Toplam 48 köşe yazısı 3 sayfada yayınlanmıştır.
Bu sayfada 1. yazıdan 20. yazıya kadar olanlar gösterilmektedir.
Bu sayfada 1. yazıdan 20. yazıya kadar olanlar gösterilmektedir.
Teknik Görünümlü Tasarım Modelinin Görünmeyen HipoteziKorhan Gümüş, 19 Aralık 2007 Planlama sürecinin ve mimari proje çalışmasının bu şekilde teknik bir konu olarak gösterilip, halktan ayrı tutulması yalnızca bir hukuk yönetimi için değil, profesyonellik yani meslek açısından da önemli bir sorun. Çünkü her tasarım kararı öznel bir fikir içerir. | |
İzlerHüseyin Yanar, 13 Aralık 2007 Çöldeki mekanların sırlarını Mohammed’den (Sherzad) öğrenmiştim. Beraber paylaştığımız odada ilgi çekici bir doktora çalışması yapıyordu. İngiltere’deyken kumun yer değiştirmesinin mekana olan etkisini, mekanı nasıl farklılaştırdığını araştırıyordu. | |
Yağ Satarım, Bal Satarım, Ustam Ölmüş Ben Satarım...Mahmut Şenol, 6 Aralık 2007 Mimarlarımızın içi rahat etsin! Mimar eniştemiz Ömer Ercan'la, bana darılan öteki akraba mimarlarımızın da.. Mühendislerimiz dahi derin bir oh çekebilir, bundan böyle. Artık onlara sataşmayacağım! Asıl kabahatlıyı buldum. | |
Lara Bölgesi’nin Antalya’nın Kentleşmesindeki RolüPınar Engincan Bol, 29 Kasım 2007 Bugün kentlerimiz hızlı bir gelişim süreci yaşamaktadırlar. Bir yandan kırsal alanların yapılaşmaya açılmasıyla büyürlerken, bir yandan da yapılı alanlar yenilenmekte ve değişmektedirler. | |
Oradan veya BuradanOrhan Ayyüce, 26 Kasım 2007 Bu benim Arkitera’da ikinci köşe yazım. Genelde İngilizce yazıp sürdüyorum bu faaliyeti. Mimari ve kentler hakkında yazmak için orada veya burada olmanız gerekmiyor. Bazı zamanlar bu tip yerleşilmemişlik etrafınıza daha objektif bakmanıza bile yardımcı olabiliyor. Tipik bir Dünya vatandaşı olabiliyorsunuz yani. | |
Tasarım Neden - 1Nuray Togay, 15 Kasım 2007 Rulet masasındaki bütün sayılar, rulet dönmeden önce eşittir. Ardından çark baş döndürücü bir yanılsama üretir. Ortaya konan para sayıların büyüsü altındadır artık. Bana ne kadar yatırdınız? O hep döner. Kazandırıyor muyum? | |
HippodamosGürhan Tümer, 8 Kasım 2007 Hippodamos, uzun saçları, pahalı takıları, yaz kış değiştirmediği giysileriyle biraz tuhaf bir insandı. Yine Aristoteles’e göre, bu insan doğabilim uzmanı olarak anılmaktan hoşlanırdı. Oysa, ona ün kazandıran, yani Hippodamos’u Hippodamos yapan, adını bugünlere taşıyan doğa değildir... | |
Balkon Aşağıya Sarkılmaması Gereken Yerdir...Mahmut Şenol, 2 Kasım 2007 Apartmanların önünde durup balkonlara bakınan, kılık kıyafeti düzgün, kerli felli, elli yaşlarında birisi, bugünlerde, Kadıköy’ün sokaklarında peyda oldu. Bir zamandır, balkonlara bakıyorum. | |
Cumhuriyet ile Mimarlık Arasında Nasıl Bir İlişki Kurulabilir?Korhan Gümüş, 26 Ekim 2007 Dün geçerken bir belge niteliğindeki Cumhuriyet döneminde yapılan su oyunları sisteminin traşlandığını, yok edildiğini; daha da kötüsü maksemin orjinal saçaklarının kırılarak yerine taklit tuğla ile güya Osmanlı tarzı yeni saçaklar yapıldığını gördüm. | |
“K”lar Arasında: Vucut Dili ÜzerineHüseyin Yanar, 18 Ekim 2007 Kurtköy... Kendi dilini konuşmaya başlayan, belki de kendi dilini yeni yeni öğrenen bir yer. TEM ile Pendik arasında, İstanbul’un hem uzak, hem de yakın bir köşesindeki bir dünya... | |
Köprüden ÖnceErtuğ Uçar, 11 Ekim 2007 İstanbul üzerine kurulmuş bir hayal hatırlamıyorum. Kapsamlı ve sistemli bir hayal, bir ütopya, yokluğundan bahsettiğim. Bu şehir ki kendi de bir hayal, hiçbir ütopya doğurmamış. Şehri, işleyişini, hatta yayıldığı coğrafyayı da şekillendirecek bir ütopya. 3. Köprü tartışmalarıyla ilgili topladığım yazıları okurken aklıma geldi tüm bunlar. O yazılar arasında bir ütopyanın gölgesini gördüm. | |
Eril Kenti Görmek ya da Görmemek: Eskişehir’i Yeniden KeşfetmekLevent Şentürk, 5 Ekim 2007 Bir köpek bir adamı ısırdığında haber olamadığı, tersine adam köpeği ısırdığında haber olabildiği içindir ki, şimdi yine bir mimarlık okulundan... | |
Şıkır Şıkır Daktilo...Mahmut Şenol, 27 Eylül 2007 Daktilo şıkır şıkır çalışan sihirli bir alettir. Şimdilerde, pabucu dama atılmış gibisinden naftalinli sandık odalarında tozlanıyor yahut yağı paslanıyorsa da, bileni bilir, daktilo eşi menendi bulunmaz eski bir dost, rint adam sınıfından muhabbetine doyulmaz bir ahbaptır. Onun muhabetti foyasızdır. Yazmaya oturan birinin ruh halindeki sıkıntıyı anlayacak kadar içten ve hassastır; tıkırtıları birden yasa bürünür. | |
İstanbul MİA İçerisinde Levent Zincirlikuyu Esentepe Hattının DurumuEbru Ersöz, 21 Eylül 2007 Uluslararası standartlar çerçevesinde ofis bölgelerini incelerken Merkezi İş Alanı (MİA) ve Merkezi İş Alanı dışı (MİA dışı) olmak üzere sınıflandırmaya gidilmektedir. | |
Mimarların İstanbul’uSimla Sunay Özdemir, 13 Eylül 2007 Popülist bir kitap "Yazarların İstanbul"u. Okuyorum çünkü yazarların önce insana sonra binaya baktığını biliyorum. Ancak beklediğim gibi olmuyor. Sanki “bakılacak” insan yok İstanbul’da ve yazarlar semt semt taşı, yani duranı, tanığı, yaşamayanı yazmış daha çok. | |
Evlerden Söz AçmakGürhan Tümer, 7 Eylül 2007 “Önce ev vardı” dersek yanlış olmaz; çünkü insanoğlunun yaptığı ilk yapı, hiç kuşkusuz katlı bir otopark değildi; bir dokuma atölyesi, bir konser salonu da değildi. O bir evdi. Aslında o, bir evden çok, bir kulübeydi, bir çardaktı. Ama tam olarak nasıl bir şeydi? Bu soruyu tam olarak yanıtlamak hiç kolay değil, daha doğrusu olanaksız. | |
Eski Bir Hikaye: İdeoloji ve MimarlıkErtuğ Uçar, 29 Ağustos 2007 Kadıköy Halkevi’ndeyim. Bu binanın arka avlusuna bakan ince uzun kütüphanesinde oturmuş kitapları karıştırırken dışarıdan erken genel seçime girecek partilerin propaganda şarkıları geliyor. | |
Anadolu Eğik Açılılık Geleneğinde Türk EviHüseyin Yanar, 16 Ağustos 2007 Eğik açılar, açılı duvarlar, açılı çizgiler, yollar bir başkaydı. Özeldi. Tek defaya özgüydü. Uzun yıllar, lise ve öncesinde, bir zamanlar Rumlar’ın, Türkler’in hatta Ermeniler’in birlikte olduğu sahil kasabası Gemlik’teki ortam... | |
Sinan Üzerine SaçmasapanUğur Tanyeli, 9 Ağustos 2007 Adamın biri otoyolda arabasıyla ters şeride girmiş. Karşıdan gelenlere rağmen kararlılıkla ilerlerken, bir yandan da polis radyosundaki anonsu dinliyormuş: “Bir sürücü otoyolda ters yönde araç kullanmaktadır. İlgililerin dikkatine...” Adam kendi kendine başını sallamış; şaşkınlıkla sormuş: “Allahım, hangi bir sürücü, hangi biri ters yönde?” | |
Daldım ÇıktıSaitali Köknar, 2 Ağustos 2007 TBMM milletin meclisidir. Halka açıktır. Gezilebilir. Önünde hatıra resmi çekilebilir. Gel gör ki önüne “taşıtlar”ın daha rahat hareket edebilmesi için bir daldı-çıktı yapıldı. Zaten pek kimsenin yürümediği yol yürünmez oldu. Millet, meclisinin önünden -araçla bile olsa- geçerken, artık meclisini göremiyor. |