Haberler

Kuzey Ege'nin güzel kızı buluşmak için sizi bekliyor

Tarih: 7 Nisan 2011 Kaynak: Yeni Asır
Körpe bir güzel gibi mahçup ancak güzelliğini kendisini fark edebilenlerle paylaşacak kadar cesur Bergama. Bu mahçup güzel, şimdi içinde barındırdığı hazineyi onu görebilenlerle paylaşmak için can atıyor.

Taşını toprağını kaldırdığınızda buram buram tarih kokan Bergama, binlerce yıllık tarihin kucağında adeta keşfedilmeyi bekliyor. Körpe bir güzel gibi mahçup, ancak güzelliğini kendisini fark edebilenlerle paylaşacak kadar cesur Bergama. Bu mahçup güzel, şimdi içinde barındırdığı hazineyi onu görebilenlerle paylaşmak için can atıyor. Yunan Tanrılarının uğruna savaştığı, kanlar döktüğü bu coğrafya, adeta uygarlık tarihin dönüm noktalarından biri olmuş. Zenginliğini birkaç satırla anlatmak zor belki de. Ama biz dilimiz döndüğü, sözlerimiz kifayetli olduğu ölçüde anlatmak istiyoruz Bergama'yı. Görkeminin insanı esir düşürdüğü bu topraklarda siz de tarihin sayfalarında kaybolun, Yunan tanrılarının şarkılarına eşlik edebilin diye...

İlklerin Şehri
Bergama'yı yazmak zor, anlatacak bir şeyler olmadığı için değil elbette, aksine söyleyecek bu kadar çok söz varken nereden başlanmalı bilinemediği için. Krallara ve tanrılara ev sahipliği yapmış Bergama'ya "İlklerin Şehri" demek asla yanlış olmaz. Öyle ki insanlığa kazandırdığı ilklerle uygarlık tarihinde önemli dönüm noktalarından biri olmuş. İzmir'in yüzölçümü bakımından civar ilçeler arasında en büyüğü olmanın yanı sıra Ege'nin kuzeyinde usulca uzanan bu güzel kız, tarihte Ege'de ilk başkent olma özelliğine sahip. Adeta bir "Açık Hava Müzesi" özelliği taşıyan bu görkemli kent, ilk parşömen (deriden kağıt yapımı), ilk Asya Kütüphanesi, ilk büyük hastane (Asklepion), ilk telkinle tedavi, ilk doğal tedavi, ilk bitkisel ilaçlar, ilk imar yasası gibi nice ilkleri yazdırmış tarihin derin sayfalarına.

Ulaşılması Güç Yer

Pergamon yani Bergama, Anadolu kökenli bir sözcük olup dağ, tepe, yüksek, ulaşılması güç yer anlamına gelmekte. Efsanelerde Bergama'nın ilk halkının M.Ö.1000'e kadar uzanan bir geçmişi içine alan Akropol tepesinde kurulduğu ifade edilir. Kale içinde bir alan olarak planlanmış şehrin ilk yerleşim yeri olan Akropol'ün bir benzeri ise bu gün Atina'da yer alıyor. Şehrin en yüksek yerinde kralların ve tanrıların mesken edindiği Akropol'ün en görkemli yapısı ise Pergamon Kralı II.Eumenes tarafından Galatlara karşı yapılan savaşın kazanılmasının anısına inşa edilen Zeus Sunağı. Helenistik Dönem'in en güzel sanat eserlerinden biri olarak kabul edilen Sunak, bu gün Berlin Pergamon Museum'da görülebilmekte.
Şehir, ayrıca 4 antik tiyatroyu birden içinde barındırıyor. Üstelik bunlardan bir tanesi dünyanın en dik tiyatrosu olmasıyla ünlüyken, diğer bir tanesi de dünyada yalnızca 4, Türkiye'deyse yalnızca 2 adet bulunan ve içinde su oyunlarının da yapılabildiği sisteme sahip bir tiyatro. Öyle ki amfinin basamaklarına oturup, aşağılara seslenseniz tüm Bergama'ya sesinizi duyurabilirsiniz.

Anadolu'nun en eski ve en zengin kütüphanesi olan Bergama Kütüphanesi, Pergamon Kralı II.Eumenes (M.Ö. 197-159) tarafından yaptırılmış. Pergamon Şehri, Büyük İskender'in imparatorluğunun dağılmasından sonra Asya'ya kurulan tarihi ve ticari yol bağlantısı sayesinde gelişmiş, önemli bir merkezdi. Bergama Kütüphanesi, İskenderiye Kütüphanesi'nden daha sonra kurulmasına rağmen hızla gelişerek 200 bin tomar ruloluk yazma esere ulaşması üzerine, İskenderiye Kütüphanesi'ni geçmesinden endişe eden Mısır Kralı Ptoleme Epiphenes (M.Ö. 205-182) Bergama'ya papirüs ihracını yasaklar. Bergama'da papirüs yerine geçebilecek herhangi bir madde arayışına giren halkın arasından çok geçmeden, Sardes'li sanatçı Krates, krala oğlak derisinden özel bir biçimde hazırlanmış bir örnek getirir. İstenilen elverişliğe sahip olan bu kğıtlara Bergama Kağıdı (Pergaminae Chartae) adı verilir ve daha sonra bilim dünyasının yolunu ışıtacak olan "Parşömen" adını alır. Böylece Bergama, dünya medeniyet tarihine yine bir ilki yani "Parşömen"i kazandırmış olur.

Tanrıların Tapınağı

Bergama'ya gidince ilk uğranılacak yerlerden biri de Serapeion. Binanın tamamının kırmızı olması ve büyük ön avlusu sebebiyle tapınak, halk arasında "Kızıl Avlu" olarak adlandırılmış. Bazilika olarak da adlandırılan tapınağa, avlunun batı cephesinde yer alan üç anıtsal kapıdan girilir ve bu girişin bir kısmı halen ayaktadır. Serapion'un bugün bile dimdik ayakta durmasının sırrı ise tuğla duvarların hepsinin mermer kaplı olması. Bu görkemli binayı özel kılan yalnızca bu değil. Tapınağın en önemli özelliği 3 büyük dine hizmet etmiş olması. Anadolu'da kullanılan ilk yedi kiliseden biri olan Bazilika'nın Bergama'da bulunması nedeniyle, Roma İmparatorluğu'nun Asya kıtasındaki topraklarında Kutsal Kitap İncil ilk kez Bergama'da görülmüş. Mısır Tanrıları'nın Tapınağı olarak da bilinen, Hristiyanlığın ilk yedi kilisesinden biri olan ve İncil'de adı Aziz Yuhanna ile birlikte geçen yapı Pagan döneminde tapınak, Hristiyanlıkta kilise olarak hizmet vermiş. Dünyada 3 dine birden hizmet etmiş bina hoşgörünün en güzel örneklerinde biri. Günümüzde ise Kızıl Avlu'nun bir kısmı hala cami olarak kullanılmaya devam ediyor.

Antik çağlarda Yunan halkı ölümden sonraki yaşamı hep yerin altında karanlıklar içinde düşünmüş ve bu yaşama hep soğuk bakmış. Dört bir yanı mezarlıklarla dolu Mısır ülkesinin aksine Anadolu, Antik Yunan Dönemi'nde tiyatro, stadyum ve hamamlarla donatılmış. Yaşamın vazgeçilmez kaynağı sağlık için Bergama'da inşa edilen Asklepion, sağlık alanında bir ilk olmuş ve günümüze kadar ulaşmış...

Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.