Haberler

Kıbrıs'ın Türk kesimindeki kültürel mirası koruma projeleri yaygınlaşıyor

Tarih: 23 Mart 2006 Kaynak: Cumhuriyet Yazan: Oktay Ekinci
Bir halkın, yaşadığı topraklara ''yurt'' diyebilmesinin temel göstergelerinden biri ''tarihsel miras'' ını sahiplenmesi... Bunun en çarpıcı örneği ise 1920'lerde ''Cumhuriyet Devrimi'' ni gerçekleştirenlerin, hemen ilk yıllardan itibaren ''Anadolu uygarlıkları'' na verdikleri önem. Daha Kurtuluş Savaşı sürerken açılan ''müze'' lerin yanı sıra bağımsızlıkla birlikte ilk arkeolojik kazıların da başlatılması; tarihi yapıların korunmaları için alınan kararlar; onca parasızlığa rağmen bütçe ayrılan restorasyon uygulamaları ve bütün bunları ardı ardına ülkeye kazandıran Atatürk 'ün ünlü sözü, ''Biz, beş bin yıldır bu topraklardayız...''

Geçenlerdeki ziyaretimizde, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne (KKTC) gurur ve bağlılık içinde ''yurdumuz'' diyen Türklerin de aynı bilinçle ''buluştuklarını'' gördük. O kadar ki ''zeytinyağı'' nın ilk kez ''yakıt'' olarak kullanıldığı 4 bin yıl önceye ait bakır eritme atölyele rini bulan İtalyan arkeologlar, ''Kıbrıs bilinmeden Akdeniz tarihi anlaşılamaz; tarih öncesinde bile Ortadoğu'daki teknoloji buradan Batı dünyasına yayılıyordu...'' sözleriyle hemen tüm Türk gazetelerinde en önemli haberler arasındaydılar (10 Mart 2006).

Adanın Türk kes iminde bulunan tarih ve uygarlık değerleri de sayısız kitap, dergi, broşür ve her türlü yayımla tanıtılırken bunlar arasında birçoğu da ''koruma projeleri'' kapsamındalar ve ülkenin kimlik değerleri olarak ''güvence'' ye alınıyorlar. Dahası bu projeler için, KKTC ve Türkiye kaynaklarının dışında, ''Birleşmiş Milletler'' fonları ile ''Avrupa Konseyi'' kültür programlarından da destek ve yardım alınıyor... Mimari anıtların ve eski kent dokularının yanı sıra, geleneksel halk sanatlarının yaşatılması da KKTC'nin kültürel gündeminde.

Örneğin, Lefkoşa'da tarihi Selimiye (Ayasofya) Camisi'nin hemen yakınındaki eski yapılardan birinde hizmet veren Halk Sanatları Enstitüsü, Kıbrıs'a özgü yöresel becerilerin hemen tüm örneklerini üretmekle yetinmiyor; geleneksel yaratıcılığın geçmişten geleceğe sürekliliğini de sağlıyor. Girne'nin eski liman bölgesindeki tarihi Archangelos Mihail İkon Kilisesi, KKTC Eski Eserler ve Müzeler Dairesi'nce onarılarak ''İkon Müzesi'' işleviyle yaşatılıyor. Aynı kuruluşun yine Lefkoşa'daki ''Suriçi'' nde bulunan ''Lüzinyan Evi'' restorasyonu, ''Kıbrıs'taki Osmanlı dönemi'' konak mimarisinin ve yaşamının hemen tüm özelliklerini sergilemekte. Benzer şekilde yine eski yapılarda gerçekleştirilen ''Güzel Sanatlar Müzesi'' ile ''Taş Eserler Müzesi'' de son yıllardaki kültürel mirası yaşatma projelerinin başarılı örnekleri.

... Ve 'Arabahmet Mahallesi'

İşte bu çabalar içerisinde belki de en anlamlısı ve ''etkili'' olanı ise ünlü Arabahmet Mahallesi'nin bütünüyle bakımı, onarımı ve özgün bir Lefkoşa semti olarak, bundan sonra da ''sakinleriyle birlikte'' kuşaktan kuşağa yaşatılması. Tarihi mahalle kentin Rum kesimi sınırında bulunuyor. Adını ise Osmanlı'nın Lefkoşa'yı almasında görev üstlendikten sonra, 1580'lerde Kıbrıs Valisi olan Arap Ahmet Paşa 'dan alıyor. Osmanlı döneminde Lefkoşa'nın en gözde Türk semtlerinden biri olan Arabahmet Mahallesi, 1980'lerden sonraki planlama çalışmalarında ''özel proje alanı'' olarak ilan edilmiş. Projenin amacı ise geçmişte bölgeyle ilişkileri ve anıları olan ailelerin geri gelmesi ve semtin yeniden eski yaşamına kavuşturulması.

Nitekim ilk restorasyon uygulamaları için seçilen Derviş Paşa Sokağı'nda iki bina, sanatçı kuruluşlarına verilmiş. Bölgenin ilgi görmesi, halkla buluşması ve kültürel merkez olabilmesi için ''Arabahmet Festivali'' düzenlenmiş. Kıbrıs Türk Mimarlar Odası da aynı semtte iki katlı özgün bir sivil mimarlık örneğini hizmet binası işleviyle onararak bu önemli çabalarda ''ev sahibi'' olmaya hazırlanıyor.

Evet... KKTC halkı, yaşadıkları toprakların ve yaşattıkları kentlerin kültür ve kimlik değerlerini de sahiplenerek çağdaş dünyanın evrensel sorumluluklarını yerine getirmenin ''özveri'' li örneğini sergiliyorlar. Bakalım aynı ''dünya'' bu insanlık erdemini ne zaman kutlayacak? Başta Lefkoşa'nın Rum kesimi olmak üzere, hemen tüm yerleşim merkezlerindeki ''tarihi dokuları apartmanlaştırarak yok eden Güney Kıbrıs'' ı sürekli ''kayıran'' politikalar yerine, Akdeniz uygarlıklarını ''ortak miras'' olarak yaşatanların ''bilge'' liği ne zaman fark edilecek?
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.