Yeni kitap sayısı arttıkça sanki birileri boğuntuya geliyor. Şöyle aman efendim yeni kitabı çıkmış, alayım evime gideyim ağız tadıyla okuyayım diyecek yazarları göremez oldum raflarda. Zaten raflar da büyüdükçe büyüdü. İnsanda az buçuk yurtdışı simülasyonu yaratabiliyor bu durum, ame nerede o eski samimiyet. Geçenlerde bir iş için gittiğim Ankara'daki Dost Kitabevi bana bir kez daha başkent halkımızın kitapçı dükkânları konusundaki vefasını gösterdi. Dükkân 3M Migros kadar kalabalıktı. 'Peynir-ekmek' standı yerine de 'Şu Çılgın Türkler'i koymuşlar ha bire satıyorlar. Kasanın ardında gördüğüm 'Şu Çılgın Türkler' paketlerinden oluşan tepe de, yayınevinin bu duruma hazırlıklı olduğunu, epeydir 'çılgınlığın' bu şekilde sürdüğünü gösteriyordu. Nitekim geçen gün okudum kitabın satışları 400 bini geçmiş, 200 küsur baskı yapmış, valla hayırlı olsun.
Yakup'a uğradım, küçük bir masada Radikal Kitap ekibi kafa çekiyordu. Semih Gümüş, Celâl Üster ve Derviş Şentekin, harıl harıl Galatasaray'ı konuşuyorlardı, nasıl kurtulur diye; yanlarında oturup da konuya yabancı duran kıvırcığı tanıyamadım, önemli değil. Yakup'ta başka meşhur göremeyince soluğu House Cafe'de aldım. Kendimi Beyoğlu'nun çamurlu hali gibi hissediyordum ki eski bir arkadaşıma rastladım. TİM'in (Türker İnanoğlu Maslak) açılışından geliyordu. 'Sana sıkı bir havadisim var' dedi. Efendim, Tarık Akan'la Gülşen Bubikoğlu bir televizyon dizisinde oynayacakmış. Daha da ilginci bu dizi, ikisinin yıllar önce oynadığı, Türker İnanoğlu'nun yönettiği sonu açık biten bir sinema filminin devamı olacakmış. İki sevgili yıllar sonra karşılaşacakmış. Türker İnanoğlu şu sıralar harıl harıl bu proje üstüne çalışıyormuş. Valla ben duyunca heyecanlandım. Merakla bekliyorum.
YorumlarYorum Sayısı: Henüz hiç yorum yapılmamış
Bütün yorumları forumda okuyun!
Bütün yorumları forumda okuyun!

