Eczacıbaşı: İyileşme aldatmasın
Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı,
‘‘2001 kayıp yıl oldu. Bugün yaşanan nisbi iyileşme bizi aldatmamalı.
Benimsenen politikalar kararlılıkla uygulanmazsa, yakaladığımız fırsatı
boşa harcarız. Fırsatı değerlendirirsek, üç yılda düze çıkarız’’
dedi.
Türkiye'nin ekonomisine yön veren kuruluşlardan Eczacıbaşı Holding de,
2001'i Türkiye için ‘‘kayıp yıl’’ olarak değerlendirdi. Eczacıbaşı
Holding Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı, Türkiye'nin 2001 yılında,
bunalımla boğuşmaktan, çağdaş ülkelerle aramızdaki açığı kapatmak için
gerekli atılımlara olanak bulamadığını söyledi.
‘‘Bugün ekonomide görülen nisbi iyileşme, bizi aldatmamalı’’
uyarısında bulunan Eczacıbaşı, ‘‘Benimsenen politikalar kararlılıkla
uygulanmazsa, bu iyileşme kalıcı olmaz ve yeni krizler kaçınılmaz hale
gelir. Eğer önümüzdeki dönemde bu fırsatı boşa harcamazsak, üç yıl
gibi bir sürede düzlüğe çıkabiliriz’’ dedi.
Türkiye'nin bir kez daha, yapısal reformları hızla tamamlayıp, yeni bir
ekonomik atılım yapmak için elverişli bir ortamı oluşturma şansına sahip
olduğunu belirten Eczacıbaşı, şöyle devam etti:
‘‘Ancak, geçmiş dönemlerdeki hataların bedelini toplum olarak ödemek
zorunda olduğumuzu unutmayalım ve hesaplarımızı buna göre yapalım. Bu
zorunluluğu ortadan kaldıracak bir mucizeyi yaratmak, ne yazık ki mümkün değil.
Yine de, bugünkü dünya konjonktür Türkiye için önemli bir fırsat olarak
görülmeli.’’
KRİZE YENİK DÜŞMEDİK
Eczacıbaşı, daha önceki dönemlerde yaşananlara oranlara bir hayli
derin olan kriz nedeniyle, 2001 yılında bir dizi önlemi yürürlüğe
koyduklarını belirtti. Eczacıbaşı, ekonomik krizin, Topluluğun finansal
yapısında meydana getirebileceği negatif etkileri en aza indirmeyi amaçlayan
bu önlemleri kısaca; gider tasarrufu, nakit yaratımı, işletme sermayesi yönetimi
ve finansal risk yönetimi başlıkları altında özetledi.
Eczacıbaşı, 2001'in başında Türkiye'nin ilk kapsamlı ve organize evde
bakım hizmetini veren Eczacıbaşı Sağlık Hizmetleri'ni faaliyete geçirdiklerini,
yılın ikinci çeyreğinde ise Türkiye'nin ilk akıllı kart üretim tesisi
E-Kart'ı hizmete soktuklarını hatırlattı.
Bülent Eczacıbaşı, Topluluğun, finansal yönetim ilkelerini esas alan
uygulamalarının yanısıra, ihracata verdiği önem sayesinde yaşanan ağır
ekonomik krizden en düşük düzeyde etkilendiğini söyledi. Eczacıbaşı şöyle
devam etti: ‘‘Kuruluşlarımız, yatırımlarını planlarken, bunların
sadece kárlılıklarını değil, risk pozisyonlarını da optimize eden özkaynaklarla
finanse edilmesi ilkesini titizlikle uyguladı. Özellikle kriz dönemlerinde önem
kazanan işletme sermayesi ihtiyacının finansmanında da özkaynakların her
zaman ağırlığı oldu. Bu sayede, ekonomik kriz başladığında, Topluluk
kuruluşlarımızın borç/özkaynak oranları, makul düzeylerde
bulunuyordu.’’
Ezcacıbaşı, dışsatıma ağırlık vermenin ve kapasitelerinin bir bölümünü
bu alana ayırmanın avantajını da yaşadıklarını söyledi. Krizden sonra
da Topluluk şirketlerinin mevcut ihracat potansiyellerini daha iyi değerlendirmek
ve artırmak yolunda adımlar attığını belirten Eczacıbaşı, ‘‘Böylece
krizin etkilerinin en aza indirilmesini sağlayabilecek oranda artı değer
yaratılabildi’’ dedi. Eczacıbaşı, ‘‘Dolar ölçeğindeki satışlarda
gerilemenin yüzde 8'de kalması ve alınan tasarruf önlemleriyle giderlerin
kontrol altında tutulmasıyla, Topluluk genelinde faaliyet kárı düzeyinde
bir önceki yıla göre önemli bir yükseliş sağlandı. Ancak, tahakkuk eden
kredi ve satınalma kur farkları nedeniyle, dönem kárı için aynı şeyi söylemek
mümkün değil’’ diye konuştu.
DERS OLMALI
Bunalım içinde geçen yılın ekonomi için son derece zahmetli olduğunu
hatırlatan Eczacıbaşı, ‘‘Birçok kuruluş, küçülmek hatta piyasadan
çekilmek zorunda kaldı. Birçok kişi işini kaybetti. Umuyoruz, bu yaşananlar,
oy avcılığı uğruna kamu kaynaklarını har vurup harman savuranlar için de
bir ders olmuştur’’ diye konuştu.
Yaşananlardan ders almak gerektiğini vurgulayan Eczacıbaşı, sözlerini
şöyle tamamladı: ‘‘Kasım 2000 sonrasında, bunalımdan çıkış için
öngörülen tüm önlemlerin gönüllü bir biçimde uygulandığını söylemek
güç. Zaten, eğer bu önlemler hızla uygulanabilseydi Şubat bunalımı yaşanmayabilirdi.
Ancak, gereken ders çıkarılamadı ve Şubat'tan sonra da, zorunlu reformlara
karşı gösterilen direnç uzun süre kırılamadı. Bu yüzden, çok daha önce
sağlanabilecek iyileşmeler, ancak Kasım ayında hissedilmeye başladı. Bugün
ekonomide görülen nisbi iyileşme, bizi aldatmamalı.’’
Kriz reçetesi
Gider tasarrufuna gidildi.
Nakit yaratımı sağlandı.
İşletme sermayesi yönetimi uygulandı.
Finansal risk yönetimi uygulandı.
İhracata ağırlık verildi.
Yatırım planlarında, sadece kárlılık değil, riskleri optimize eden özkaynakla
finansman ilkesi uygulandı.
2002'de ihracata ağırlık vereceğiz
Bülent Eczacıbaşı, 2002 yılının özellikle ilk yarısının oldukça
zorlu geçeceğini tahmin ediyor. Topluluk, ekonomide önemli bir küçülmenin
yaşandığı 2001 yılının arkasından 2002 yılındaki büyüme oranının yüzde
2-3 dolaylarında olacağını öngörüyor. Yıllık ortalama enflasyonun yüzde
70 düzeyinde gerçekleşmesini ve Türk Lirası'nın Amerikan Doları karşısında
yüzde 60 değer kaybetmesini bekliyor.
Eczacıbaşı, cirosunun 2002 yılında dolar ölçeğinde yüzde 5 büyümesini
ve bunun da yurtiçi satışlarından çok ihracat kaynaklı olmasını planlıyor.
Topluluk, 2001 yılında yaşanan döviz fiyatlarındaki yüksek sıçramaların
bir daha tekrar etmeyeceğini tahmin ediyor. Bu nedenle de dönem kárlarında
2001 yılına göre önemli bir iyileşme sağlanmasını bekliyor. 2001 sonu
itibariyle 35-40 milyon dolar civarında gerçekleşecek sabit yatırım
harcamalarında ise 2002 yılında küçük bir miktar artış tahmin ediyor.
Hürriyet
|