Türkiye’nin ilk tasarım haftası olarak yola çıkan İstanbul Design Week 13 Eylül Salı günü yapılan törenle kapılarını ziyaretçilere açmıştı. Eski Galata Köprüsü’nü ve Mineral ve Fosil Müzesi Sergi Alanı’nı mekan olarak seçen etkinlikin bu seneki kavramsal çerçevesi Yılmaz Zenger tarafından “Su Kenti İstanbul, Islak Pazar Yeri Haliç” olarak belirlenmiş. Etkinlik kapsamında fuar, sergiler, workshoplar ve dünyaca ünlü tasarımcıların konuk olacağı konferanslar yer alıyor.

Tasarım Konferansları
Tasarım haftasının ilk günü gerçekleşen konferanslardan birinin konuğu Fransız Ivan Duval ve Jean Sebastie’den kurulu Atypyk’di. Sabancı Üniversitesi Kasa Galeri’nin de bu seneki tasarım sergisinin konuğu olan ekip buna paralel olarak gerçekleşen konferansta birbirinden ilginç tasarımlarından söz ettiler ve izleyicilerin sorularını cevapladılar.

Önceleri çok farklı işlerde çalışan Duval ve Sebastie 1999 yılında Atypyk ile çalışmaya başlamışlar. Başka işlerde çalıştıkları dönemde tasarımı her zaman bir kaçış olara gördüklerini dile getire tasarımcılar Halen sıfırdan başladıkları işlerinde herşeyiyle kendilerinin ilgilendiğini dile getirdiler.

Konferansların bir başka konuğu Designersblock’du. Bir tasarım platformu olan Designersblock Rory Dodd ve Piers Roberts’den kurulu. Son 8 yılda yaptıkları sergilerden seçme resimlerin eşliğinde yaptıkları konuşmalarında nasıl kurulduğundan, felsefelerine kadar pekçok konudan söz ettiler.

Aslında bir tasarım ofisi olmayan Designersblock, insanların fikirlerini sunmak için oluşturulmuş bir platform. İkili bunu “Ticaret fuarını örnek alıp bunun şeklini değiştirdik.” diye ifade ediyor. Bu fikirden yola çıkarak davet edilen ya da kendi istekleri ile 300’ü aşkın kişi ile tasarım gündemini belirleyen Milano, Londra ve Tokyo gibi şehirlerde pek çok etkinliğe imza atmışlar.

Çarşamba gününün son konuğu ünlü İtalyan mimar ve tasarımcı Andrea Branzi’ydi. Archizoom’un ve Domus Academy’nin kurucularından olan Branzi İtalyan Radikal Mimarlığının öncülerinden.

Sözlerine Domus Academy’deki Türk öğrencilerine övgüyle başlayan Branzi, genç Türk tasarımcıların tasarım platformuna çok büyük katkı sağlayacağına inandığından söz etti. Tasarımdaki Kuzey Avrupa egemenliğinin yerine farklı kültürlerden gelen yerlerden farklı kültürlerin çıkmasını istediğinden dile getirdi.

20. yy’daki her soruna çözüm bulunabileceğine inancının 21. yy’da yerini her türlü soruna tek çözüm üreten bir sisteme bıraktığını, bunun da tasarım dünyasına yansıdığını ve farklı şekilde düşünmeye başladığını söyledi.

Kendi tasarım anlayışını “Gerçekleşecek tasarımlar değil, mimari görüş şeklini değiştirecek tasarımlar yaptım.” diyerek özetleyen Branzi, bir sunum eşliğinde çalışmalarından kesitler sundu.