Haberler

AKM’yi Nasıl Bir Gelecek Bekliyor?

Tarih: 3 Ağustos 2005 Yazan: İdil Erkol

Çok uzun bir tasarım ve uygulama süreci geçiren Atatürk Kültür Merkezi (AKM), 20. yüzyıl mimari mirasının bir parçası. Son zamanlarda, yapının yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya olduğuna dair çıkan söylentiler, mimarlık çevrelerinde tepki ile karşılanırken, konu ile ilgili görüşlerini aldığımız, yapının mimarı Hayati Tabanlıoğlu’nun oğlu Mimar Murat Tabanlıoğlu verdiği bilgilerle yüreklere su serpti.

Yapının yıkımının söz konusu olmadığını söyleyen Tabanlıoğlu, yapının günün koşullarına uyum sağlaması ve daha iyi bir şekilde işlevini yerine getirebilmesi için çalışmalar yapıldığını belirtti. Zamanında sosyal merkez ve kültür merkezi olarak tasarlanan yapının ana karakterini bozmadan yapılacak çalışmalarda, hem işletmeden kaynaklanan problemler hem de teknik problemler ele alınacak. Tabanlıoğlu; depreme dayanıklılık, akustik, klima gibi teknik sorunlar giderilirken, bir taraftan da şu anda sadece konser izlemek üzere içine girilen yapının, tanımlanacak yeni işlevlerle daha canlı bir yapı haline geleceğini söylüyor ve ekliyor;

“Önerilecek yeni işletme modeli ile Taksim Meydanı’ndaki hareketi yapının fuayesine taşımayı amaçlıyoruz”.

Murat Tabanlıoğlu, revizyon projeleri çizilirken, birçok danışman ile çalışılacağını, ana karakterin ve binanın cephelerinin olduğu gibi korunmasına özen gösterileceğini belirtiyor.

Mimarın verdiği bilgilerden yola çıkarak, aydınlatma detayına kadar yeniden ele alınacak yapıya uygulanacak olan projenin örnek bir koruma projesi olacağı söylenebilir. 1950’lerin ruhunu yansıtan yapı, yalın ve seçkin bir kamu yapısı olarak mimari mirastaki yerini aldı. Modern mimariye ait diğer örneklerin, AKM ile benzer kaderi paylaşabilmeleri için, detaylı bir envanterin çıkarılması ve tescillenmesi gerekiyor.

AKM’nin Uzun ve Yorucu Hikayesi
Yapının uzun ve yorucu hikayesi, 1930’lu yılların ortalarında İstanbul’da batı türü sanat etkinlikleri için bir mekâna ihtiyaç duyulmasıyla başlıyor. Taksim Meydanı’nda büyük bir opera binası yapılmasına karar veriliyor. Opera binası için, Auguste Perret tarafından hazırlanan proje, ekonomik zorluklar sebebiyle uygulama aşamasında yarım kalır. Yarım kalan proje, uzun bir aradan sonra, 1950’lerin başında, bu kez Mimar Faruk Akçer ile Mimar Rükneddin Güney tarafından ele alındı. Büyük değişikliklere uğrayan projenin inşasına yeniden başlandı. Uygulamanın yavaşlığı sebebiyle, binanın tamamlanması planlanan tarihte, ancak binanın kaba inşaatı bitirebildi ve 1960 İhtilali ile inşaat üç sene durduruldu. Bu nekahat döneminin ardından, İstanbul Belediyesi çıkarılan özel bir yasayla, inşası tamamlanmamış binayı Bayındırlık Bakanlığı’na devretti. Bayındırlık Bakanlığı da opera binası olarak tasarlanan yapının bir kültür sitesine dönüştürülmesine karar verdi. Bunun için de proje bürosunun başına Mimar Hayati Tabanlıoğlu getirildi. Çalışmalarına başlayan mimar, önceki projeyi kapsamlı bir şekilde inceledi. O zamanın ekonomik ve siyasi koşullarına rağmen en iyi teknolojileri kullanmaya çalıştı ve nihayet, 1930’larda inşasına karar verilen yapı, Nisan 1969’da tamamlanarak hizmete açıldı.
O dönem Avrupa’nın ikinci büyük çağdaş sanat abidesi sayılan yapıya “İstanbul Kültür Merkezi” adı uygun görüldü. Ancak, açılışın üzerinden daha iki sene bile geçmeden, 27 Kasım 1970 günü Arthur Miller’in ‘Cadı Kazanı’ oynanırken çıkan yangında yapının büyük salonu ve sahnesi tahrip oldu. Bina kapsamlı bir onarım geçirdi. Onarım yine Hayati Tabanlıoğlu tarafından yapıldı. Onarımdan sonra yapı, bu kez Atatürk Kültür Merkezi adıyla yeniden açıldı.

YorumlarYorum Sayısı: Henüz hiç yorum yapılmamışBütün yorumları forumda okuyun!
Bütün yorumları forumda okuyun!
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.