Aralarında diyetisyen olmak isterken bu yöne sapan da var, çocuk yaşta T cetveliyle tanışan da... Geleceğin yemek, yatak, genç odası tasarımlarına onlar yön veriyor. Dördüncüsü düzenlenen Ev Mobilyaları Tasarım Yarışması'nın beş ödüllü ismiyle Milano'daki fuar öncesinde buluştuk.

Mobilya Sanayicileri Derneği (MOSDER) tarafından bu yıl dördüncüsü düzenlenen Ulusal Ev Mobilyaları Tasarım Yarışması'nda sonuçlar açıklandı. Genç tasarımcılara ve üniversite öğrencilerine yönelik bu yarışmada 25 tasarım ödül sahibi oldu. Yaklaşık 300 gencin katıldığı etkinlikte yatak odası, yemek odası, genç odası, oturma grubu ve çok fonksiyonelli kanepeden oluşan beş farklı kategoride ödül dağıtıldı.

'Yatak Odası' kategorisinde birinciliği kazanan Özge Uğur, Karadeniz Teknik Üniversitesi İç Mimarlık Bölümü'nde okuyor. Aydın'da doğan ve üniversiteye kadar Aydın'da yaşayan Uğur'un ilk hedefi diyetisyen olmakmış. Kimya hocasının ısrarlarıyla iç mimarlığı da eklemiş listesine ve kaderi onu Karadeniz'e sürüklemiş. "İlk iki yıl çok yabancılık çektim. Bir ara okulu bırakmayı bile düşündüm" diyor Uğur. İkinci sınıfın sonunda İstanbul'da mimar Uras Dilekçi'nin yanında staj yapmış ve giderek mesleğine ısınmaya başlamış. MOSDER'in yarışmasından haberdar olmasını okuldan bir arkadaşına borçlu: "Bir arkadaşım geçen yıl bu yarışmanın Oturma Grubu kategorisinde ödül aldı. Ben niye katılmayayım diye düşündüm."

Önce çizdiği modelleri beğenmeyip çöpe atan hocası yüzünden biraz hevesi kırılmış fakat çalışmayı sürdürmüş: "Projelerimizi hazırlarken hep bir konsept bulup o konsepte dayalı çalışırız. Sağlam bir kavram bulduktan sonra gerisi gelir. Şöyle düşündüm: Doğar doğmaz bizi beşiğe yatırırlar. En rahat ettiğimiz yer orasıdır. O halde niçin beşik biçiminde bir yatak tasarlamıyorum!" Çizimini gönderdikten sonra bir ödül beklediğini söylüyor, fakat birinciliği aklından bile geçirmediğini de itiraf ediyor.

Gelecek planlarını da şimdiden yapmış. Bu sene okulu bitirecek ve İstanbul'a yerleşecek. Şimdiden taşınma hazırlıklarına başlamış. Mesleğe yeni atılan hiçbir hevesli gencin dilinden düşmeyen ve patronları pek sevindiren meşhur cümleler onun da dilinde: "Başta hiç para hedefim yok, aç karnına bile çalışabilirim. İşi çok iyi öğrenmek istiyorum. Para nasılsa sonradan gelir!"

Lisede T cetveli
Mimar Sinan Üniversitesi İç Mimarlık Bölümü öğrencileri Lütfi Büyüktopbaş ve Gamze Yalçın, ortak projeleriyle 'Genç Odası' kategorisinde ikincilik ödülü kazandı. Büyüktopbaş liseden beri mimari ve tasarımla iç içeymiş: "Daha o yaşlarda T cetveliyle tanışan bir tiptim. 17 yaşında Doğuş Otomotiv'in standını hazırlıyordum" diyor. Önce Mimar Sinan Üniversitesi Restorasyon Bölümü'nü bitirmiş. Peşinden özel yetenek sınavıyla aynı üniversitenin İç Mimarlık Bölümü'ne girmiş. Bu, genç tasarımcının MOSDER'den aldığı ilk ödül değil. Geçen yıl 'yemek odası' kategorisinde birinciliği var. Gülerek, "Herhalde bir daha katılmama izin vermezler" diyor. Şu an yurtdışında iletişim halinde olduğu iki firma için proje hazırlama aşamasında.
Ekip arkadaşı Gamze Yalçın, Büyüktopbaş'ın bir alt döneminden. Okulun Almanya'da düzenlediği workshop'ta tanışmışlar. Yalçın bir yıldır Addres İstanbul'da açılan Habitat'ta çalışıyor. Mağazanın görsel tasarımıyla ilgileniyor. Bu ödül, onun için bir ilk olsa da önü sonradan açılmış. Addres İstanbul'da düzenlenen 'Yeni Tasarımlar, Yeni Ağaçlar' ve 'Mağazalar Arası Vitrin Tasarımı' yarışmalarından ödül kazanmış. "Ben sadece uygulamayla uğraşmak yerine deneysel çalışmak, farklı konseptler denemek istiyorum. İç mimarlıktan ziyade tasarım peşinde olup farklı yollar arayacağım" diyor.

Marmara Üniversitesi İç Mimarlık Bölümü'nde yedinci senesini geçiren Burak Ertunç, 'Genç Odası' kategorisinde üçüncülüğü elde etti. "Profesyonel öğrenciyim" diyen Ertunç'un, yarışmadan, hocası Yalçın Özer sayesinde haberi olmuş. "Yalçın Hoca sürekli bizi takip eder. Bir gün koridorda arkamdan seslendi, 'Bu yarışmaya mutlaka katılacaksın' diye ısrar etti. Teslim tarihine üç-dört gün kala evi aradı ve 'Niye hâlâ getirmedin' diye kızdı. Ben de hemen iki proje hazırladım."
Ertunç pek başarılı bir öğrencilik geçirmese de uzun süredir piyasanın kalbinde. Kandilli Kız Lisesi'nin restorasyonunda asma tavan ve süslemeden sorumlu şantiye şefliği yapmış. Uzun süredir çalıştığı Milano Mobilya'dansa iki hafta önce ayrılmış: "Ben Egeliyim, özgürlük benim için çok önemli. Patronumun 'Beş dakika aşağı gelir misin' demesi bile beni kızdırıyor. Her sabah sekizde işe gitmek istemiyorum. Ya da günün herhangi bir saatinde dışarı çıkıp saatlerce bir binaya bakmak gibi bir rahatsızlığım var. Aynı konuşmayı patronumla yaptım, çok seviyorduk birbirimizi. Sarılarak ayrıldık."

'Artık Voltran oldum'
Ani bir karar gibi görünse de Ertunç belli ki bazı şeyleri önceden planlamış. Beşiktaş'ta arkadaşıyla bir işyeri açmış bile! Epey iddialı konuşuyor: "İç mimarım, şantiyeciliğim var, bir buçuk sene tasarımcılık, mobilyacılık yaptım. Artık Voltran oldum, rakipler benden korksun. İyi para kazanacağız."

Mimar Sinan Üniversitesi Endüstriyel Tasarım Bölümü'nü bu yıl bitiren İnci Kahraman da 'Yemek Odası' kategorisinde üçüncülüğü kazandı. O da Lütfi Büyüktopbaş gibi mesleğe çok erken yaşlarda adım atmış: "İlkokulda Mimar Sinan Üniversitesi'nde resim kurslarına giderdim. Liseyi Maçka Anadolu Teknik Lisesi Plastik Sanatlar Bölümü'nde okudum. Bu yolu daha çok küçükken seçmiştim." Arçelik'te staj yapan Kahraman, iki yıldır bir tasarım şirketinde çalışıyor. Yazın İtalya'da Domus Akademi'nin workshop'una katılacak. "İşyerinde tasarladığım ürünler bire bir fabrikada yapılıyor. Bu, çok farklı bir duygu" diye konuşuyor.

MOSDER, ödül alan gençleri 15-18 Nisan tarihlerinde Milano'da düzenlenecek Mobilya Fuarı'na götürüyor. Ayrıca MOSDER üyesi İstikbal, Çilek, Seray, Yataş, Alfemo, Bellona gibi şirketlerde gençlere iş ve staj olanağı sağlanacak. Onlar kendilerine sunulan bu fırsatlardan memnunlar. Lakin MOSDER'den bir istekleri var: Ödül kazanan prototiplerin bire bir olarak az sayıda da olsa üretilmesi ve üye mağazalarda satılması! Bakalım, bu isteklerine nasıl bir yanıt gelecek...