Haberler

Sektör temsilcileri 29 Mart'ta açılacak '12.MARBLE Fuarı' öncesinde Dünya İzmir Bürosu'nda buluştu

Tarih: 20 Mart 2006 Kaynak: Dünya

1982'de 2 milyon dolar olan mermer ihracatı geçen yıl 808 dolara çıkaran mermercilik sektörü, bu yıl 1.2 milyar dolar ihracat yapmayı hedefliyor. Türk mermer sektörünün, önündeki engellerin kaldırılması durumunda dünya liderliğine oynayabileceği dile getirildi. Değerli TL nedeniyle sıkıntılı bir dönem yaşayan doğaltaş sektörü, önümüzdeki dönemde bu sıkıntılarını, yurt içinde ve yurtdışında tanıtım çalışmaların yoğunlaştırarak aşmaya çalışacak. Mermerciler, sektöre yönelik bir KDV indiriminin ise faydalı olmayacağını belirtti.

Değerli YTL nedeniyle sıkıntılı bir dönem yaşayan doğaltaş sektörü, önümüzdeki dönem bu sıkıntılarını, yurtiçinde ve yurtdışında tanıtım çalışmalarını yoğunlaştırarak aşmaya çalışacak. 1982'de 2 milyon dolar olan ihracatı geçen yıl 808 milyon dolara çıkaran sektör, bu yıl 1.2 milyar dolar ihracat yapmayı hedefliyor. Türk mermer sektörünün, önündeki engellerin kaldırılması durumunda dünya liderliğine oynayabileceği dile getirildi.

İzmir'de 29 Mart Çarşamba günü açılacak dünyanın en büyük ikinci mermer fuarı olan 12.MARBLE Fuarı' nda bir araya gelecek olan sektör temsilcileri, fuar öncesi Dünya Gazetesi İzmir Bürosu'nda düzenlenen toplantıda sektörel gelişmeleri değerlendirdi. Türkiye Mermer Doğaltaş ve Makinaları Üreticileri Birliği (TÜMMER) Yönetim Kurulu Başkanı Metin Balıbey, Ege Maden İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Levent Mertsoy, İzmir Mermerciler Derneği İkinci Başkanı Ferah Türkmen ve İZFAŞ Genel Müdürü Doğan İşleyen ile doğaltaş sektörünün bugününü ve geleceğini konuştular.

"Engeller kalkarsa, ihracat 1.2 milyar doları bulur" 

Metin Bey, doğaltaş sektörü 1980'lerden bu yana sürekli büyüyor. O günlerden bu günlere gelirken sektör nasıl bir süreç yaşadı, şu anki durum nedir?
Sektör olarak 1985'i milat olarak kabul ediyoruz. Bu tarihte 3213 sayılı Maden Yasası çıktı. Daha önce sektör Taş Ocakları Nizamnamesi ile ruhsatlandırılıyordu. Tüm sektörlere teşvik olduğu gibi doğaltaşa fazladan teşvik vardı. Bizler her şeyde yeniydik, stand kurmayı bile bilmiyorduk. O dönem pek çok ülkede işlenmiş mermer ürünlerine gümrük varken, blok mermer rahatça ithal ediliyordu. Türkiye'de hükümet blok mermer ihracatına 20 dolar fon, işlenmiş mermer ihracatına da teşvik koydu. Böylece bugünkü fabrikalar kuruldu. 20 yılda sektör her geçen gün dinamizmini artırdı. Şu an 100'den fazla ülkeye ihracat yapıyoruz. 75 milyar dolarlık ülke ihracatının içinde doğaltaş küçük bir rakam gibi görülebilir. Sektörün dünya sıralamasındaki yeri önemli. Türkiye, doğaltaşta ilk 5 içinde. Maden ihracatımızda doğaltaşın payı yüzde 50. Üstelik ithal ikamesi olmayan bir sektör. Maden lokomotif sektörlerden, doğaltaş ise madenin parlayan yıldızı. Engellerin kalkması halinde bu yıl 1.2 milyar dolarlık ihracat rakamını yakalarız. 21. yüzyılın ilk çeyreğinde dünyada doğaltaş kullanımının 2 kat artacağı öngörülüyor. Biz moda yaratıp onu satmalıyız. Henüz bunu başaramadık. Sektör taklit eder değil, taklit edilir konuma gelmeli. Bu noktada TÜMMER'in çalışmaları önemli. Geçen yıl ihracatın yüzde 75'ini bizim üyelerimiz yaptı. Maden Kanunu, Çevre ve Orman kanunlarındaki iyileştirmeler bizim çabamızla oldu. Sektördeki firmalara lojistik, akaryakıt konularında maliyet indirimi sağlıyoruz. Yakında bankacılık sektörü de doğaltaş sektörüne finans desteği verecek. Ayrıca çok yakında Milli Prodüktivite Merkezi ile verimliliği artırmak için bir proje gerçekleştireceğiz.

"KDV indiriminin faydası olmaz"

Levent Bey, son dönemde en sıkıntılı kesim ihracatçılar. Siz doğaltaş ihracatının gelişimini nasıl değerlendiriyorsunuz? Bugün doğaltaş sektörünün aldığı yol gözardı edilemez. Artık ABD inşaat sektöründe 'Türk traverteni' adı yer almaya başladı. Türk bornozundan sonra bunu başaran ikinci ürün traverten. Hatta ABD, yaklaşık 1.5 yıl önce travertene gümrük vergisi koymak zorunda kaldı. Biz de hakkımızı arıyoruz ve burada hükümeti yanımızda görmek istiyoruz. Kur bizim en önemli sorunumuz. Çünkü girdilerimizin tamamına yakını YTL ile fiyatlanıyor. YTL'deki aşırı değerlenme sektörde kan kaybına neden oluyor. Almanya'da mazot 1.45 YTL, bizde ise 2.20 YTL. Sektör bir yandan ilerlemeye çalışırken, diğer yandan bunlarla uğraşıyor. Bizim sektörde KDV indiriminin kimseye faydası olmaz. İç piyasanın da mevcut kapasiteyi taşıması mümkün değil. Geçen yıl 1 milyar 525 milyon dolarlık maden ihracatının yüzde 53'ünü, yani 805 milyon dolarlık kısmını doğaltaş oluşturdu. Bu rakam küçük görülebilir ama dövizin tamamının Türkiye'de kaldığı unutulmamalı. Sektörün gelişmesinde Marble Fuarı'nın önemi büyük. Şu an dünyada sektörde faaliyet gösterip de Marble'ı takvimine almayan şirket yok. İster ziyaretçi, ister katılımcı olarak bu fuarda bulunmak sektör için zorunlu hale geldi.

"Eğitilmiş iş gücüne ihtiyaç var"

Ferah Hanım, siz sektörde çalışmanın yanı sıra üniversitede de eğitim veriyorsunuz? Sektörü eğitim boyutuyla ele alırsak neler söyleyebiliriz?
1985, eğitimli işgücünün sektöre girmesi açısından da milat sayılır. Şu an pek çok üniversitede doğaltaşla ilgili eğitim veriliyor. Bunlar ara eleman açığını kapatmada çok önemli ama yeterli değil. Üniversite ve sanayinin birlikte yapması gereken şeyler var. Türkiye'nin dünya doğaltaş rezervlerinin yüzde 40'ına sahip olduğu söyleniyor. Fakat dünya doğaltaş rezervi net olarak ortaya konulmuş değil. Rezervler çok önemli ama sınırsız değil. Bu kaynağı har vurup harman savurma lüksümüz yok. Madencilikte 1 kişi dolaylı olarak 8 kişiye istihdam sağlıyor. Makine, ekipmanla iş bitmez. Eğitilmiş iş gücüne ihtiyaç var. Bunun pazarlama, paketleme, tanıtım ayağı var. Bu da ancak üniversite-sanayi işbirliği ile sağlanabilir. Eğitim bütün olarak ele alınmalı. İnşaatla ilgili mühendislik, mimarlık fakültelerinde taşa yönelik eğitim yok. Taş kullanımı deneme-yanılma yöntemi ya da maliyeti ve güzelliği gözönüne alınarak yapılıyor. Bu da göz zevkini bozan, görüntü kirliliğine neden olan bir hal alıyor. Fuarlar da eğitimin bir parçası. Biz katıldığımız fuarlarda sadece taşlarımızı nasıl satarız diye düşünmedik, makineleri de inceledik. Şu an kullandığımız makinelerin yüzde 90'ı Türkiye'de yapılıyor. Geçen yıl 100 milyon dolarlık makine ihraç edildi, teknoloji satar konuma geldik. Taşta modayı takip eder konumdayız. Taşta olduğu gibi makinede de hedef takip edilen ülke olmak olmalı. Ben 2010-2015 yılları arasında dünya lideri olabileceğimizi düşünüyorum.

"Sektör sahip çıktı fuara ilgi arttı"

Sektörün büyümesindeki en önemli unsurlardan biri de Marble. Sayın İşleyen, fuar nereden nereye geldi, sağlanan başarıyı neye bağlıyorsunuz?
İzmir Kültürpark'ta yapılan "Mermer Sevgi Yolu" sektöre bir ufuk açtı. İlk adım doğaltaş sektörünün Yapı Fuarı'nda kalan boş yerde tanıtım yapması oldu. Türkiye'deki bütün dernekler destek verdi. Sektör sahip çıkınca başarı kendiliğinden geldi. Sektörde ciddi bir yardımlaşma ve kaynaşma kültürü oluştu. 2 yıl önce 29 bin metrekare alana sahip fuar geçen yıl 33 bin metrekareye çıktı. Bu yıl 38 bin metrekare oldu. Katılımcı sayımız bine yaklaştı. Şu an Verona'daki mermer fuarından sonra ikinci sırada yer alıyoruz. Kentimizde otel sıkıntısı olduğu doğru. Fakat biz kasımdan itibaren çalışmaya başladık. Otel fiyatlarını bildirdik, bizimle irtibat kuran firmalar otel fiyatları konusunda sıkıntı yaşamıyorlar. Fuar süresince yurtdışından veya kent dışından gelenler için evini kiralayanlar bile var. Yeni otel yatırımlarıyla önümüzdeki yıl bu sıkıntı aşılacak. Bu yıl fuarda dünyaca ünlü Irak asıllı mimar Zaha Hadid, konferans verecek. Türk doğaltaşını görüp tanıması için kendisine fuarı gezdireceğiz. Türk doğaltaşının önemli bir yere geleceğine inanıyoruz.

"Gözümüz hep yurtdışında"

Metin Bey, önümüzdeki dönem sektörü neler bekliyor? İhracatta daha iyi konuma nasıl geliriz?
Resmi istatistiklerin iyi okunması lazım. Çünkü şu an 1.5 milyar dolarlık maden ihracatına karşın, 10.5 milyar dolarlık ithalat görünüyor. Oysa ithalatın 9.5 milyar dolarlık kısmı petrol ve benzerlerinden oluşuyor. Fakat ihracat rakamlarına mamul hale getirilmiş madenler dahil edilmiyor. Örneğin bakır, cevher olarak ihraç edilmişse maden, kablo olarak ihraç edilmişse imalat sanayii içinde değerlendiriliyor. Maden işleme makinelerinin de bu kapsamda ele alınması gerekir. İstatistiklerin doğru okunması durumunda maden ihracatının diğer sektörlerin gerisinde olmadığı görülecektir. Önümüzdeki dönem hedefimiz iç pazarın canlanması olacak. Doğaltaş sektöründe iç pazarın payı yüzde 20'ye ancak ulaşır. Bizler hep gözümüzü yurtdışına çeviriyoruz. Yurtiçinde tüketimin artırılması için bayındırlık birim fiyatlarında, doğaltaşın tanımında yeni düzenleme yapılması gerekiyor. Bizler Avrupa ve ABD'nin hangi ebatlarda istediğini biliyoruz ama Türkiye ile ilgili böyle bir bilgimiz yok. Kamu kuruluşlarında Türk doğaltaşının kullanılmasını istiyoruz. Dünyada havalimanları, otobüs terminalleri gibi yapılarda yerel taşlar tercih edilir. Hedef pazarlarımızın başında ABD geliyor. Burada yalnız kalmamalıyız. ABD pazarına hakimiz. Devlet de bu durumu gözardı etmesin. Makine imalatında İtalya neredeyse biz de oradayız. Hatta İtalya'ya ihracat yapan arkadaşlarımız var. Onlara da bir miktar destek verilirse, bulundukları noktadan çok ileriye gideceklerdir. Sektör bilinçli hareket ederek kısa sürede ihracatını ikiye katlayabilir.

ABD'ye yoğun ihracat

Levent Bey, hedef pazarlar belirleniyor ama buralara ulaşmanın yolları nedir?
Örneğin hedef pazar olarak belirlenen ABD'deki 6 eyaletten 3'üne sektörümüzün yoğun ihracatı var. Alıcılar diğer bölgelere malı buralardan çekiyorlar. Ama kur politikasının değişmesi, gerçekçi bir politika izlenmesi lazım. İhracatçı Birlikleri olarak Doğaltaş Tanıtım Grubu'nu (DTG) kurduk. Bunun amaçlarından biri Türk doğaltaşının dünyadaki imajını yukarıya çekmek. İtalya kendi markasını koyduğunda yüksek fiyata satıyor, biz aynı taşa "Elazığ Vişne" diyoruz ama satamıyoruz. Doğaltaşlarımızı mimarlar tarafından tercih edilen bir malzeme yapmaya çalışıyoruz. Önümüzdeki dönemde daha büyük tanıtımlar yapacağız. İç pazarda "Fındık ve Deri Tanıtım Gruplar"ı gibi reklam kampanyası düşünüyoruz. Bir yandan ABD gibi mevcut pazarlardaki imajımızı yukarı çekerken, diğer yandan yeni pazarlar bulmaya çalışacağız. Önümüzde AB süreci var. AB'ye girerken Finlandiya çok iyi pazarlık yapmış ve koşullarını dikte ettirmiştir, hâlâ ciddi granit üretimi vardır. Yunanistan ise pazarlık yapamadığı için şu an ocakları kapanıyor, Yunan firmalar üretimini Çin'e kaydırıyor. Türkiye bu örnekleri iyi incelemeli, Finlandiya'dan ders almalı.

"İç piyasayı canlandıracağız"

Ferah Hanım, tanıtım çalışmaları konusunda siz ne düşünüyorsunuz? Türk doğaltaşını nasıl marka yaparız?
DTG'nin hareket noktası Türk taşının marka haline gelmesi. Taşımızı kendi ülkemizde de tanıtmak zorundayız. Kamuoyuna anlatarak iç piyasayı canlandırmayı planlıyoruz. Mermerin anavatanı Anadolu, adını da Marmara Adası'ndan alıyor. Dünyanın ilk mermer okulları, ilk antik katrak, ilk yeraltı işletmesi Anadolu'da yer alıyor. Hindistan doğaltaş sektöründe çok yeni ama kamu binalarında yerli taş kullanımını zorunlu tuttu. Bizde özendirme yok. MTA binasında bile ithal mermer görebiliyoruz. Marble 2006'yı bu anlamda doğru kullanacağız. Türkiye'nin taş cenneti, yatırım cenneti olduğunu yabancı katılımcılara anlatacağız. Önümüzdeki dönemde Rusya ve Türk cumhuriyetlerinin Türkiye için önemli olacağını düşünüyorum. Bu da Ankara'nın doğusundaki mermer rezervlerinin değerlendirilmesine imkan sağlayacak. Ayrıca İzmir'den başlamak üzere büyükşehirlerin merkezi yerlerine konacak heykeller de tanıtım için büyük imkan yaratır.

"Marble Fuarı sürekli büyüyor"

Doğan Bey, sektörün hedeflerine ulaşabilmesi için siz ne tür katkılar koyacaksınız? 12. Marble Fuarı'nda neleri hedefliyorsunuz?
Bu yıl fuarda davetli portföyümüze mimar ve müteahhitleri de dahil ettik. Yapı Endüstri Merkezi'nden, Mimarlar Odası'ndan yardım aldık. Türkiye'de daha yaygın kullanılması için mimar ve müteahhitlerin Türk doğaltaşını daha yakından tanımaları gerekir. Geçen yıl Marble Fuarı'na Avrupa'dan katılımcı sağlayan İtalyan Marmomachine ile anlaşmamız sona erdi. Ona oldukça yüklü bir ödeme yapıyorduk. Artık uluslararası pazarlamayı kendimiz yapacağız. Dünyada artık sektör temsilcilerinden Marble'ı tanımayan yok. Sürekli yerimizi büyütüyoruz. Katılımcı sayısı da artıyor. Geçen yıl 39 bin kişi Marble'yi ziyaret etti. Bu yıl 3 prefabrik yapı kurduk. 38 bin metrekare yer sattık. Danışma Kurulu'nun kararı ile yeni firmalara azami 40 metrekare yer veriyoruz. Katılımcıların yüzde 40'ı yerlerini büyütmek istiyor. Yeni fuar alanı kurulunca metrekare bazında dünyanın en büyük mermer fuarını yapacağız. Yer yokluğundan geri çevirmek zorunda kaldığımız firmalar var.

Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.