Haberler

'Mimarlık ve kentsel planlama'

Tarih: 2 Mart 2006 Kaynak: Cumhuriyet Yazan: Baran İdil
Bir süredir sorguluyoruz: 'Mimarlık' ile 'kent planlaması'nı birbirlerinden 'tümüyle' ayıran eğitim sistemi Türkiye'ye uygun mudur? Bu köşeciğe gelen 'görüşler' sürüyor:

'İmar plancılığının başımıza açtıkları!'
Mimarlık bin yıllarca geçmişi olan bir ''planlama ve tasarım alanı'' dır... Mimarlık, siyaset, felsefe, sosyoloji, antropoloji ve sanat alanlarından beslenen, ve de ''kentsel ve doğasal mekânlarda ürün veren'' bir kültür alanıdır... Mimarlık tarihi ile şehircilik tarihi ''aynı içeriği'' taşırlar... ''Mimarlıktan doğan'' kent planlaması, kentin ağırlıklı olarak siyaset, sosyo-ekonomik boyut ve sorunlarını sistematik olarak inceleyen, araştıran ve değerlendiren bir alan olarak gelişmiştir. Bugün mimarlığı kentsel tasarım ve planlama alanından ''dışlayan'' Şehir Plancıları Odası da, onların eğitim kurumları da, ''mimarlarca'' kurulmuştur. Hatta, geniş kadrolu metropoliten planlama büroları ve bugün eğitimi olup da kendisi olmayan bölge planlama teşkilatları dahi, mimarlarca kurulmuş idi.

1970'li yılların şehir plancıları, o zaman kent planlaması ile özdeş tutulan ''imar planlama'' işine ciddi ve haklı tepkiler gösterdiler. Bugün de asıl üzerinde konuşulan ''imar planları'' , ağırlıklı olarak, planlama dizesinde bir kentsel tasarım işlemi olarak yer alıyor. Buna en tipik örnek, korumaya konu olan kentsel ve doğasal mekânlara ait kentsel tasarım sorunlarıdır.

Koruma ise mimarlığın çok özel bir alanıdır. Çoğu zaman ciddi bir mimarlık kültürüne sahip olmanın da ötesinde, o alanda incelemeyi ve derinleşmeyi zorunlu kılar.

Dış dünyada, tek binayı projelendirme yetkisi için dahi mimarın 3-6 yıl arasında tecrübeli olması istenirken, 4 yıllık eğitimle hem bölge plancısı, hem şehir plancısı, hem kentsel tasarımcı, en garibi de koruma planlamasının uzmanı olmak, nasıl becerilebilir?

Şehircilerin bu tartışmayı ''kınayan'' bildirilerini okuyanlar; ülkede müthiş bir planlama ve tasarım eğitimi olduğunu; plancıların haklarının mimarlarca ellerinden alındığını; en önemlisi de kent ve bölge plancılarının gerçekten de kent planı ya da bölge planı yaptığını sanacaktır.

Oysa söylenen ve savunulan, kentlerin ''kent'' olarak planlanabilmesi için önce ''mimarlıkla tanışmanın'' kaçınılmazlığıdır... Buna tepkinin ve bundan kaçmanın ne kente, ne de planlamaya faydası olabilir.

Not: Prof. Dr. Sümer Gürel'in geçen haftaki görüşlerine ilaveleri var. Gelecek haftalarda yayımlanacak.
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.