Haberler

Sonsuz Şehir

Tarih: 25 Kasım 2009 Kaynak: New York Times Yazan: Nicolai Ouroussoff Çeviren: Betül Tuncer
VIII. Papa Urban, Zaha Hadid tarafından şehrin tarihi bölgesinin biraz dışında yapılan yeni çağdaş sanatlar müzesi Maxxi'yi görse ne yapardı? Benim tahminimce, hayran kalırdı.

17. yy papası, Roma tarihinin en seçkin patronlarından biri olarak, şehirlerin zamanda donup kalmadıklarını anlıyordu. Ruh eşi barok heykeltraş ve mimar Gian Lorenzo Bernini ile kahvaltıda yeni ve gösterişli projeler üzerine konuşmayı çok severdi. İkisi de şehirde iz bırakmaktan korkmuyordu.

O zamandan beri mimari sahne çok sönükleşti. Mussolini'nin faşist EUR bölgesideki gibi bazı etkileyici sivil projeleri başlattı. Ancak yarım yüzyıldan uzun süredir Romalılar geçmişe süzgün süzgün bakmaktan memuniyet duydular. Renzo Piano'nun muhteşem Parco della Musica binası gibi bir avuç kültürel yapı saygın ve asil kalıyor.

Geçtiğimiz Cumartesi günü mimari ön izleme amacı ile iki gün için halka açılan Maxxi, şehri bugüne bir gök gürültüsü misali sarsarak geri getiriyor. Duygusal çizgileri, şehrin enerjisini binanın tam göbeğine çekiyor ve etrafındaki her şeyi korkak gösteriyor. Bahardaki ilk sergisine kadar sanat eseri barındırmayacak galerileri muhtemelen Papa'nın neşe dolu bir ürpermeyi taa omuriliğinde hissetmesine neden olurdu. Hatta Bernini bile kıvrımlarını takdir ederdi.

Müzenin tamamlanması, şehrin yeniye artık alerjik olmadığını ve Roma'yı akademisyen ve turistler için mimari kalıntıların olduğu bir katalog olarak görenlerin sitemi olmadığının bir kanıtıdır. Her yeni neslin, geçmişin zorluklarını aşmaya teşebbüs edip çağdaş değerlere bağlı kaldığında şehirlerin zenginleştiği görüşünü doğruluyor. Bu da, bizim de, yaşayanlar olarak katkıda bulunabileceğimiz şeyler olduğu anlamına gelir.


Fotoğraflar: Ronald Halbe

Müze, uyuşuk bir 20 yüzyıl apartman binası ve Flaminio adlı eski bir ordu barakasının bulunduğu mahallede yer alıyor.

Sokaktan içeri çekilmiş, bir bloğun ortasında çakıl plazasına bakan bina görsel bir şölen sunmuyor, hatta ilk bakışta şaşırtıcı derecede sakin görünüyor. Güney cephesinde pürüzsüz, neredeyse ipeksi betonarme formun büyük kısmı geçici sergiler için galeriye dönüştürülen yaşlı bir fabrika binasının arkasına gizleniyor. Kuzey cephesi ise ana galerilerin uzun kıvrımlı duvarı ile korunuyor.

Ona doğru yürüdükçe enerji birikiyor. En iyi rota, Luigi Poletti Sokağı'ndan geçip araziye kuzeybatıdan yaklaşanı. Yaklaştıkça yol doğuya doğru dönüyor ama binanın dışbükey cephesi plazanın içine doğru kıvrılırken siz ilerlemeye devam ediyorsunuz. Patika, ana girişe yaklaştıkça daralıyor ve ivme hissi yaratıyor.

Girişte, üst galerilerden birine ev sahipliği yapan betonarme bir kutu kafanızın üzerinden dışarı uzanıyor ve önü ileri doğru tehditkar bir şekilde eğik.

Bayan Hadid, benzer fikirleri başka yerlerde de kullandı ve bunların en dikkat çekicisi Almanya'daki BMW fabrikasıydı. Amaç: binalarını etrafındaki sokak ve kaldırım ağına ve bizi birbirimize bağlayan altyapıya dahil etmek. Bu aynı zamanda mimarlık yapmanın da bir yolu, mekana hücum eden kütlelerin enerjilerini yakalayarak daha dinamik mekanlar yaratmak.

Roma'da bu strateji, müzenin kuleleşen lobisiyle daha da şiddetleniyor. Hediye dükkanı, kafe ve danışma köşesi hol etrafında gayrı resmi bir şekilde dağılıyor, koridorlar farklı yönlerde kıvrılarak uzanıyor. Anıtsal siyah bir merdiven mekanda yükseliyor ve ucu dar kanyon benzeri çatlaklar arasında yok olarak gelecek gizemlerle ilgili ipucu veriyor.

Bina ile ilgili bir soru kalacaksa o da galerilerin 100 metre uzunluğunda iç içe geçmiş uzun bant serilerinin Frank Lloyd Wright'ın Guggenheim Müzesi'nin rampaları gibi çözülmemiş olması. Hafif kıvrımlar sizi, kıvrımdan sonra ne geleceğinin merakı ile cezbederek ilerletiyor.

İlerleme hissi aydınlatma sistemi ile de güçlendirilmiş. Sistem, uzun, oda boyunca ilerleyen bıçak misali metal parçalarla bölünmüş gökyüzü aydınlatması şeklinde. Metal kanatlar, sanat eserlerini doğrudan aydınlatmaya maruz kalmasını engelliyor ve galeridekilerin ara ara gökyüzünü görmelerini sağlıyor. Hemen üstteki ikinci bir sistem çelik ızgaradan oluşuyor ve sert güney ışığını kesiyor. Ben oradayken hava bulutluydu ve aydınlatma dikkat dağıtmadan çok canlı ve sıcaktı.

Henüz bilmediğimiz, ve bir süre de öğrenemeyeceğimiz şey ise galerilerin kalabalığı ilerletecek devamlılığı ve aynı zamanda eserlerle zaman geçirtecek durağanlığı sağlayacak doğru dengeyi bulup bulamadığıdır. Bayan Hadid, mekanı daha ufak galerilere bölebilecek hareketli asma sistemi yaratmış, yukarı çıktıkça bantlardan biri farklı seviyelerde birkaç farklı mekana ayrılıyor.

Şu andaki mekanların akışı biraz insafsız görünüyor. Bölücüler uygulanana kadar, sanat eserleri tekrar tekrar asılana kadar ve küratörler ancak birkaç yıl boyunca sergi düzenleyerek mekanı hissetmeye başlayana kadar, galerilerin işleyip işlemediğini bilemeyeceğiz. Tahminimce, bazıları müze hala boşken görücüye çıkartılması kararına, çağdaş mimarinin ev sahipliği yaptığı sanat eserlerini gölgede bıraktığının bir kanıtı olarak dikkat çekecektir.

Bu sırada, Roma'nın Zaha Hadid'e ve temsil ettiği yepyeni dünyaya olan güveni ödüllendirildi. Hadid, yıllardır ürettikleriyle sahte cazibeden fazlası olduğunu göstermiş ve mimarlığın en orijinal ve güçlü seslerinden biri olmuştur. Maxxi ise efsanesine eklediklerinden sadece biri daha olacaktır. Romalılar artık kapılarının önünden geçerken geçmişle diyaloğun o kadar de tek taraflı olmadığını bilecekler.

Eğer Papa Urban bugün hayatta olsaydı, eminim ki Bayan Hadid ile kahvaltıda bir sonraki adımı konuşuyor olurdu.

Takvim
<<Mayıs 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
            1
2 3 4 5 6 7 8
9 10 11 12 13 14 15
16 17 18 19 20 21 22
23 24 25 26 27 28 29
30 31          
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.