Haberler

Tasarım Ölüm Kalım Meselesi Haline Gelirse

Tarih: 26 Mayıs 2006 Kaynak: Design Observer Yazan: Michael Bierut Çeviren: Sinem Çetintürk

Bir tasarım işi aldınız ve herkesin hayranlık duyduğu bir tasarm ile büyük bir alkış topladınız. Ancak bir yıl ya da biraz daha fazla bir süre geçtikten sonra, büyük bir yanlış yaptığınızın farkına vardınız. Tasarımınızda korkunç bir hata var. Ve sadece estetiksel bir hatadan öte, çok kötü çözülmüş bir detay. Büyük bir başarısızlığa neden olabilecek temel bir hata var. Ve bu hata sadece bir utanç veya profesonel bir yıkım yaratmayacak, daha da kötüsü binlerce insanın ölümüne yola açacak.

Böyle bir hata olduğunu sadece siz biliyorsunuz. Bu durum da ne yapardınız?

Bu kuramsal bir soru gibi gelebilir ama aslında değil. Bu strüktür mühendisi William LeMessurier, 30 yıl önce karşılaştığı bir soru.

LeMessurier, 1970’li yıllarda Manhattan’da inşası büyük tartışmalara yol açan Citicorp Center gökdeleninin strüktür mühendisiydi. Çoğu insan bu yapıyı iki açıdan tanıyorlar; binayı diğerlerinden ayıran açılı çatısı ve Lexington Caddesi üzerinde yükselmesini sağlayan her yanın merkezinde bulunan dörtlü kule kolonlar.

Mimar Hugh Stubbins, arsanın kuzeybatısında yer alan St. Peter’s Kilisesi’ne uyum sağlaması için köşelerdeki kolonları bilinçli olarak hareket ettiriyor. William Le Messurier ve beraber çalıştığı mühendisler bu olağandışı temel üzerinde binanın ayakta durmasını sağlamak için çalışıyorlar. Buldukları çözüm, çift destekli ve strüktürün salınımını sınırlandıracak çatı üstü tamponları tasarlanmıştı. Bu tasarım zarifliği ve yenilikçi tasarımı ile büyük beğeni topluyor.

Binanın açılışından bir sene sonrasında, LeMessurier bir öğrencisini bina ile ilgili hazırladığı çalışmayı incelerken tasarımda bazı detaylar dikkatini çeker. Hesaplamalarını tekrar incelemeye başlar ve bellirgin rüzgar koşullarında desteklerin binayı dengede tutmakta yeterli olmayabileceğini fark eder.

Hiç biri tek başına etkin olmayan ufak tefek hatalar ve küçük eksiklikler bir araya geldiğinde potansiyel tehlike yaratan bir durum oluşturuyorlar. Şüpheleri giderek artan LeMessurier, yüksek binalarda rüzgar etkisi üzerine uzman olan mühendis Alan Davenport’a danışmaya karar verir.

Davenport verileri yeniden inceler ve LeMessurier’ın şüphelerinin haklı olduğunu, çok yüksek şiddetli rüzgarların Citicorp Binası’nın yere yıkabilme olasılığı olduğunu onaylar. Bu rüzgar koşulları 16 yılda bir meydana gelebilecek durumlar olsa da yine de bina da oturanlar için büyük bir risktir.

LeMessurier ve Citicorp Center’ın bu hikayesi ilk defa 1995 yılında New Yorker’da Joe Morgenstern tarafından “59 Katlık Kriz” başlığı altında yazılarak yayınlandı. Makalede LeMessurier’ın en büyük başarısının aslında tetikte bekleyen bir felaket olduğunu fark ettiğinde karşılaştıkları anlatılıyordu. “Açılacak davalar ve ya meslekte küçük düşmek” arasında bir seçim yapması gerekiyordu. Temmuzun son haftalarında, kasırga sezonu yaklaşırken, LeMessurier yazlık evinde oturup ne yapması gerektiğini düşündü. Sonrasında neler olduğunu gazeteci Morgenstern anlatıyor:

“LeMessurier neler yapabileceğini gözden geçirdi. Sessizliğini korumak bunlardan biriydi. Sadece Davenport bulduklarının tam etkisinin ne olabileceğini biliyordu. İntihar etmek ise bir başka seçenekti. Ancak sessiz kalmak diğer insanların hayatlarıyla oynamaktı. İntihar ise ona göre tam bir korkaklık olabilirdi.”

Onu bu düşüncelerinden döndüren konu tam olarak ikna edici, çünkü bu o kadar beklenmedikti ki; ve şaşırtıcıydı ki. “Bende dünyada hiç kimsede olmayan bir bilgi vardı. Sadece benim başlatabileceğim sıradışı olayları yaratma gücüne sahiptir. 16 yıllık bir başarısızlık.”

Kararını verdikten sonra LeMessurier Boston’a dönerek binanın mimarı ile görüşerek ve bildiklerini onunla paylaşarak “büyük eserinin” ölümcül bir hata olduğunu açıkladı. Sonrasında Stubbins ile birlike New York’a giderek Citicorp'’un başkan yardımcısıyla konuştular.

Mühendisin bu açık sözlülüğü yöneticileri yumuşatarak suçlamalarla vakit kaybetmeden durumu kurtarmanın yollarını aradılar. LeMessurier'un önerdiği sağlamlaştırma fikirlerini dinlediler. Dünya Ticaret Merkezi’nin mühendisi Leslie Robertson ile birlikte çalışan takım kattaki tüm eklemleri aynı zamanda güçlendirmek için metodik bir plan geliştirdiler. Onarımlar yaklaşık üç hafta sürdü.

Tahliye planları hemen uygulamaya konuldu. 30 yıl önce Manhattan bir binanın çökmesi hayal dışı bir durumdu ve hiç kimse hasarın ne kadar büyüyebileceğini tahmin bile edemiyordu. Çalışmalar devam ederken kuzeydoğudan bir kasırga yaklaşmaya başlamıştı, ancak binayı test edemeden denize doğru yönünü değiştirdi. Tüm bu olaylar Morgenstern'ın New Yorker’da yayınlanan hikayesine kadar çok fazla kimse tarafından bilinmiyordu çünkü LeMessurier ve Citicorp’un da şansına bina da onarımlar başladığı döneme New York’un gazeteleri grevdeydiler.

Eylül’ün ortalarına doğru, bina tamamen sağlamlaştırılmıştı ve büyük kriz geride kalmıştı. Tüm bu olaylar sonrasında Citicorp, Hugh Stubbins’un suçsuz olduğuna karar vererek onunla çalışmaya devam etti. Onarımların 8 milyon Dolar’dan fazlaya mal olduğu konuşulsa da, banka sadece bunun 2 milyon Dolar’ını LeMessurier’ın mesleki sorumluluk sigortasından karşıladı.

Morgenstern’ın yorumu olayların ardından mühendis mahvolmadığı, LeMessurier bu olaydan zarar almadığı gibi aksine kendini geliştirmişti. Proje yönetici Arthur Nusbaum, olayı anlatırken “Bir adam ayağa kalkıp burada bir hata var. Bu hatayı ben yaptım. Şimdi bunu onaralım.” dediğini söylüyor. Ve bu olay herkesin hayranlıkla izlediği bir sonuç ile bitti.

Biz tasarımcılar kendimizi problem çözücü olarak tanımlarız, ancak çözebileceğimiz problemleri seçme eğilimindeyiz. En zor olanları kendi yapabilecek olduklarımızdır. Bizim seçtiklerimiz nadiren ölüm kalım meselesi olanlardır, ve belkide bu nedenle kolayca sıvışabilecek, göz ardı edebilecek veya başkasına devredilebileceklerdir. Bunun gibilerle sürekli karşılaşıyorum ve böyle yaptığımda bir mühendisin kahramanlığı olarak anılır. Ama bu durumda hep kendime bir soruyu sorarım. Hatta herkese bunu yapmasını tavsiye ederim. Peki William LeMessurier ne yapmalıydı?

Citicorp Center
Citicorp Center, Lexington Caddesi 601 numarada, 53.ü ve 54.ü Caddeler arasında yer alıyor. 1977 yılında inşası tamamlandı. Tasarımını Hugh Stubbins & Assoc. yaptı. Bu 59 katlı yapı 102.200 m2 kullanılabilir ofis alanına sahip. Tüm dünyaca tanınan 45 derecelik açısı aslında solar kollektör görevi görüyor. Perde duvar panelleri çift-camlı yansıtıcı cam ve ısı-yansıtıcı alüminyum paneller ile kaplı. 1978 yılında, William LeMessurier binanın bağlantı noktalarının New York’taki rüzgar şiddeti karşısında zayıf olduğunu fark ediyor ve üç aylık süreç içerisinde binaya takviye yapılıyor. Binadaki bu hatayı gösteren belgelere “SERENE Project” adı veriliyor. SERENE’nin açılımı "Special Engineering Review of Events Nobody Envisioned" yani “Hiç kimsenin hayal edemediği etkinliklerin özel mühendislik teftişi” anlamına geliyor. Bu büyük hata 20 yıl boyunca kamudan saklandı.

İmaj Galerisi
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.