
8 Aralık 2010 tarihinde Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Mimarlık Bölümü Video Konferans Salonu'nda gerçekleşen Çarşamba Seminerleri'nin konuğu gazeteci, yazar ve akademisyen Murat Belge oldu.
Murat Belge konuşmasına 1980 ve sonraki dönemi anlatarak başladı. Yazmanın çok zor olduğu o zamanlarda, Mustafa Kemal Ağaoğlu tarafından kurulmuş, sanat ve kültür atölyesi olan BİLSAK'ta bol bol konuştuklarını anlattı. Bu konuşmaların birinde Ağaoğlu, Belge'den İstanbul Kültür Turları düzenlemesini rica ettiğini söyledi.
Kültür turları il başta Haliç ve çevresini küçük bir gruba gezdirme amaçlı iken zamanla bu bölgeye Surlar bölgesi de eklenmiş. Ve 15 günde bir düzenlenmeye başlanmış. Daha sonraları ise "Eski İstanbul"un neredeyse tümünü kapsayan turlarda ilk olarak bölgeler gezilir, sonra BİLSAK'ta içki eşliğinde sohbetler edilirmiş.
2000'li yıllarda geçirdiği rahatsızlık nedeniyle turlara son noktayı koyan Belge, uzun süredir bu işle ilgilenmesinin kendini yorduğundan bahsetti. Şu an sadece Boğaz Turları'na katıldığını söyledi.
İstanbul'un yakın geçmişi ve gelişimine dair bilgiler veren Murat Belge, kentin çok nüfuslu olduğunu ve çok nicelikli bir hale geldiğini söyledi. Orhan Pamuk'tan bir alıntı yaparak "1960'lı yıllarda 1 milyonluk bir ken iken, şimdi 12 milyon kişinin yaşadığı koca bir köye dönüştü," dedi.
İstanbul'un Fener, Balat, Samatya, Tarihi Yarımada, Moda gibi semtleri hakkında izlenimlerini anlatan Belge, İstanbullular'ın yine İstanbullular'a göre ikiye ayrıldığını söyledi: Eskiler ve Yeniler...
Şehirde düzenlenen pek çok sanatsal etkinliğin İstanbul'un kültür tüketicisi bir kent haline geldiğini belirterek konuşmasına devam eden Belge, istanbul'u başka hiçbir kentle kıyaslayamadığını anlattı. Ancak bünyesinde pek çok açıdan çeşitlilik bulundurduğu için İstanbul'un New York'la ortak yanları olduğunu belirtti.
Konuşmasının ardından sorulara geçildi.
Mahalle baskısına dair bir yazısını açıklanması istendi. Bunun üzerine Belge, İstanbul'a yapılan göçleri, bu göçlerin sonucunu, "hemşehri"lik kavramını ve çok kültürlülüğü anlattı.
Çift yönlü düşünmek gerektiğini savundu. Eski İstanbullular'ın Yeniler'e "Topkapı ya da Taksim'e hiç gittin mi?" diye sorduklarında, bunun karşılığında Yeniler'in "Hiç gecekondu mahallesini ziyaret ettin mi?" diyebileceğini ve şehri bir bütün olarak görmenin faydasından bahsetti ve ekledi "Hangi İstanbul'un İstanbullususun?" İstanbul'un artık ayrımları aşması gerektiğini vurguladı.
Çok önemli bir konuya dikkat çeken Belge, İstanbul'la ilgili bir gerçeği açıklayarak İstanbul'un metropole dönüşmesinin nedeninin göçler sayesinde oluştuğunu sözlerine ekledi.
Son soru olarak Murat Belge'nin Ataşehir, Çekmeköy gibi alanlarda yeni kurulan siteler hakkındaki görüşü soruldu.
Belge bu durumlara artık alıştığımızın altını çizerek bu konuda Johannesburg örneğini verdi. Dünyanın her yerinde sınıflar arası kovalamacanın olduğunu, ancak bunu hiç sağlıklı bulmadığını söyleyerek konuşmasını tamamladı.