Haberler

Tasarım ve marka

Tarih: 2 Mart 2010 Kaynak: Vatan Yazan: Rıfat Sarıcaoğlu
Geçtiğimiz hafta İtalya'da tasarım konusunda dünyada önde gelen 2 kurumu ziyaret etme imkânı buldum. Nuova Accademia Di Belle Arti Milano (NABA) ve Domus Academy.

Günümüzde marka sözcüğü artık çok anlam taşımaya başladı. Marka aslında herkesin anımsadığı ve özünde bir değer koyduğu veya atfettiği bir şey. Örneğin dünyada marka şehirler denince Paris, Londra, Roma, Milano, New York, Rio, Tokyo, İstanbul, Dubai gibi şehirler ön plana çıkıyor. Marka ülkeler denince de Almanya mühendisliği ile, ABD yaratıcılığı, ilmi ve üniversiteleri ile keza İngiltere de üniversiteleri ile; Fransa kozmetik sanayisi ve mutfağı ile, İsviçre finans merkezi olarak ve saat, kayak merkezleri, ayrıca çikolatası ile, İtalya "tasarım" la, Japonya elektronik konusunda önderliğiyle; Çin, seri üretimin merkezi olarak, Hindistan bilgisayar yazılımıyla, İspanya turizmi ile, Türkiye medeniyetlerin kesiştiği yer oluşuyla ön plana çıkan ülkeler olarak görülüyor.

İtalya, yukarıda da söz ettiğim gibi, genlerindeki yaratıcılık ruhuyla tasarımda ön plana çıkıyor. Otomobil dünyasında bir Ferrari, mobilya dünyasında yüzlerce marka, moda tasarımı konusunda binlerce marka yaratmış olmalarının altında EĞİTİM var. Milano'da öğrenciye, yaratıcı olabilmesi için eğitimde o kadar serbestlik tanınıyor ki inanın ben de şaşırdım.

Öğrencinin yeterince deneyimci olabilmesi için serbestlik çok önemli.

Günümüzde tasarım, kaşıktan binaya, giysiden uçağa, cep telefonundan saate kadar neredeyse milyonlarca alanı kapsıyor. Bu alanın bugünün gençlerine önümüzdeki yıllarda daha çok iş sahası yaratacağı kesin. Dünya ölçeğinde bilgi paylaşımı ve bilgiye ulaşma çok hızlı olduğu için tasarımcının da hızlanması gerekiyor. Görsel tasarım, moda, medya tasarımı, Grafik tasarımı, dijital tasarım, komünikasyon tasarımı, endüstri tasarımı, tekstil tasarımı, film tasarımı, iç tasarım, mimari tasarım, peyzaj tasarımı ve daha birçokları, gençlere iş imkânı yaratan tasarım alanları. Şu anda Milano'da moda tasarımcıları bile çok entresan bina tasarımlarına imza atıyor. Belki de yeterince tasarımcı yetişmediğinden.

Türkiye'ye gelince: Son yıllarda bu alana ilginin artması gerekirken eğitim sistemizin azizliğinden, maalesef gençlerimiz tasarıma gereğince ilgi göstermiyor. Halbuki iş imkânları sonsuz. Lise eğitimimiz her geçen yıl kan kaybediyor ve üniversitelere gelen kaliteli öğrenci sayısında azalma var. Bazı üniversiteler bu sorunu ilk yılı temel eğitim vererek çözmeye çalışıyor. Yıllar önce aynı sorun ABD'de de yaşanmıştı. Onlar da bu sorunu her ilde -eyalette community college'ları (2 yıllık ön lisans veya üniversite öncesi için temel dersleri veren kurumlar) hayata geçirerek gidermeyi seçti. Bugün halen ABD'nin en ücra köşelerinde bu kurumlar öğrenciyi üniversitelere kazandırmakta. Türkiye'nin son yıllarda açtığı üniversiteleri(!) bu statüye almak belki en doğru çözüm olacaktır.

Türkiye'de yüksek öğrenimde yerel markalar olarak benimsenen Boğaziçi, İTÜ, İstanbul, Mimar Sinan, Hacettepe, ODTÜ, Bilkent, Koç, Sabancı, Bilgi, Bahçeşehir gibi üniversitelerin marka değerlerini önce bölgeye ve daha sonra da dünyaya kazandırmaları ilk hedef olmalı.

Aslında İstanbul'dan sonra Antalya'nın da dünya markası bir şehir olması işten bile değil ama eğitimde de bir marka yaratması gerekiyor.

Türk mimarisinin de tasarımın bir parçası ve marka olabilmenin temel unsurlarından birisi olması gerekir. işte burada eğitim camiasına ve eğitmenlere çok iş düşüyor. Daha nice Han Tümertekin ve Nevzat Sayın'ların çıkması gerekir.

Marka olmanın temelinde eğitim ve eğitim sistemi bulunuyor.

Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.