Ege Bölgesi’ne can veren Gediz, Küçük ve Büyük Menderes nehirleri can çekişiyor. Sanayi ve evsel atıklarla kirlenen her üç nehir de zehir taşıyor. Sularda yaşanan hızlı kirlenme, Ege’nin en verimli tarım alanlarındaki ürünleri de zehirliyor.

Bugün “Dünya Su Günü”. Canlıların yaşamını devam ettirmesi için temel kaynaklardan biri olan su, son zamanlarda daha çok kirlilik haberleri içinde gündeme geliyor. 

Özellikle Ege Bölgesi’ne can veren Gediz, Büyük Menderes ve Küçük Menderes, kirlenmelerden payını alan başlıca nehirlerden. Uşak, Afyon, Kütahya, Manisa, İzmir, Aydın, Denizli’den geçen nehirler, plansız sanayileşmenin, arıtması olmayan belediyelerin kurbanı oldu.

Sanayi tesisleri, nehirleri zehir boşaltırken; fosseptikler ve çöpler de yine bu nehirlere atılıyor. Yıllarca süren bu döngünün sonunda nehirler, zehir taşır hale gelirken; bu sularda yaşayan binlerce balık ölmeye, tarım alanlarındaki ürünler de hızla azalmaya başladı.

"Akarsular Kullanılamaz Hale Geldi"
Havzaların dikkatli korunması gerektiğini söyleyen uzmanlar, yanlış kullanım yüzünden çoğu akarsuyun kullanılamaz hale geldiğini savundu.

Ege Üniversitesi Çevre Bilimleri Merkezi Başkanı Prof. Dr. Ümit Erdem, “Havzalar doğru kullanılmalı. Küçük Menderes, Bakırçay ve Gediz diğerlerine benzemez. Eğer ‘kir tutmaz’ felsefesiyle devam edersek, akarsularımız kullanılamayacak” dedi.

Ağır Metal Uyarısı
Sularda yoğun miktarda ağır metal birikimi olduğunu dile getiren uzmanların, özellikle dikkat çektiği bir diğer konu ise kirliliğin çevre üzerindeki olumsuz etkileri.

Prof. Dr. Erdem, “Oradan geçen kirlilik balıklarda bir takım hastalıklar, hatta o suları içen hayvanlarda özellikle koyunlarda kurtlanma ve insanlarda da sivilceleşmelere sebep oldu. Bütün bunlar şunu gösteriyor; ağır metal birikimi var, sularımızda kimyasallar giriyor” diye konuştu.

Uzmanlar, kirliliğin önlenmesi için akarsuların doğru kullanılması su yönetim kurullarının oluşturulması gerektiği görüşünde.