Anadolu yakasında oturanlar yeni bir Süleymaniye heyecanı yaşıyorlar mı bilemem, ama günümüzde, hele neredeyse her sokakta iki camimiz varken, dev bir cami ihtiyaç mı, tartışmak gerek.
Ama asıl sorun başka. Demokrasi, özgürlükler, hukukun üstünlüğü kavramlarının en üst değer olarak kabul edildiği dünyamızda, artık olağanüstü nitelikler taşıyan dini mekânlara da ihtiyaç yok.
Çünkü olağanüstü nitelikleri olan dini mekânlar, din kurallarının ve din hukukunun geçerli olduğu dönemlerin ihtişamlı yapılarıdır. Bakın hem İslam ülkelerine hem de diğer dinlerin egemen olduğu ülkelere.
Dev dini mekânlar, örneğin katedraller en son ne zaman inşa edilmiş?
Dünya son 150 yılı demokrasi ve özgürlükler kavgasıyla geçirdi. Din kurallarının hâkimiyeti yıkıldı yerine insan aklının ortak ürünü olan hukuk ve demokrasi kavramları yerleşti.
Kiliselerin gücünün kırılması, iradenin halkın özgür iradesiyle seçtiği vekillere geçmesiyle birlikte "olağanüstü yapı inşa etme mantığı" da değişti.
Olağanüstü yapılar neden yapıldı tarih boyunca? Taa Mısır piramitlerinden, Mezopotamya'daki Ziggurat Kulesi'ne, Mayalar'ın tapınaklarına, Köln Katedrali'ne, Selimiye Camii'ne bakın. Hepsi dinsel yapılardır.
Bu yapıların tek amacı vardır, ilahi güçler karşısında insanların kendilerini küçük görmeleri, o görkem karşısında kendilerini âciz hissetmelerini sağlamak.
Oysa artık insanların olağanüstü dini yapılar karşısında kendilerini küçük görme dönemi bitti. İnsanlar, ortak olarak kullanacakları, kendilerine çok yönlü yararlar sağlayacak olağanüstü yapılar istiyorlar.
Örneğin yüz katlı gökdelenler, denizleri aşan asma köprüler, ülkeleri birbirine bağlayan otoyollar, uzay çalışmaları, tıpta inanılmaz gelişmeler, teknolojinin baş döndüren yenilikleri insanlar için çok daha önemli.
Dev cami yapmak ise ancak bir din devletine yakışan "büyük eser" kapsamındadır. İstanbul'a Süleymaniye büyüklüğünde ve ihtişamında cami yapma fikrinin altında ancak Türkiye'yi bir din devletine dönüştürme fikri yatabilir.
İstanbul'a yeni ve dev bir cami asla mı yapılamaz? Neden olmasın. Ama onun da kurallarını koymak gerek.
Birincisi bu cami bir taklit olmamalı, günümüz koşullarına uygun mimarisiyle, işleviyle herkesin kabul edebileceği bir yapı olmalı.
Bana göre daha önemli olan faktör şudur: Eğer İstanbul İslam dininin bilimsel araştırma merkezi olabilecekse, dünyanın en önemli din âlimlerinin, çağdaş fikirlerle İslam'a hizmet edecekleri bir odak haline gelecekse ve bu Türkiye'nin laik düzenini asla tehdit etmeyecek karakter taşıyacaksa, tüm dünyaya örnek olması açısından böyle bir eser inşa edilebilir.
