Mimarlıkta 'sanata' özlem
Mimarlık, bin yıllara uzanan tarihini hep ''temel
sanat dalı'' olarak yaşadı... Şimdi ise sadece ''teknik'' bir hizmet olarak
algılanıyor ve mimarlık eğitiminde bile ''sanat'' kavramı giderek
''tarihe'' terk ediliyor...
Türkiye, dünya mimarlık tarihinin ''beşiği''
olmasına rağmen ''mimarlıktan'' neden giderek uzaklaşıyor?..
Daha da çoğaltılabilecek olan bu yöndeki sorularla ilgili Mimarlar Odası'ndaki
ayrıntılı bir çalışmanın; ''Türkiye'nin Mimarlıkla Yeniden Buluşması
İçin Rapor'' başlığıyla, 1 Ekim 2001 Dünya Mimarlık Günü'nde Cumhurbaşkanı
Ahmet Necdet Sezer 'e sunulduğunu, bir önceki ''Uygarlıklar İzinde'' mizde
(Cumhuriyet, 1 Kasım 2001) duyurmuştum...
Şimdi ise aynı rapordaki saptamalar arasında önemli bir yer tutan, ''Türkiye
gibi bir mimarlık ülkesinde acaba mimarlık eğitiminin içerik ve düzeyi de
bu ulusal zenginliğe yakışır durumda mıdır?..'' sorusunu daha ayrıntılı
irdelemek üzere bir ''kurultay'' gerçekleşiyor...
İstanbul'daki Yıldız Teknik Üniversitesi 'nde (YTÜ) 3-5 Aralık 2001 günlerinde
(Pazartesi-Çarşamba) yine Mimarlar Odası'nca düzenlenen ''Mimarlık ve Eğitim
Kurultayı'' nın hazırlık ve çağrı metinlerinde ise kısaca şu
vurgulamalar yer alıyor:
''Yeterli kadro ve altyapıdan yoksun açılan mimarlık okulları, sadece
mimarların yeterliliğini değil ülke mimarlığını da olumsuz
etkilemektedir...''
''Mimarlığın, gelişen koşullardaki yeni sorumluluklarını da mimarlık
sanatı ile birlikte gözeten bir eğitim yapılanması gereklidir...''
''Mimarlıkta 'mesleki sorumluluk' üstlenebilmek için, uygulamaya dönük sürekli
eğitim ortamı kurumsallaşmalıdır...''
''Gelenekselin zengin birikimlerine yabancı değil, ondan ders alan ve
beslenen bir çağdaş -kimlikli- gelişmiş mimarinin eğitimde de temel ekseni
oluşturması yeğlenmelidir...''
''Mimarlığı kent planlamasından dışlamak yerine, şehirciliğin öncelikle
mimariyle yeniden kucaklaşarak güçlenmesini hedefleyen bir eğitim ve uzmanlık
anlayışı benimsenmelidir...''
Bütün bu vurgulamalar, ilgili uzmanların ve tartışmacıların katılımıyla
üç gün boyunca irdelenecek...
Ardından ise aynı sonuçların yaşama geçebilmesi için gerekli izleme ve
örgütlenme süreci başlayacak...
Kurultayın ''verimli'' olabilmesi için sadece mimarların, mimarlık
okullarının ve meslek odasının değil, toplumun tüm kesimlerinin bu
''sorgulamaya'' ve bu ''arayışa'' sahip çıkması gerekiyor...
Çünkü ''mimarisiz'' bir gelecek, önce toplumun kimlikli ve uygarca yaşama
ortamını yok etmeyecek midir?..
KİMLİK YOKSUNU YIĞILMALAR -
Bu "modern" (!) kent dokusu, "dünya mirası" İstanbul'un
ortası... Mimarlık sanattan, planlama da mimarlıktan uzaklaşınca, "eğitimli
mimarların" imzaları işte bunu da yaratıyor...
Cumhuriyet
|