Haberler

Girne Amerikan Üniversitesi'nde Öğrenciler, Tasarımlarını Eğlenerek Yapıyor

Tarih: 2 Şubat 2009 Yazan: M. Selen Abbasoğlu
Günümüz şartlarında, mimarlık ve iç mimarlık öğrencileri eğitim süreçleri boyunca proje konularına bağlı olarak farklı tasarımlar yapıyor. Bu tasarım süreçlerinde yapılan gözlemlerin sonucunda, öğrencilerin aktif bir tasarımcı rolünde kendi tasarımlarını uygulamalarının motivasyon arttırıcı olduğu, sonuçta öğrencilerin daha başarılı ve neler yapabileceklerini anladıkça daha yaratıcı oldukları sonucuna varıldığı biliniyor.

Girne Amerikan Üniversitesi Mimarlık ve Mühendislik Fakültesi'nde bu doğrultuda seçmeli ders olarak açılan Ides 405 Furniture & Fixture (Mobilya) dersi, "eğlenerek öğrenme" ve "öğrenerek eğlenme" felsefesini benimsedi. Ders kapsamında, farklı dönemlerde öğrenim gören mimarlık ve iç mimarlık öğrencileri bir araya geldi ve başarılı bir tasarım süreci yaşandı. Süreç sonucunda üretilen tasarımların izleyiciye sunulduğu mobilya sergisi, açık kaldığı 13 Ocak - 20 Ocak 2009 tarihleri arasında toplumun farklı kesimlerinden ve özellikle tasarımcılardan büyük ilgi gördü.



Öğretim Görevlisi Yüksek Mimar M. Selen Abbasoğlu tarafından iki yıldır yürütülen Furniture & Fixture dersi, teorik ve uygulama olmak üzere iki bölümden oluşuyor. Mimarlık ve İç Mimarlık öğrencilerinin yoğun proje stresini azaltmak ve yaratıcı bir şeyler ortaya koymanın insana verdiği hazzı öğretmeye yardımcı olmak, dersin amaçları arasında yer alıyor.

Mobilya veya mobilye (İtalyanca: mobilia, Fransızca: mobilier) sözcüğü, "oturulan yerlerin süslenmesine ve türlü amaçlarla donatılmasına yarayan eşya" anlamına geliyor. Kelime anlamından da anlaşılabileceği gibi, mobilya, işlevsel değeri ile mekanın kullanışlılığını etkileyen, estetik değeri ile de mekanın güzel ya da çirkin görünmesini, yaşadığımız veya çalıştığımız mekanların sıcak, sevimli ve renkli bir ortam haline gelmesini sağlayan, kısaca sanat ve tekniği birleştiren bir ürün olarak tanımlanıyor.

Mimar ve iç mimar tarafından oluşturulan mekanın kullanışlı olabilmesi için, tüm yapısal konforların oluşturulmasının yanı sıra mobilya - mekan ilişkisinin iyi kurulması gerekiyor. Günümüz fonksiyonlarına göre mekanlar, içinde geçecek eylemlere göre bölünüyor. Mekanlar çoğunlukla kullanıcılar tarafından donatıldıklarından, o mekanın yaşanabilirliği bir anlamda kullanıcı kontrolünde oluyor. Mekan ne kadar iyi düzenlenirse, bu o mekanın o derecede kullanışlı olduğu anlamına geliyor.

Mobilyaların tasarımı, seçimi, yoğunluğu ve mekansal organizasyonu, mekan kullanışlılığını etkileyen önemli faktörler arasında yer alıyor. Mekanlar düzenlenirken, mekan içinde yeterli derecede ferahlık sağlanması gerekiyor, çünkü odadaki eşyaların düzenli olması, mekanın ferah algılanmasını sağlıyor. Ancak bu sırada ferahlık ve büyüklüğün ayrı kavramlar olduğu ve boş bir odanın ferah olarak değerlendirilemeyeceği göz önüne alınması, ferahlığın ancak işlevin gerektirdiği eşya düzeni ile anlam kazanacağına dikkat edilmesi gerekiyor.

Bu genel yaklaşımlara bağlı olarak, dersin teorik kısmında mobilya - mekan organizasyonu - kullanıcıların tercihlerine bağlı olarak mobilyanın estetiği, işlevselliği, ergonomisi, tasarımı üzerinde duruluyor. Bu bağlamda gerçekleştirilen çalışmalarda, öğrenciler öncelikle çevreye duyarlı mobilyalar geliştirerek kendi yaşadıkları mekanlara renk katmaya çalıştı. Bu projelerden ikisinin en önemli özelliği, günümüzde kullandığımız ve çöpe attığımız objelerin farklı amaçlarla kullanılabileceğini gösterebilecek tasarımlar üretmek oldu. Proje sürecinin birinci kısmı, iki günlük atölye çalışmasından oluştu. Bu çalışmada ana amaç, öğrencilerin bir takımın üyesi olması, birlikte çalışma, birlikte tartışarak kendi tasarımlarını geliştirme becerisini kazandırmak olarak belirlendi. Birinci gün birlikte geliştirdikleri düşüncelerini çizime aktaran öğrenciler, daha sonraki süreçte, stüdyoda eskizlerle, 1/10 ölçekli modellerle stüdyo yürütücüsünden aldıkları öneriler doğrultusunda projelerini geliştirdiler.

İkinci gün ise her gün tükettiğimiz su şişelerini nasıl değerlendirilebileceğine dair gruplar halinde geliştirmiş oldukları fikirlerini, bir ay boyunca toplanan şişelere uyguladılar ve sehpalar ve abajurlar tasarladılar. Atölye çalışmasının ikinci bölümünde ise çevre kirliliğine yol açan sigara paketleri değerlendirildi.

Gruplar halinde yapılan çalışmalardan sonra, öğrencilerin teorik olarak öğrendiklerini yansıtacakları ve uygulamaya aktararak öğrenecekleri üçüncü kısım devreye girdi. Bu bölümde ise, onlara verilen 16 m2'lik odayı, bir konutun istedikleri mekanı olarak (salon, mutfak, yatak odası vb.), 1/10 ölçekte tasarladılar. Teorik derse paralel olarak yürütülen bu süreçte öğrenciler, dört hafta boyunca tasarımlarıyla ilgili aldıkları eleştirilere bağlı olarak projelerini geliştirdiler. Birinci aşamasında, mekan organizasyonunda mobilya kullanımı ele alınan dersin ikinci aşamasında ise kendi odalarında tasarlamış oldukları mobilyalardan birini seçerek, tasarımlarını altı hafta boyunca aldıkları kritiklere göre geliştirdiler ve 1/1 ölçekte uyguladılar. Tasarım süreci sonunda, öğrencilerin geliştirdiği günümüz şartlarına uygun, estetik, fonksiyonel ve ergonomik tasarımlar, açılan sergide izleyiciye sunuldu.

Mimarlık ve mühendislik konusunda klasik çağdan zamanımıza gelebilen ve mimarlık alanının ana kaynaklarından biri olma özelliği taşıyan Vitruvius'un De Architectura'sında, bilim olmadan el becerisi kazanmayı amaçlayan veya yalnızca kuram ve bilime güvenen mimarların emeklerinin karşılığını alamayacaklarından, başarılı işler ortaya koyamayacaklarından söz ediliyor. MÖ 25'li yıllarda ortaya konulan bu tespitin hala geçerliliğini koruduğunu söylemek mümkün. Mimarlık alanında hayal edilenin çizgiye, geometriye, alana ve hacme dönüşmesi, kısaca tasarım aşaması eğitim sürecinin en önemli parçası iken projenin uygulamaya konulması ile ilgili teorik anlatımlar dışında kalıcı bir deneyim ortamı, mimar adaylarına sunulamıyor. Formel eğitimin bir parçası olarak yaz stajları, mimarlık öğrencisinin teori ile pratik arasındaki köprüyü kurmasını sağlamaya çalışsa da nitelik ve nicelik olarak arzu edilen seviyeye çoğu zaman gelinemiyor.

Uygulanan süreç sonrasında öğrencilerin dönem boyunca yaşadıkları süreci değerlendirmeleri istendiğinde ise bu yarıyılda eğlenerek öğrenmeyi öğrendiklerini, tasarımın farklı bir yönünü keşfettiklerini ve kendi mesleklerine olan ilgilerinin 1/1 ölçekte uyguladıkları mobilyalarına bağlı olarak arttığı yönünde bir çıkarım yapmak mümkün oluyor.

Öğrenciler, grup çalışması yaparken nasıl birlikte üretim yapabileceklerini, bilgi alışverişi yaparak nasıl kendilerini geliştirebileceklerini gördü, malzeme, boyut, ölçü, renk, doku, biçim gibi bileşenleri birebir yaşadı, yarattıkları mekanı algıladı, malzemeyi tanıyarak keşfetti, malzemenin farklı yorumlarla kullanılabilirliğini irdeledi.

Çalışma sürecinde, fikirlerin özgürce ifade edilmesiyle kendilerine olan güvenlerinin gelişmesi gibi yararlar sağlandı. Mimarlık ve iç mimarlık öğrencilerinin ürettikleri tasarımın kullanıcılar tarafından denenmesi ve yorumlanması ile tasarımcı - kullanıcı ilişkileri açısından değerlendirilmesi ise, meslek hayatlarında karşılaşabilecekleri sorunlara bir ön hazırlık oldu.

Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.