Haberler

Yeni Bir Tasarım Hareketi, Obeziteyi Durdurabilir mi?

Tarih: 1 Mart 2011 Kaynak: Co Design Çeviren: Selin Biçer


Amerika'daki Obezite Salgınıyla Mücadele Eden Binalar ve Çevreler, Etkin Tasarım için Bir İlk Oluşturuyor

Günümüzde obezite, Amerika'nın önde gelen önlenebilir ölüm nedenleri arasında tütünü geçiyor. Amerikalılar'ın üçte birinden çoğu fazla kilolara sahip ya da obez. ABD'de obeziteye atfedilebilecek toplam sağlık maliyetinin 2030 yılına kadar 860 milyon Dolar'dan 960 milyon Dolar'a ulaşması bekleniyor.

Bir Halk Sağlığı Stratejisine İhtiyaç Var
Yıllar boyunca sağlık savunucuları daha sağlıklı gıdalar yememizi ve daha fazla egzersiz yapmamızı söyleyip durdu. Ancak işe yaramadı. Obezitenin bir salgın olduğu kabul edilmeli ve çok zor da olsa öncelikle yaşam tarzını değiştirmek için çaba göstermek gerekiyor. Geçtiğimiz günlerde New York Times'ın bir manşetinde yazıldığı gibi "Amerikalılar'a sebze tüketilmesi söylendikçe, onlar patates kızartması siparişi veriyor". Ayıplamak yersiz, bir sağlık stratejisine ihtiyacımız var ve çözüm sadece tasarımla olabilir.

Etkin Tasarım

Yakın çevrenin tasarımı sayesinde fiziksel aktiviteye teşvik eden, obezite ve obeziteyle ilişkili hastalıkların adreslendiği "Etkin Tasarım", New York Şehri tarafından yayımlanan kılavuzda izlenebiliyor.

Etkin Tasarım, şehirlerin ve binaların insanları daha fazla hareket etmeleri için teşvik ettiği bir tasarım fikrinden oluşuyor. Bu, spor salonuna gitmek ya da daha fazla egzersiz yapmak için cesaretlendiren bir şey değil, ancak bunun yerine günlük rutin içinde çevreyle nasıl etkileşim halinde olduğumuzla ilgili. Araba sürmek yerine yürümeyi, asansöre binmek yerine merdivenleri tercih etmeyi, parklar ve bunun gibi diğer ilginç, çekici ortamlar yaratmayı içeriyor. Hükümetler kentsel tasarım ve mimarlık ile obeziteye karşı durarak bu hastalık ve maliyetlerine karşı en iyi savaşçıların aslında tasarımcılar olabileceğini anlamaya başlıyor.

Yeni Bir Strateji

New York'un Etkin Tasarım Rehberi, Amerikalılar'ın egzersiz yapmaya başlamasına ön ayak olmak için başlatılan savaşta stratejik bir değişimin başlangıcını temsil ediyor. Bizim için neyin iyi olduğu konusunda ahlaki bir çağrı yapıp bireysel tercihlerini değiştirmeye çalışmak yerine, bu konuda mevcut seçenekleri yeniden şekillendirmek için çevreyi değiştirmekle alakalı.

Bu strateji halkın temel motivasyonlarının sağlık konusunda değil de, daha rahata ve keyife göre şekillendiğinin idrak edilmesine yol açıyor.

Yürünebilirlik

İnsanları daha fazla yürümeye zorlayan bir ortam nasıl sağlanabilir? Önce, içinden bayıla bayıla yürüyerek geçeceğiniz bir yer hayal edin, şimdi de nefret ederek yürüyeceğiniz başka bir yer... Farkı görmek oldukça kolay.

WalkScore isimli web sitesi yürüme mesafesinde birçok temel ihtiyaç ve isteğe dayalı kişisel adresleri oylayarak yürünebilirliği ölçmek için çalıştı. Gayrimenkul dünyasında da popüler hale gelen bu mükemmel araç, ölçülebilir şeyler için işini iyi yapıyor. Bir bakkalın yürüme mesafesinde olup olmadığı söyleyebiliyor, ama bu yürüyüşün kalitesini gösteremiyor. Peki sokaklar ne kadar kalabalık? Kaldırım var mı? Gölgelik ağaçlar bulunuyor mu?

Çalışmalar, yürünebilir yerlerin tanımlı veya muhafazaya açık bir duygusunun var olduğunu gösteriyor, ayrıca bu yerler tanımlanabiliniyor ve kolay kolay unutulmuyor. İnsan ölçeğiyle bağlantılı, faal, karmaşık ve görsel açıdan zengin, kısaca uyarıcı ve güven hissi veren bir ortam duygusuna sahip.

Yürünemeyen ortamların ise sıkıcı, geniş, ölçeksiz, boş ve değişmez görünümlü bir hissiyatı var. Geniş bir otoparka karşıt olarak kafelerin sıralandığı canlı bir cadde o çevreyi daha yürünebilir kılıyor.

Hayal Gücünü Teşvik Etmek

Çeşitlilik ve teşvik kavramları, özellikle bir ekran ve bir klavye ile eğlencenin ve sosyal etkileşimin evrenini getiren kablolu bir dünyada büyümüş genç nesil için önemli.

25 yaş altındaki kalabalığın parmakları yerine ayaklarını kullanmasına sebep olmak, dünyayı keşfetmek, gerçek dünyanın dijital dünya ile rekabet etmesinin gerekliliği bu tür teşvik kurallarından bazıları. Yoğun ve çeşitli önerileriyle çok amaçlı kentsel ortamlar, gerçek hayatta var olan sosyal etkileşimi ve yürümeye özendiren çevreyi sağlayabiliyor.

Bisiklete binmek Etkin Tasarım için başka bir cephe oluşturuyor. Bisiklet parkurları, yolları ve rafları yaparak temel altyapıyı sağlıyor ve ülke genelinde kentlerde bu tür programlarla yenilenmiş bir çaba sarfedilmiş oluyor. Washington ve San Francisco'da bisiklet paylaşım programları başlatılmış durumda. New York'ta, 2009 yılındaki bir imar değişikliği ile belli bir büyüklüğü aşan tüm yeni binalarda bisiklet depolama alanı sağlanması şart koşuluyor.

Merdivenler

Paris'teki Garnier Opera Binası'ndaki zarif eğrilerden Apple mağazalarındaki şık, yüzen camlara kadar merdivenlere karşı mimarlar uzun süredir güçlü hisler besliyor. Ama günümüzde binalardaki merdivenler sadece büyük ölçüde fonksiyonel ve acil kullanımlar için yapılıyor.

Etkin Tasarım merdivenleri kutsuyor. Onları ulaşılabilir, görünür kılmak ve bir binanın temel dolaşımı ve oryantasyonuyla bütünleştirmek için tasarımcıları cesaretlendiriyor. Merdiveni keyifli hale getirerek ve asansör veya yürüyen merdivenlere göre öncelik vererek daha fazla insanın kullanması sağlanmalı. 1997'deki bir çalışma, haftada 20 - 34 basamak çıkan erkeklerde inme veya diğer kardiyovasküler nedenlerden ölümün % 20 daha düşük oranda bir risk olduğunu gösteriyor.

Bir Kentsel Rönesans
Yaklaşık bir asır önce kentler kirli, salgınların kol gezdiği sağlıksız ortamlar olarak görülüyordu. Ancak günümüzde etkin kentsel yaşam sözde en sağlıklı modeli sağlar durumda.

Eğer tüm yaşam çevremizi teşvik edici, çekici ve kozmopolit şehirler gibi tasarlarsak, o zaman insanlar daha uzun ve sağlıklı hayatlar yaşayacak. Atlanta'da 2004 yılında yapılan bir çalışma daha banliyödeki yerleşim mahallelerindeki erkeklerin daha kentsel, karma kullanımlı alanlarında yaşayanlara göre ortalama 22 kilo daha şişman olduğunu gösteriyor.

Aktif Tasarım Stratejik Bir Değişime İşaret Olabilir

Ve ortalama olarak New Yorklular'ın ülkenin geri kalanından 1.5 yıl daha uzun bir yaşam beklentisi var. Bunun nedeni olarak en azından New Yorklular'ın daha fazla yürümesi gösterilebilir. Yürüyorlar, çünkü çevreleri onları teşvik etmek için tasarlandı.

Sonuç

Şimdilik, Etkin Tasarım sadece bir dizi kural, tembelliği yasaklayan bir şey değil. Bina kodları ve imar yasalarını etkilemeye başlamış olmasına rağmen, Etken Tasarım'ın halen gerçek bir hukuki bir etkisi bulunmuyor.

Obezitenin bir sorun olarak kabul edilmesi ve merdivenleri daha çekici hale getirmedikleri için bina sahiplerine karşı dava açılması pek olası değil henüz. Yaşam tarzı tercihlerini değiştirmek için tasarımı ve motivasyonu kullanarak çevremizdeki değişimler sayesinde bir halk sağlığı probleminin çözüm ilkesi ise oldukça zorlayıcı.

Etken Tasarım obeziteyi sona taşıyan bir çare olmayacak. Ama sadece obeziteye yön vererek yardımcı olabilecek bir stratejik değişimin sinyali olabilir.
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.