Murat Arslan'ın "İstanbul 'un Antik Çağ Tarihi/Klasik ve Helenistik Dönemler" adlı kitabına göre; Pers Kralı 1. Dareios, MÖ 512 yılında İskitlere karşı planladığı seferde kullanmak için Samoslu mimar Mandroklees'ten Boğaz üzerine bir köprü yapmasını istedi.
Üzerinde, kalıcı bir köprünün kurulmasına izin vermeyecek derecede derin ve geniş olan İstanbul Boğazı'nda ayrıca Karadeniz'den Marmara istikametine doğru üst akıntı köprü yapımını zorlaştırıyordu. Bu bakımdan Mandroklees, daha sonradan Persler, Helenler ve Romalılar tarafından tecrübe edilen bir teknik kullanarak tarihte ilk defa iki kıtayı birbirine bağlayan bir köprü oluşturdu.
Gemiler bir kıyıdan karşı kıyıya kadar belli aralıklarla dizildi ve birbirlerine demir kıskaçlarla çengellendi. Çatı oluşturulduktan sonra köprünün eni boyunca kalın kalaslar kesildi ve bunlar teknelerin üzerilerine uzunlamasına peş peşe dizildi. Ardından enlemesine tahtalarla bunlar birbirine tutturuldu. Dareios, köprüyü tetkik ettikten sonra hayranlık uyandırıcı bir işi böylesine kısa bir sürede başardığı için Samoslu mimar Mandroklees'e ücretinin 10 katını verdi. Dareios, MÖ 512 yılında 740 metre genişliğindeki köprüden Avrupa'ya geçti. Daha sonra boğaz üzerindeki köprüyü oluşturan gemiler ayrıldı. Böylelikle Pers donanması, filolar halinde Byzantion, Kalkhedon limanları ile İstanbul Boğazı kıyılarında demir attı.