UIA Dünya Mimarlık Kongresi için 29 Haziran 2005 Çarşamba günü yapılan toplantı sonucunda kongre, bugünün gazetelerine “yapılan yanlışlıklardan kenti kurtarmak için bir reçete” olarak yansıdı.
Başkan Topbaş, “Mimarlık Olimpiyatları” olarak tanımladığı, “Zaten İstanbul dururken başka yerde yapılamazdı” diyerek bahsettiği UIA Mimarlık Kongresi’nin üç büyük medeniyetin izlerini taşıyan İstanbul’u dünyaya tanıtacağını düşünüyor.
Yani yapılan toplantıya göre UIA Mimarlık Kongresi iyi bir multi-vitamin olacak. Hem kentteki hatalar konuşulacak hem de tarihi miras tanıtılacak.
Kente yapılan yanlışların tespit edilmesinde, ücreti bu kadar yüksek tutulan, kamuya açık olduğu iddia edilen ama katılımın yüksek olup olmayacağı şaibeli olan bir kongrede ne kadar başarılı olacaktır? Yönetiminin katılımcı demokrasiden nasibini almadığı bir kentte ve muhalefet kültürü olmayan bir toplumda kent sorunlarının belirli bir kesim tarafından tartışılması bu derecede etkili olacak mı?
Yukarıda yazılanlar yanlış anlaşılmalara çok müsait: Bu sorular tartışma paltformlarının yararsızlığını iddia etmiyor ya da böyle bir cevap aramıyor. UIA gibi büyük bir kongre mimarlığın tartışma ortamı ve meşruiyeti için elbette ki çok önemli, ancak kongreden beklenenler ve kurulan hayaller başka yerlerde aranmalı. Daha da önemlisi hayali kuracak olanlar bu kadar az olmamalı.
Öte yandan gündeme taşımaya çalıştığımız restorasyon projelerine sadece bir kültürün yüceltilmesi ile devam edilirse yakın zaman içerisinde Başkan Topbaş’ın elinde İstanbul’u tanıtmak için üç değil sadece bir medeniyeti kalacak.
UIA Mimarlık Kongresi tüm bunlar için gerçekten bahsedildiği gibi iyi bir reçete mi? Reçeteyi yazanların ve o reçeteyi okuyanların da bu konuda bir etkisi olmayacak mı?
Peki reçetede yazanları kim verecek?

