Yunanistan’daki kiliseler ve arkeolojik bölgeler bir anda grafiti ve tagging sanatçılarının uğrak yeri olunca tüm dünyada süren ‘Grafitinin sınırı nedir?’ tartışması Yunanistan’a da sıçradı. Bu durum kimi uzmanlara göre yeni bir ‘Yunan tragedyası’. Atinalı bir mimar olan Zetta Antonopoulou’ya göre “İşler çığrından çıktı”.

İşin başı Lord Byron! 19. yüzyılda 22 yaşında bir gezginken Poseidon Tapınağı’na ismini kazıyan Lord Byron’ın ‘eseri’ Yunanlılar için bugün bir gurur kaynağı. Yunanistan Kültür Bakanlığı’nda arkeolojik bölgelerden sorumlu Miranda Karatza ise “Byron’ın bıraktığı iz tarihi bir belge. Bugünün gençleri ise sloganlar yazıyorlar. Aynı şey değil” diyor. Atinalılar uzun süredir spor ve politikayla ilgili grafitiye alışık olsalar da sokak sanatı olgusuyla ve sokak sanatı ‘tayfaları’nın mıntıkalarını belirlemelerini sağlayan ‘tagging’ ile yeni tanışıyorlar.

28 yaşındaki sokak sanatçısı Fotis ise “Evet grafiti barbarlıktır. Fikir ayrılığını temsil eden bir unsurdur. Bunun için kimi zaman güzel olan bir şeyler bozulabilir. Grafiti benim için holiganlık ve uyuşturucu bağımlılığından kurtulmak için yaptığım şey oldu. Ama aynı zamanda bu ‘çirkinlik ve nefret’ dolu bir şehirde büyümeye gösterdiğim bir tepkiydi” diye konuşuyor.