Orman Bakanı Osman Pepe'nin gazetelere yansıyan söylemi önemli: "Yüzde 6 inşaat izni almışlar, yüzde 92 inşaat yapmışlar. Görevlilerim mühürlemeye gidiyor, silahlı adamlar içeri sokmuyorlar."

Pervasızlığın böylesi parmak ısırtıyor. Firmanın adını, inşaatları kadar, magazin basınından haberler de kamuoyunun gözüne soktu yıllardır. Firma krallıkmış gibi bir de veliahtı varmış.

Zavallı Boğaziçi... Yeşilleri açıkgöz işbilirler tarafından kaçak inşaatlarla kaplanırken, gecekondular yağmasına uğrarken kimsenin sesi çıkmadı. Bir "günah keçisi" olarak Uyum Kooperatifi bulundu. Mühürlenen -belki - tek inşaat.

Ne zaman, dokunulması güç isimlerin yapılarına bir müdahale olsa, gazete sayfalarına hemen Uyum villaları geldi. Çeyrek yüzyıla yakın süredir Uyum'un beton leşleri, Boğaz'ın en güzel yerinde durur.

Ne kimse kaldırır, ne yeşillenir, ne gerçekçi bir planla tamamlanmasına ve bu çirkinliğin ortadan kalkmasına izin verilir...

Sanki... Savaş sonrasının "Yahudi Toplama Kampları" gibi ibret anıtı işleviyle bu çirkinlik olduğu gibi bırakılır. Uyum'un kimi yöneticileri zengin olmuştur.

Uyum'un o değerli arsaları dilim dilim kimlere satılmıştır?.. Sakın son marifetlerini Bakan Pepe'nin dile getirdiği inşaatçı firmaya olmasın... Bu arada sadece o firma değil, Boğaziçi baştan başa kaçak villalarla doldu. Belki 1000'i aşkın villa... Büyük çoğunluğunun iskân ruhsatı yok.

Bir başka betonlaşma cinayeti, gecekondular... Boğaz'ın en güzel yerleri yeşil alanları gecekondularla kaplandı. Güya eski bir büyükşehir belediye başkanı, bunlara yeşil ışık yakarak kendine seçmen yaratacağını sanmıştı. Böylece ikinci kez seçilmeyi hayal ediyordu. Hevesi kursağında kaldı ama Boğaziçi'nde betonla "yeşile soykırım" yapılmıştı bile... Siyasetçiler, tek tük villaya, apartmana "şan" olsun diye göstermelik müdahalede bulunuyorlardı ama oy deposu gecekondulara dokunan yoktu.

Yani...

Orman Bakanı Pepe'nin cesaretle onlardan birinin, belki de en büyüğünün üzerine gitmesi tek örnek. Ama üzerine gidilmesi gerekenler pek çok ve bu firma, tek örnek değil. Sadece pek çoğunun arasında en gözü kara, en işini bilir/iş bitirir olanlardan biri.

Bu fotoğraftaki çarpıklığın başlıca nedeni, Anayasa Mahkemesi'nin iptal ettiği Boğaziçi düzenlemesinin bıraktığı boşlukta, bir yasanın hâlâ çıkmamış olmasıdır.

Hiçbir iktidar, bu yasayı Meclis'ten geçiremiyor. Yasa boşluğunda sadece gözü en kara olan müteahhitler, inşaat firmaları, riski göze alabiliyorlar. Onlardan birinin de silahlı adamları, Orman Bakanı'nın görevlilerini bile inşaata sokmamışlar. Tek tük her şeyi doğru, inşaatı kaliteli firmalar yok mu?.. Var. Böyleleri Boğaziçi'nde inşaat yapmadılar değil, fakat onlar istisna. 
 
Dünyada tek olan, güzelim Boğaziçi'nden bir yasayı bile esirgeyen iktidarlar, bu manzaranın sorumlularıdır.