Haberler

Mekan Bir Oyun!

Tarih: 26 Kasım 2010 Yazan: Dilek Öztürk


Sempozyum sırasında

24-26 Kasım tarihleri arasında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi'nde gerçekleştirilen Uluslararası Mimarlık Medya Sanat Sempozyumu, mimarlık ve medya ilişkisisnin reklam ve pazarlama sektörü üzerindeki etkileri gözler önüne serdi. Farklı disiplinlerden sempozyumakatılan konuşmacılar, mimarlık ve şehir öğelerinin kitlelere ulaşmak açısından nasıl kullanıldığı ileilgili farklı sunumlar yaptı.

Mimarlığın ve sanatın, medyadaki görüntüleri kendi gerçekliklerinin bir parçası haline gelmiş durumda. Diğer taraftan, yeni üretim araçları ve teknikleri anlamında medya, artık yalnızca temsil eden olarak var olmak yerine, temsil edilenle iç içe geçerek, ilginç bir göstergeler bütünü oluşturuyor.

Sempozyumun ilk gününde başkanlığını Aykut Köksal'ın yaptığı oturumda, mimarlık ve sanatın medya ve pazarlama daki rolü üzerine konuşuldu.


Turkcell'in "Havalar Nasıl?" Reklamı

Oturumun ilk konuşmacısı Gizem Erdoğan, "Sokaktan Çıkan Medya Sokağa Taşan Medya-Gerilla Pazarlama" başlıklı bir konuşma gerçekleştirdi. Erdoğan, medyanın daha geniş kitlelere ulaşmak için sokağı kullandığını ve sokağın en ucuz iletişim ve pazarlama mecrası olduğunu vurguladı. Mekan aslında bir oyun ve bu, reklam sektörünü yaratıcılık açısından da çok çekiyor. Bu durum gerilla pazarlamanın en önemli özelliklerinden biri: yaratıcılık ve ucuz sermaye ile daha çok kişiye ulaşmak. Gerilla pazarlama, bu yüzden sokakta, sosyal sorumluluk projelerinde daha çok karşımıza çıkıyor.


WWF'nin şehirlerde kirliliğe dikkat çeken çalışması


WWF'nin küresel ısınmaya dikkat çeken reklamı


WWF'nin küresel ısınmaya dikkat çeken reklamı

Sokaktaki yaşam günümüz medyasının beslenme alanı haline geldi ve ticari tanıtım alanlarına dönüştü. Kamusal mekan tasarlanmasında yaratıcı pazarlama, ayrıca mekanın estetik değerini etkiliyor. Dünya'nın çeşitli şehirlerinden verdiği örneklerle, sokağın ve şehrin dokusunun, bazen bir tepki alanı bazen de gerçekten çok iyi bir medya alanı olduğunu gösterdi. Sokaktaki pazarlama mimari açıdan algıları değiştirecek bir şekilde karşımıza çıkabiliyor.

Oturumun ikinci konuşmacısı Sevinç Alkan, Açelya Allmer ile birlikte yaptıkları " Eksik Sizsiniz Hanfendi: Televizyon Reklamlarında Yaratılan Mutfak Mekanları ve Cinsiyetleri" isimli çalışmalarını anlattı.

Alkan, tüketim-medya arasındaki faydasal ilişki üzerinde durarak, mekanların cinsiyeti üzerine örnekler verdi.

Televizyon reklamlarında gösterilen eril mutfak mekanları ve şanslı bayan ilişkisi son yıllarda vurgulanmaya başlandı. Mutfaklar, sade, süsten ve kadın dokunuşundan arınmış ve içinde erkeğin karar verdiği ve yönlendirdiği mekanlar olarak karşımıza çıkıyor.


Reklamda, erkek karakter mutfağa hakim ve şanslı kadın mutfakta onu bekleyen süprizden habersiz...

Bosch firmasının buzdolabı reklamında, erkek karakter mutfakta çalışırken, yerni uyanan kadın karakter kendisini mutfakta bekleyen süprizi, yeni buzdolabı, görmek için mutfağa geliyor. Film boyunca seyirciye söylenmeyen ama sezdirilen hamilelik durumuna gönderme yapılıyor. Buzdolabının formu, kadın karakterin hareket alanı ve sebze-meyve tüketimiyle ilişkili anlatılıyor. Bu reklamda, şanslı kadın karakter ve erkek karakterin mutfakta yaptığı değişiklikler vurgulanmış. Çekimin yapıldığı mekanda, inandırıcılığı arttıtmak için stüdyo değil, gerçek yaşam alanı kullanılmış.Metalik gri ve beyaz rengin hakim olduğu m utfak mekanında canlı renk ve desenlere rastlanmıyor.

Yine Bosch firmasının diğer bir reklamı da yine bir çift arasındaki diyalog üzerinden ilerliyor. Kadın karakter, mesleki anlamda fikri alınmak üzere erkek karakter atafından yeni evine davet ediliyor. Film konutun kapısındaki konuşmalarla başlıyor ve daha sonra iç mekanda devam ediyor. Kadın karakter evi geziyor, salon ve banyodan sonra mutfağa geliyor. Evi gezdikten sonra neredeyse herşeyin tamam olduğunu ve kendisinin mekana Bir şey ekleyemeyeceğini düşünüyor. Reklam filmi, erkek karakterin, bu evdeki tek eksiğin kadın olduğunu belirterek, üstü kapalı bir evlenme teklifi ile bitiyor.

Mekanda işlevsellik, işlev ve teknoloji unsurları ön plana çıkıyor.


Baba-oğul, bu defa şanslı anne için mutfakta koşturuyor

Üçüncü reklam filmi ise, bu defa bir baba-oğulun mutfaktaki yemek ve tatlı hazırlığı ile geçiyor. Yine şanslı bir kadın için, anne ve eş, mutfakta koşturmaca sergileniyor. Aynı anda aynı mekanda çalışmak zorunda kalan iki erkek karakter, hafif bir yarış havasında film boyunca yemek yapmaya çalışıyorlar. "Alanıma giriyorsun" ve "Burası ortak alan" gibi diyaloglarla yapılan iş, mekanın sahipliliği ile ilgili bilgi veriyor. Reklamın sonunda yine bu koşturmacanın şanslı bir kadın için yapıldığı anlaşılıyor.

Otrurumun üçüncü konuşmacısı Polonyalı Agnieszka Marek ise, "Rumour, Denunciation or Advertisement: Description and Criticism of Architecture in the Aspect of Educational Role of the Press" (Dedikodu, İfşa ya da Reklam: Basının Eğitsel Rolü Bağlamında Mimarlıkta Eleştri ve Betimleme) başlıklı bir konuşma yaptı.

Marek, basının mimarlık eğitimdeki rolü ve desteği üzerinde durdu. Yazılı basın olarak gazeteler ve dergiler, belirli bir kesime hitap ediyor ve bu yeterl değil. Gazetelerde mimari projelerle ilgili pekçok reklam görüyoruz. Bu reklamlar, daha çok yüklenici firmanın daha çok daire satmasıyla alakalı oluyor. Mimarın isteyeceği türden bir reklam bile olmayabiliyor. Özelikle Avrupa'da karşılaştığımız "katalog evler" diye tabir edilen konut alanlarının, mimarlığa yeni tanımlar kattığını ve reklamın bu anlamda, mimiarlık eğitimine olumlu etkisi olmayacağını görebiliyoruz.

Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.