İnşa projelerine eşlik eden alçak, mavi kontrplak yaya köprüleri New York sokaklarının sorunlarından biri. İnşaatlar, bina girişlerini kapatıp altlarında işleyen mağazaların kapalı gözükmesine ve düşürdüğü gölgelerle pasajların geceleri tehditkar görünmesine sebep oluyor.
Guggenheim Müzesi yetkilileri geçenlerde ünlü Frank Lloyd Wright binalarının gayet karmaşık restorasyonuna giriştiklerinde, kendi yaya köprülerini özel olarak tasarlattılar. Tipik bir köprü standart iki yüksekliğe sahiptir; kaldırımdan ya 2,5 metre ya da 5 metre yukardadır. Guggenheim’ın yaya köprüsü ise binanın girişinin kapanmaması için yerden 6,5 metre yukarıda yapılmış. Köprünün destekleri her zaman kullanılan modüler borular yerine I kirişlerinden yapılmış ve ahşap takoz veya metal kayıtlara ihtiyaç kalmamıştır. Ayrıca genel New York yaya köprüsü mavisi rengi yerine, bu 6,5 metrelik kontrplak yatay şerit aslında ustaca bir reklam panosuna dönüşüyor. Müzenin adı, müzenin kimliğine özgü açık bej renkteki panellerin üzerine kırmızı vinil grafiklerle yazılmış. “İnsanlar binayı görmeye geldiklerinde, estetik bir deneyim için geldiklerinden ilk gördükleri şeyin çirkin bir yapı iskelesi olması uygunsuz olurdu” diyor Guggenheim’ın sözcüsü Anthony Calnek.
Guggenheim’ın restorasyonu, genleşme derzleri olmadan inşa edildiğinden beton yapıda oluşan çatlakların tamiri için gerekli görülmüştür. Guggenheim, 1959’da inşa edildiğinde, dış cephesinde akrilik bazlı boya kullanan ilk binalardan biriydi. Calnek’e göre “Yanlışlıkla boyanın betonu koruyucu bir örtü gibi saracağı – yani binayla birlikte genleşip büzüleceğini ve genleşme derzlerinin yokluğunu telafi edeceğini düşünülmüştü.”
Şu anda binanın dış cephesi beyaz boyasından soyulup, çıplak püskürtme harç duvarları inşa edildiğinden beri ilk kez görünür hale gelmiştir. Proje hala tanı halinde. Asıl çatlakları doldurmayı kapsayan restorasyon işinin bu yaz başlaması ve yaklaşık bir yıl sürmesi bekleniyor.