Haberler

Daniel Libeskind İstanbullu Mimarlarla Buluştu

Tarih: 30 Kasım 2005 Yazan: Sinem Çetintürk



ARKIMEET Konferanslar serisinin 14.’sü 29 Kasım akşamı Siemens Ev Aletleri’nin sponsorluğunda gerçekleştirildi. Harbiye Askeri Müze, dünyaca ünlü mimar Daniel Libeskind’i dinlemeye gelen mimarlar, öğretim elemanları ve mimarlık öğrencileriyle doldu. Konferansa İstanbul dışından Trabzon ve Eskişehir gibi kentlerden de öğrencilerin yoğun katılımı oldu.

Açılış konuşmaları ardından sözü alan mimar konuşmasına mimarlığın kendince tanımını yaparak başladı. “Mimarlık iletişim sanatıdır” diyen Libeskind bir yapının geçmişe ait izler taşırken aynı zamanda geleceğe de referanslar verdiğini söyledi.

Müzik eğitimi aldıktan sonra mimar olmya karar veren ve kendi ofisini 1999 yılında açan Libeskind ilk projesi olan ve dünyaca ün kazanmasını sağlayan Berlin’deki Yahudi Müzesi’ni anlatarak konuşmasına devam etti. Müzenin sadece sanat objelerinin sergilendiği bir kutu olmadığını vurgulayan mimar bu tasarımında yaşanan dramatik kurguyu bir hikaye gibi anlatmaya çalıştığını söyledi. Müze içerisinde sergilenen herhangi bir obje olmadığını ve formlar ile yaratılan farklı mekansal kurgular, ışık, gölge oyunlarının yarattığı hisler ile tarihte yaşananları ziyaretçilerin hissederek tekrar zihinlerinde canlandırmasını hedeflediğini anlattı.

Mimarlığın “mekan oluşturmak” gibi çok önemli bir görevi olduğunu vurgulayan Libeskind bununla insanlara yeni bir ifade yaratılabileceğini söyledi.

Heykelsi yapıların mimarı, mimari tasarım anlayışını “kent içinde momentum (hız, hareket) yaratan yapıların tasarımı” sözleri ile kısaca özetlemiş oldu.

Özellikle Amerika’nın batı bölgesinde küçük bir tarım kenti olan Denver için tasarladığı sanat merkezini anlatırken yapının bu bölgeye büyük bir canlılık getirerek kentin eski kimliğinden arınacağını ve yepyeni bir metropole dönüşeceğini anlattı. Yapının dinamik formunun tanımladığı kentsel çevrenin bu dönüşümü sağlayacağını belirtti.

Libeskind belirli formları olan geometrik şekillerden uzak olan mimarisini çizginin iki doğrultu da hareketi sonucunda ortaya çıkan yeni formlardan ibaret olduğunu belirtti. Mimarın 1999 yılından bu yana Tokyo’da, Amerika’da, Almanya’da, Singapur’da inşa ettiği tüm yapılarına bakıldığında tasarımlarının belirgin formlardan uzak mimari ifsdeleri göze çarpıyor.

Son olarak Libeskind, tüm dünya çapında tanınmasını sağlayan Özgürlük Kulesi’nin (Freedom Tower) hikayesini anlattı. 11 Eylül Saldırıları’nda yaklaşık 90 farklı ülkeden insanın hayatını yitirdiğini bu yüzden herkesin söylecek bir sözü olduğunu belirtti. Bu saldırıların demokrasiyi hedef aldığını ve buraya inşa edilecek yapının herhangi bir bina olmaktan öte yeni bir simge olmasını hedeflediğini söyledi. Özgürlük Kulesi’nin yer altının derinliklerinden göğe çıkarak 1776 feet ( 625 metre) yüksekliğe ulaştığını ve bunun Amerika’nın bağımsızlığını ilan ettiği yıl olduğunu belirtti.

Konferans mimarın daha önce hiçbir yerde yayınlanmayan ve halen inşa halinde olan projelerinin tanıtımıyla sona erdi.

İmaj Galerisi
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.