Kuzey Hazar'dan Türkiye ve diğer yönlere
petrol boru hatları planlanıyor
ANTHONY ROBINSON
Kuzey Hazar'ın, yüzlerce daha küçük rezervlere de sahip olduğu sismik çalışmalar
sonucunda belirlenen ancak henüz onaylanmayan büyük bir petrol bölgesi olduğuna
artık şüphe yok. Dışişleri Bakanı Yerlan İdrissov'a göre Kazakistan bu
yıl itibarıyla 40 milyon ton petrol çıkartacak ve kondense edecek. Bu 10 yılın
sonlarına doğru ise aynı miktarın 250 milyon tona ve kısa bir süre sonra
da 400 milyon tona yaklaşacak.
Petrol endüstrisi yetkilileri ise daha ihtiyatlı konuşurken, Kaşgan
konsorsiyumunun ticari açıklamalaırnı ancak 2002 yılının sonlarına doğru
yapabileceğini ve söz konusu petrol bölgesinin çıkartılabilir petrol
kapasitesinin ancak o zaman anlaşılacağını belirtiyor.
Ancak, ihtiyatlı görüşler açısından dahi, 67 milyon ton kapasiteli CPC ve
Azeri Chirag - Güneşli. Bölgelerinden Gürcistan limanı Supsa'ya taşıyan
18 milyon ton kapasiteli Bakü - Supsa hattının yeterli olmayacağı açık
bir şekilde görülüyor.
Eninde sonunda, Hazar'dan bütün yönlere doğru güzergahlar açılacak - Batıya
doğru Gürcistan ve Türkiye'ye, doğuya doğru Kazakistan'ın kendisine ve Çin'e,
hatta güneydoğuya doğru Afganistan üzerinden Pakistan ve Hindistan'a doğru.
Siyasi anlamda artık bu güzergah da düşünülemez değil.
Teknik ve finansal anlamda, en kolay ve en ucuz ihracat çözümü, Rusya üzerinden
kuzeye veya İran üzerinden güneye doğru yeni güzergahlar inşa etmek. Yol
ne kadar kısa olursa maliyetler de o kadar düşüyor.
Ama herşey maliyet demek değil. İdrissov'a göre, ABD şirketleri tek başlarına
4 milyar dolar yatırırken ve uluslararası petrol şirketleri bu güzergahların
maliyetlerini karşılarken, bu şirketlerin görüşlerinin dinlenmesi gerek.
Siyaset bir yana, Hazar'dan İran yoluyla güneye petrol aktarmak, Basra Körfezi
üzerinden daha da çok petrol geçmesi anlamına geliyor ve bu da istikrarsız
Ortadoğu'ya global bağımlılığı daha da artırıyor. Rusya ve Gürcistan
üzerinden Karadeniz'e daha çok petrol aktarmak, Boğazlar ve Çanakkale Boğazı
üzerindeki trafiği yoğunlaştıracak. Türkiye, ekoloji, güvenlik ve politik
- ekonomi bağlamlarında buna şiddetle karşı çıkıyor.
Rusya'nın Karadeniz'deki dar boğaz sorununa yanıtı, Baltık limanları üzerinden
ihracatı artırmak. Bunların arasında Finlandiya Körfezi üzerindeki yeni
Rus limanı Primorsk da var. Ayrıca Rusya, teklif altındaki Bulgarların
Burgas limanından Kuzey Ege'deki Alexandropoulos limanına çekilecek yeni bir
güzergah seçeneğinin de incelemeye alınmasını istiyor.
ABD hükümeti, Kazakların Aktau limanından başlayarak, Hazar'ı geçen ve
Bakü'den Azerbaycan, Gürcistan ve doğu Türkiye yoluyla, Akdeniz'deki Türk
limanı Ceyhan'a doğru inşa edilecek geniş kapsamlı ve pahalı bir güzergahtan
yana ağırlık koyuyor. Bu güzergah Boğazları devreden çıkartıyor, ancak,
Kürdistan ve bir hayli sarp ve dağlık bir bölgeden geçiyor.
Bu güzergah, başlangıçta, Bakü Tiflis Ceyhan boru hattı olarak planlanmıştı,
ancak o zaman güney Hazar'da gerçekte olduğundan çok daha fazla petrol
bulunacağı varsayımı yürülükteydi.
Garantiye gerek var
Bu proje, ancak Kazakistan'ın günde 80 bin varil petrol garanti etmesi halinde
geçerlilik kazanabilecek - projenin Aktau'ya kadar uzatılma nedeni de bu.
Aktau, Tengiz'den, Kaşgan'dan ve Karacaganak'den petrol alacak.
Ancak, sistemi Aktau'ya kadar uzatmak demek, 2 bin kilometrelik pahalı bir güzergah
daha kurmak anlamına geliyor. Bu güzergah ekolojik olarak kırılgan bir
denizden ve dört devletten geçmek zorunda. Yine de, ve faturayı ödeyecek
olan petrol şirketlerinin ekonomik fizibiliteye ilişkin şüphelerine rağmen,
bu güzergahın gerçekleşme olasılığı var.
Ancak, üst düzey Kazak yetkilileri, kendi seçeneklerinin, bir sonraki güzergahı
güneyden, İran'da geçirmek olduğunu açık ve net bir şekilde ifade ediyor.
Tahran'ın ve 65 milyonluk nüfusunun büyük bir kısmının İran'ın
kuzeyinde yer alması, bu ülkeyi, Kazak buğdayı, çeliği ve diğer petrol dışı
ürünler açısından cazip bir hale getiriyor.
ABD'nin İran'a karşı pozisyonu ve orada ABD şirketlerinin iş yapmasına
konulan ambargolar bağlamında, 11 Eylül'den önce böyle bir teklif hemen
hemen siyasi olarak olanaksız olacaktı.Ancak, dünün belirsizlikleri, Dünya
Ticaret Merkezi sonrası dünyasında artık geçerli değil - özellikle, ABD
ile Rusya arasındaki yakınlaşmaların olumlu değişikliklere neden olduğu
Hazar ve Orta Asya bölgesi, muhtemelen, bu değişikliklerin en dramatik olarak
sergilendiği yerler olacak.
Finansal Forum
|