Steven Holl’un yeni projesi Higgins Hall Merkez Binası, Eylül ayında New York, Brooklyn’in Pratt Enstitüsü'nde açıldı. Dört katlı, giydirme cam yapı, 1970’ten beri Pratt’ın mimarlık okuluna ev sahipliği yapan Higgins Hall Kompleksinin kuzey ve güney kanatlarını birbirine bağlıyor. Pratt Enstitüsü, 1887’ye dayanan, Amerika Birleşik Devletleri’nin en büyük, özel, sanat ve tasarım üniversitesi. Steven Holl’ün bu, camla betonarmeyi bir arada kullandığı tasarımı yüz yıllık bir enstitüye göre daha yeni bir kimlik oluşturuyor.
Holl'un firması, orjinal bölümün 1996 yılında yanarak yıkılmasından ve Higgins Hall Kompleksinin kuzey ve güney kanatlarının ağır zarar görmesinden sonra 10,5 milyon Dolarlık bir bina tasarlaması için görevlendirilmişti. Steven Holl yeni merkez binanın tasarımının, kuzey ve güney kanatlarının yenilenmesi çalışmasıyla uyumlu olabilmesi için, orjinal 19.yy binalarının yenilenmesi çalışmalarının ödüllendirilmesinden sorumlu Rogers Marvel Architects ile bağlantılı olarak çalıştı.
Merkez binasının inşaatı 2004 yılının Nisan ayında başladı ve 2005 yılında güz döneminin başında bitti. 2100m alana sahip bu yeni tesis, bir lobi, bir galeri, bir oditoryum, bir elektronik bilgi merkezi ve atölyelerden oluşuyor. Yanan binanın tuğlaları, yeni bir giriş ve öğrencilerin bir araya gelip oturabileceği bir seyir terası yapımında kullanıldı.
Merkez binasının konstrüksiyonu, altı adet betonarme kolonla desteklenen bir kafesten ve yarısaydam beyaz yalıtım ile kaplanmış cam desteklerden oluşuyor. Bu cam kaplama gece yarısaydam bir parlaklık oluşturuyor ve 19. yüzyıldan kalma kanatların karartılmış tuğla cepheleriyle beraber çarpıcı bir görüntü sunuyor. Holl daha önce Kansas’taki Nelson-Atkins Sanat Müzesi’nin Depression-era Beaux Arts Binası olarak genişletilmesinde de benzer bir cam kaplama uygulamıştı. Higgins Hall’a son gidişinde, tasarımı “Biz burda sade bir betonarme iskelet ve kalın cam kaplama uyguladık, böylece birbirini tamamlayan bir kontrast oluşturmak istedik, bu koşullarda yeni bir bina inşa etmenin zorluğunu da bu şekilde yenilikçi bir yaklaşım getirerek aşmaya çalıştık,” diyerek yorumladı. Holl ayrıca altı tane prekast kolona özellikle müdahale etmedi. Bunu da “Bu bir mimarlık okulu ve bina kendi başına öğretici olmalı. Böylece bütün strüktürü rahatlıkla görebilirsiniz,” diyerek açıkladı.
Tasarım ayrıca, kuzey ve güney kanatlarının kat yüksekliklerinin farklı olmasına da çözüm getiriyor. İki kanattaki kat yükseklikleri bir katta 2,5cm farklıyken, başka bir katta yaklaşık 1,5m farklı olabiliyor. Katlar arasındaki yükseklik farkını ortandan kaldırmak için rampalar kullanılıyor. Holl, bu uyumsuzluğu gizlemek yerine, bunu tasarımının merkezi olarak kullanmış. Katlar arasındaki bu yükseklik farkının cam cepheden algılanması istenmiş. Her kata yerleştirilen cam paneller, içerideki rampaların görünmesini sağlıyor. Böylece tasarım bağlantıyı, şeffaflığı ve toplumu öne çıkarıyor.
Steven Holl Architects daha önce de Minnesota Üniversitesi Mimarlık ve Peyzaj Mimarlığı Fakültesi’nin ve MIT Simmons Hall’un projeleri üzerinde çalışmıştı. Her iki proje de 2002 yılında tamamlandı. Higgins Hall Merkez Binası firmanın New York’taki ilk akademik enstitü projesi.