Prof. Dr. Ercan’dan deprem uyarısı
Türk Mimar ve Mühendis Odaları Birliği (TMMOB) Jeofizik Mühendisleri
Odası Genel Başkanı Prof. Dr. Ahmet Ercan, depremin, mevsimler gibi sürekli
yaşanacağını, bu nedenle afete karşı hazırlıklı olunması gerektiğini
söyledi.
Ercan, Adapazarı’nda verdiği konferansta, ayak altında kalan karıncalar
gibi deprem kuşağında yaşayan insanların da sürekli deprem nedeniyle
ezildiğini ifade ederek, “Bu durumdan kurtulmanın tek yolu, gereken önlemleri
almaktır” dedi.
“DOĞA İZİN VERMEZ”
Depremlerin hiçbir zaman durmayacağını, bu yüzden insanların yerleşim
için ovalar yerine dağları tercih etmesi gerektiğini belirten Ercan, “Hiç
kimse deprem sözünü duymak istemiyor ama kış mevsimi gibi hep gelecektir.
Belediyeler ovada ev yapmaya izin verse de yapılmamalı. Yapılırsa da, 17 Ağustos’ta
olduğu gibi doğa izin vermez” diye konuştu.
“DÜZCE İÇİN TEHLİKE SÜRÜYOR”
Kocaeli bölgesinin, 2 yıl önce yaşanan depremler sonrasında rahatladığını,
ancak Düzce bölgesi için tehlikenin devam ettiğini öne süren Ercan, şunları
kaydetti:
“Bu bölgede, 3 yıl içinde yeni bir deprem kaçınılmazdır. Aynı şekilde
Adapazarı da o kadar rahatlamadı. (Bu bölgede 100 yıl deprem olmaz)
denilmesi yanlıştır. Bir yerde yıkıcı deprem olduysa yine olur. Tıpkı
1967 ve 1999’da olduğu gibi. Sakarya’da 7 yıl ile 30 yıl arasında yıkıcı
bir deprem yine yaşanabilir. 2 yıl geçtiğine göre, riskli döneme 5 yıl
kalmıştır. Bu nedenle kent, Sapanca, Karaman, Camili, Korucuk, Kazımpaşa,
Esentepe ve Köprübaşı’na, yani kayalık ve sağlam zeminlere acilen kaydırılmalıdır.”
İSTANBUL’DA OLASI DEPREM
Prof. Dr. Ahmet Ercan, İstanbul’da da deprem beklendiğine işaret
ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İstanbul’da meydana gelecek olası yıkıcı bir deprem en az 100 bin kişinin
ölümüne, 100 milyar dolar da zarara yol açar. Oysa, 6 milyar dolarlık ön
hazırlıkla bu deprem çok ucuz atlatılabilir. Zemin açısından, İstanbul’un
her yeri kötü değildir. Kötü olan yerler mahalle bazında sayılabilir.
Toplu konutları sağlam zeminlere kaydırarak, bu afetten kurtulma şansımız
var.”
Ercan, Marmara depreminden sonra orta hasarlı binalarda yapılan onarım çalışmalarına
da değinerek, şunları kaydetti:
“Orta hasarlı binaların onarılmasıyla, birilerine rant sağlamaktan başka
bir şey elde edilmez. Yapılar yıpranmıştır ve yorgun boksör gibi 10 raunt
sonra yıkılmak için yer aramaktadır. Onarım maliyeti, binanın toplam
maliyetinin yüzde 60’ı kadar tutmaktadır. Ben olsam ilk etapta bütün
evleri yıkarım. Kolonları, kirişleri kopan binaların onarılması mantıklı
değildir. Bu onarımlardan 150 trilyon, yer araştırmasında da 50 trilyon
para kazanılmıştır. Ayrıca, hesaplamalar ve onarım, uzman kişiler tarafından
yapılmıyor. İstanbul’da da durum tam bir rezilliktir. Katiller bizim içimizdedir.”
NTVMSNBC
|