UIA 2005 Dünya Mimarlık Kongresi kapsamında 5 Temmuz Salı günü düzenlenen konferansta modern mimarlığın 1914’ten bu yana değişimini ele alan ve “Bir “archistar” olarak son dansım için buradayım” diyen Eisenman, tıpki bir star gibi üzerindeki gömleği çıkardı ve Galatasaray forması ile sunuma başladı.

11 Eylül 2001 saldırılarına kadar geçen zamanı postmodernizm ve saygının çağı olarak nitelendirdiği konferansta özellikle üzerinde durduğu noktalar; postmodernizm, mimarlığın dili, “görmeye yönelik mimarlık” kavramları oldu. Kapitalin değeriyle dünyanın büyük bir değişim geçirdiğini ve bunun binalara da yansıdığını vurgulayan Eisenman, yeni paradigmaların, yeni bir mimari dilin oluşturulması gerektiğini ve bu süreçte artık kendisinin arka fonda yer alacağını ekledi.

Peter Eisenman, kendisi gibi Zaha Hadid, Rem Koolhaas’ı da “archistar”lar arasına koyarak, “İyi toplum”un “iyi yaşam” olarak değiştiği bu dönemde “archistar”ların “Prada için kim parfüm üretecek” derdine düştüğünü ve buna bağlı olarak da tüketimi eleştirdi.

Mimarlıkta asıl problemin “dil” olduğunu söyleyen Eisenman, konferansta Jacques Derrida ve dil üzerine söylemlerinden de sık sık bahsetti. Konuşmasında, eğer mimarlığın dili açık seçik anlaşılır bir şekilde yapamıyorsak bile yerine geçecek kelimeler bulmamız gerektiğini vurguladı.

Daha önce Eisenman’ın üç konferansında daha bulunan ancak içlerinden en iyisinin ve en etkileyicisinin 5 Temmuz’da UIA Mimarlık Kongresi kapsamında düzenleneni olduğunu söyleyen Hasan Çalışlar bu konferansla ilgili izlenimlerini şöyle aktardı:

“Koferansta çok olgun bir konuşma ve sunum yapan Eisenman, kongrenin manifestosunu oluşturdu diyebilirim. Eisenman’ın görünümün ön planda olduğu mimarinin artık son bulması gerektiği ve mimarinin yeni bir dil oluşturması gerektiği, yalnızca estetiğin önemsenmemesi, göz önünde olmak için bina yapılmaması gerektiğini konferansta dile getirmesi beni çok etkiledi.”

Mimarlığın aslında mevcudiyet sebebini oluşturan, kendi özüne doğru inen bir konuşma olarak nitelendirdiği konferansta Çalışlar’ın diğer ilgisini çeken konu ise retina odaklı mimaridense algıya yönelik mimariden bahsedilmesiydi.

Göze yönelik yapılan, görsellik dolu mimarlıktan vazgeçip mimarlık diline daha fazla önem verilmesi gerektiği üzerinde duran Eisenman, mimarlığın gelecekte daha etkili ve algıya yönelik olacağını belirtti. İnsanların birgün bu görsellikten sıkılacağını ve değişmeyen mimarlık dili üzerine yeniden düşünmek için burada olduğunu söyledi. Eisenman’ın konferans sonunda yaptığı diyagramlardan oluşan dia gösterisi de mimarlığın dili üzerineydi.