reklam

Haberler
29 Kasım 2001 Perşembe

Prof. Dr. Ercan’dan deprem uyarısı

Türk Mimar ve Mühendis Odaları Birliği (TMMOB) Jeofizik Mühendisleri Odası Genel Başkanı Prof. Dr. Ahmet Ercan, depremin, mevsimler gibi sürekli yaşanacağını, bu nedenle afete karşı hazırlıklı olunması gerektiğini söyledi.

Ercan, Adapazarı’nda verdiği konferansta, ayak altında kalan karıncalar gibi deprem kuşağında yaşayan insanların da sürekli deprem nedeniyle ezildiğini ifade ederek, “Bu durumdan kurtulmanın tek yolu, gereken önlemleri almaktır” dedi.

“DOĞA İZİN VERMEZ”
Depremlerin hiçbir zaman durmayacağını, bu yüzden insanların yerleşim için ovalar yerine dağları tercih etmesi gerektiğini belirten Ercan, “Hiç kimse deprem sözünü duymak istemiyor ama kış mevsimi gibi hep gelecektir. Belediyeler ovada ev yapmaya izin verse de yapılmamalı. Yapılırsa da, 17 Ağustos’ta olduğu gibi doğa izin vermez” diye konuştu.

“DÜZCE İÇİN TEHLİKE SÜRÜYOR”
Kocaeli bölgesinin, 2 yıl önce yaşanan depremler sonrasında rahatladığını, ancak Düzce bölgesi için tehlikenin devam ettiğini öne süren Ercan, şunları kaydetti:
“Bu bölgede, 3 yıl içinde yeni bir deprem kaçınılmazdır. Aynı şekilde Adapazarı da o kadar rahatlamadı. (Bu bölgede 100 yıl deprem olmaz) denilmesi yanlıştır. Bir yerde yıkıcı deprem olduysa yine olur. Tıpkı 1967 ve 1999’da olduğu gibi. Sakarya’da 7 yıl ile 30 yıl arasında yıkıcı bir deprem yine yaşanabilir. 2 yıl geçtiğine göre, riskli döneme 5 yıl kalmıştır. Bu nedenle kent, Sapanca, Karaman, Camili, Korucuk, Kazımpaşa, Esentepe ve Köprübaşı’na, yani kayalık ve sağlam zeminlere acilen kaydırılmalıdır.”

İSTANBUL’DA OLASI DEPREM
Prof. Dr. Ahmet Ercan, İstanbul’da da deprem beklendiğine işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İstanbul’da meydana gelecek olası yıkıcı bir deprem en az 100 bin kişinin ölümüne, 100 milyar dolar da zarara yol açar. Oysa, 6 milyar dolarlık ön hazırlıkla bu deprem çok ucuz atlatılabilir. Zemin açısından, İstanbul’un her yeri kötü değildir. Kötü olan yerler mahalle bazında sayılabilir. Toplu konutları sağlam zeminlere kaydırarak, bu afetten kurtulma şansımız var.”
Ercan, Marmara depreminden sonra orta hasarlı binalarda yapılan onarım çalışmalarına da değinerek, şunları kaydetti:
“Orta hasarlı binaların onarılmasıyla, birilerine rant sağlamaktan başka bir şey elde edilmez. Yapılar yıpranmıştır ve yorgun boksör gibi 10 raunt sonra yıkılmak için yer aramaktadır. Onarım maliyeti, binanın toplam maliyetinin yüzde 60’ı kadar tutmaktadır. Ben olsam ilk etapta bütün evleri yıkarım. Kolonları, kirişleri kopan binaların onarılması mantıklı değildir. Bu onarımlardan 150 trilyon, yer araştırmasında da 50 trilyon para kazanılmıştır. Ayrıca, hesaplamalar ve onarım, uzman kişiler tarafından yapılmıyor. İstanbul’da da durum tam bir rezilliktir. Katiller bizim içimizdedir.”
NTVMSNBC

Kasım 2001 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
      01 02 03 04
05 06 07 08 09 10 11
12 13 14 15 16 17 18
19 20 21 22 23 24 25
26 27 28 29 30
diğer aylar için tıklayın

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz