kapalı bağlarla (network) birbirine bağlanıyor. Bu noktadan sonra da artık mimariden fiziksel anlamda değil, sanal anlamda bahsedebiliyoruz. Verilerin mimarisi, şehir mimarisi ile yarışıyor.

Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.